CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, “Saray’ın yaşadığı Türkiye ile halkın yaşadığı Türkiye”nin farklı olduğunu belirterek, bu farkı 13 madde olarak sıraladı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin Meclis Grup Toplantısında konuştu. Türkiye’nin güzel bir ülke olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, farklı görüşlere rağmen, birlikte huzur içinde yaşamak istediklerini söyledi.
Ancak huzur bırakılmadığını belirten Kılıçdaroğlu, “Asla ve asla umutsuzluğa kapılmayın. Bu ülkeye güzel baharı hep beraber getireceğiz. Demokrasi içinde getireceğiz, halkın oylarıyla getireceğiz. Öteden beri söylerim, yine söylüyorum; ben bu milletin ferasetine güveniyorum.” dedi.
Milletin bir noktada “yeter artık” diyerek oyunun rengini değiştirebileceğini, halkın çıkarlarını savunan, kul hakkı yemeyen, kararlı bir kişiyi, kararlı ve onurlu bir partiyi iktidara taşıyabileceğini dile getiren Kılıçdaroğlu, “Biz bunu yapacağız.” dedi.
‘Gezi eylemi aydınlanma hareketidir’
Gezi Davası’na değinen Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: “Gezi eylemini, bir baskının ortaya çıkardığı aydınlanma hareketi olarak görmemiz gerekiyor. Dolayısıyla gençlerin yaptıkları eylemleri de saygıyla, sevgiyle karşılamamız gerekiyor. Bir dönemin savcılarının hazırladığı iddianamelerle, ki o savcıların bir kısmı kaçtı bir kısmı hapiste, bizim gençlerimiz, akademisyenlerimiz, sanatçılarımız yargılanıyor. Bunlar doğru değildir. Buna izin vermemek lazım. Adalet dediğimiz kavramın içini boşaltmamamız lazım.”
Gezi olaylarının üzerinden çok zaman geçtiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, “Çok sayıda gencimiz hayatını kaybetti, iktidarın kurduğu baskı sonucu gençlerimiz hayatını kaybetti. Hiçbir zaman gençlerimiz eline silah almadı. Kimisi eline gül, kimisi karanfil, kimisi piyano, kimisi gitar, kimisi saz aldı. Ramazan Bayramı’nda beraber namaz kıldılar. Bu kadar güzel, bu kadar hoşgörülü bir eylemi kalkıp da bir darbe eylemi gibi tanımlamak asla ve asla doğru değildir.” dedi.
‘Bu davanın adalet içinde sonuçlanmasını bekliyoruz’
Gezi eylemlerine yönelik bin 376 kişinin “Ben de oradaydım” diye bir metin hazırladığını ve dağıttıklarını anlatan Kılıçdaroğlu, “Ne kadar masum ve güzel” diye nitelendirdiği metni okudu. Kılıçdaroğlu, “Dolayısıyla her şeye rağmen hepimiz bu davanın adalet içinde sonuçlanmasını bekliyoruz. Her şeye rağmen adalet olmalı, her şeye rağmen güzellik olmalı, her şeye rağmen birlikte yaşamalıyız.” dedi.
‘Darbe sonrası döneme yönelik de açıklama yapabilirim’
Kılıçdaroğlu, partisinin geçen haftaki grup toplantısında FETÖ’nün siyasi ayağına ilişkin açıklamalarda bulunduğunu hatırlatarak, söz konusu ifadelerinin Cumhurbaşkanı Erdoğan ve cephesinde büyük yankılar uyandırdığını söyledi. Kılıçdaroğlu, arzu edilmesi halinde 15 Temmuz darbe girişiminden sonraki döneme yönelik de açıklama yapabileceğini ifade ederek, geçen hafta yönelttiği 7 soruya yanıt beklediğini belirtti.
Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ın kendisine yönelik açtığı davaya ilişkin şunları kaydetti:
“Benimle ilgili 500 bin liralık dava açtı. Çok korktum. Avukatım ‘Biz de dava açacak mıyız?’ dedi. ‘Açacağız.’ dedim. ‘Biz de 500 binlik açalım mı?’ dedi. ‘Adamına göre, 5 paralık dava aç.’ dedim. Avukatım dedi ki ‘Vallahi 5 para yok.’ ‘O zaman 5 kuruşluk olsun’ dedim. Davayı o yüzden 5 paralık değil, 5 kuruşluk açtık. Değeri biraz yükseldi ama idare edeceğiz.”
Kılıçdaroğlu konuşmasına “Sarayın yaşadığı Türkiye” ile “Halkın yaşadığı Türkiye” arasındaki farkı 13 madde ile şöyle açıkladı:
- Onların işsizlik diye bir derdi yoktur. Arada bir işsizliği önleyeceğiz, 10 paket olsun, 20 paket oldu. Her paketin sonunda işsizlik arttı. Halkın gündeminde ise işsizlik var.
- Sarayın gündeminde yoksulluk yok. Saray sosyetesi yoksulluğun ne olduğunu da bilmemektedir. Arada bir 50 bin dolarlık çantayla yoksul evlerine gidilir ve yoksulluk afişe edilir. 50 bin dolarlık çantayla gidiyorsan kusura bakma sen yoksulla alay ediyorsun demektir. Halkın yaşadığı ülkede yoksulluk var. Akşam pazar atıklarından beslenen yüz binler var.
- Saray sosyetesinin bir gelecek endişesi yok. O kadar ki sadece Türkiye’de değil, Amerika’da geleceklerini güvence altına aldılar. Menettın’dan gökdelen alan ben miyiz? Kamunun kaynakları aktarılarak kendilerine gökdelen dikiliyor. Neymiş efendim öğrenci yurdu yapıyoruz. 10 bin dolar metrekaresi. Hangi öğrenci kalacak burada? Halkın yaşadığı Türkiye’de gelecek kaygısı var. Gençlerimiz umudunu kesti kendi geleceklerini yabancı ülkelerde arıyorlar.
- Sarayda hayat pahalılığından eser yoktur. Kira parası, doğalgaz, elektrik, ulaşım masrafı, eğitim masrafı, mutfak masrafı yoktur. Bütün bu masrafları 82 milyon olarak biz karşılarız. Halkın yaşadığı Türkiye’de mutfakta yangın var. İntiharlar. Aile boyu intiharlar. Hepimiz bu Türkiye ne zaman düzelecek diye soruyoruz. Türkiye’yi huzura kavuşturmak namuslu politikacıların görevidir.
- Saray sosyetesi vatandaşa hesap sormaya değer bulmaz. Vatandaşı ezilmesi gereken bir sinek gibi görür bazen. Halkın beklediği temiz siyaset. Halkın beklediği her kuruşun hesabını veren siyasettir.
- Saray sosyetesi TBMM’ni kendi çıkarlarına hizmet eden bir organ olarak görür. Çünkü bilir ki hangi talimatı verirsem burada AKP ve MHP oylarıyla bunlar yerine gelir.
- Saray sosyetesinde adalet, hukuk yoktur. Halk ise hakkı, hukuku arar. Ama bunu aramanın vatandaş için ne kadar pahalı olduğunu biliyoruz.
- Saray sosyetesinin gözünde devlet soyulacak bir organ olarak görülür. Dolarla ihale almıştır. Yani kendisine tahsis edilmiştir. Bunlar vatandaşın değil sarayın gözünde makbuldürler. O kadar ki milletin anasına küfredecek kadar makbul vatandaşlardır.
- Saray sosyetesinde vergi vermek enayiliktir. Kendi yönettiği ülkeye vergi vermemek için Man Adası’na para aktarırlar. Kızılay’ın felaketini hepimiz biliyoruz. Saray ödemez ama vatandaş bütün vergilerini öder.
- Saray sosyetesi devleti bir çiftlik olarak görür. Ye yiyebildiğin kadar. Vergiler yetmezse dışarıdan, içeriden borç alırlar. O da büyük masraftır, onu da vatandaşın sırtına yükler. Vatandaş çoğu zaman bunların farkında değildir. Çünkü en büyük derdi ay başını nasıl getirmek. Saray sosyetesinde icra diye bir kavram yoktur. Öyle ballı bir yaşam yaşıyor ki saray sosyetesi düşünemez bile. Ama her iki vatandaştan biri icralıktır.
- Saray sosyetesine asla vatan sevgisi yoktur. Neden yoktur? Tank palet fabrikasını bedelsiz olarak Katar ordusuna peşkeş çekenler vatansever olamazlar. Saray sosyetesine tank palet bağlamında destek verenler de ne milliyetçi ne de vatansever olamazlar.
- Saray sosyetesinin emriyle bir Türk toprağı ve bayrağı ilk kez terk edilmiştir. Süleyman Şah Türbesi’nin olduğu yer. Saray sosyetesinin ülkenin çıkarlarını korumak gibi bir derdi yoktur. Yedikçe daha fazlasını istiyorlar.
- Saray sosyetesine israf esastır. İsrafı helal olarak görürler, halkın Türkiye’sinde ise israf haramdır. 13 tane uçağı var. Bir tane de Katar’dan bedava alındığı söyleniyor ama tartışmalı. Ne yapacaksın 13 uçağı? İnsan Allah’tan korkar ya. Yazlık sarayı var Muğla’da, bir tane daha yapıyor.”
Kaynak: AA ve MA