Kobani Davası’nda konuşan HDP eski MYK Üyesi Pervin Oduncu, “Bu ülkede bizler ceza aldığımızda, HDP yok sayıldığında bu sorunlar çözülecek mi? Yıllardır askeri yöntemlerle üzerine gidilen Kürt sorunu çözülecek mi?” dedi.
IŞİD’in Kobani’ye yönelik saldırılarına karşı 6-8 Ekim 2014’te gerçekleştirilen eylemler gerekçesiyle Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanları, Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyeleri ve yöneticilerinin de aralarında bulunduğu 24’ü tutuklu 108 kişi hakkında açılan davanın üçüncü duruşmasının beşinci oturumu, Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde verilen aranın ardından devam ediyor.
‘Saldırı barışa sıkılan bir kurşundur’
Aranın ardından söz alan HDP eski Urfa Milletvekili İbrahim Binici, HDP İzmir il binasına yapılan saldırıda katledilen Deniz Poyraz’ı anarak başsağlığı diledi. Binici, “Bu saldırı eşit, özgür ve barış içinde bir arada yaşama saldırıdır. Barışa ve Türkiye halklarının birlikte yaşama iradesine sıkılan bir kurşundur. Bu işin failleri er ya da geç yargı önüne çıkarılmalıdır” dedi.
‘İnsanlık dramına duyarsız kalamazdım’
Binici, ardından iddianamede yer alan “suçlamalara” ilişkin savunmasına geçti. Binici, “Hayatımın her döneminde şiddetin her türlüsüne karşı durdum. 6-8 Ekim’de meydana gelen olaylardan dolayı yargılanıyor olmak utanç vericidir. Kobani’de yaşanan insanlık dramına duyarsız kalamazdım. Buna duyarlı olmak için ne bölgede olmak ne de milletvekili olmak gerekir” dedi. Binici, iddianamenin dayanaktan yoksun olduğuna vurgu yaptı.
‘HDP’ye hizmet insanlığa hizmettir’
HDP’ye hizmet etmenin insanlığa hizmet anlamına geldiğini dile getiren Binici, “Bu halka faydalı olmasaydım bu halk, milletvekili olma onurunu yaşatmaz, kaybettirirdi. Siyasetçiler halka hizmet için vardır. Kobani’de yaşanan katliama sessiz kalsaydım seçmenlerimin yüzüne bakamazdım ve kendi vicdanımda mahkum olurdum. Yaşanan insanlık dramına karşı bu sorumlulukla hareket ettim” şeklinde konuştu.
‘Cübbeyi çıkarıp gelin’
Binici’nin savunmasının ardından çapraz sorguya geçildi. Mahkeme başkanının, “‘Türkiye IŞİD’e yardım ediyor’ denildi gün boyunca, madem öyle neden Kobani’den gelenlere çadır kuruldu” sorusu üzerine araya giren savunma avukatı, “Sorunun muhatabı müvekkilim değil” diyerek soruya itiraz etti. Binici de yöneltilen soruya, “Gelip bir çay içerseniz sorunuza yanıt veririm ama üzerinizdeki cübbeyi çıkarın” yanıtını verdi.
Aile fotoğrafları dosyada
Ardından Binici’nin avukatı Kemal Binici konuştu. Avukat Binici İzmir’de yaşanan saldırıyı kınadı. Binici, iddianamenin içeriğini eleştirerek, “çöp” niteliğinde olduğunu vurguladı. İddianamede İbrahim Binici’nin ailesiyle birlikte Newroz’da çektiği fotoğrafların da yer aldığını dile getiren avukat Binici, “Bunların nasıl olur da dosyaya delil olarak konulduğunu anlamak oldukça zor” dedi.
‘Poyraz çalışma arkadaşımdı’
Avukatın savunmasının ardından HDP eski Merkez Yürütme Kurulu (MYK) Üyesi Pervin Oduncu söz aldı. Oduncu katledilen Deniz Poyraz’ı tanıdığını, annesi Fehime Poyraz’ın da çalışma arkadaşı olduğunu belirterek, başsağlığı diledi. Oduncu, yaşanan katliamı kınadı.
‘Yargılanmak istenen çözüm sürecidir’
Mahkeme heyetinin yargılama sürecindeki tutumunu eleştiren Oduncu, “İddianame, siyasi iktidarın ihtiyacı doğrultusunda önünüze konuldu ve bizler 3 bin küsur sayfalık iddianamenin bir yerlerine sıkıştırıldık. Şahsımızda yargılanmak istenen çözüm sürecidir. HDP çift taraflı yürütülen çözüm sürecinin yürütücüsü oldu. HDP’li olmaktan gurur duydum ve hala gurur duyuyorum. Bugün burada olmamızın nedeni de 7 Haziran seçimlerini kazanmak. Ne tesadüf ki partimizin kapatılması için de Haziran ayı seçildi. İddianamede biz varız ama IŞİD yok. IŞİD vahşeti yokmuş gibi sanki insanlar kendi kendilerine sokağa çıkmış gibi bir algı yaratıldı” ifadelerini kullandı.
‘Kürt sorunu ancak barışla çözülür’
“Bizler neden buradayız, neden 38 kez ağırlaştırılmış müebbet isteniyor?” diye soran Oduncu, şöyle devam etti: “Araştırma önergeleri neden kabul edilmedi? O dönemin araştırılmasını isteyen biziz ama bugün illegal ‘terörist’ olarak yargılanan yine bizler oluyoruz, neden? Bu ülkede bizler ceza aldığımızda, HDP yok sayıldığında bu sorunlar çözülecek mi? Yıllardır askeri yöntemlerle üzerine gidilen Kürt sorunu çözülecek mi? Sayın Abdullah Öcalan ‘40 yıl da geçse bu sorunu barışla çözeceğiz. Bunun başka yolu yok’ demişti. Ben de bugün bunu söylüyorum. Kürt sorunu kangrenleşmiş bir sorun ve ancak barışla çözülebilir.”
Ardından çapraz sorguya geçildi. Mahkeme başkanı iddianamede yer alan gizli tanık “Ulaş”ın ifadelerini sordu. Oduncu, ifadeleri reddetti. İddia makamı da, MYK toplantısıyla aynı gün yapılan kadın toplantısının içeriğini sordu.
Davanın hukuksal değeri yok
Ardından Oduncu’nun avukatı Zeynep Sedef Özdoğan söz aldı. Özdoğan, “HDP’liler AKP’lileri eleştirdikleri için mi binlerce kez ceza ile karşı karşıyalar? Bu davanın hiçbir hukuksal değeri yok. İnsanlık tarihi zorbalar, talancılar eliyle değil, özgürlük mücadelesi verenlerin eliyle şekilleniyor. HDP’nin çalışma amacı da herkes için eşitlik ve özgürlüğü yaşama geçirmektir” diye belirtti. Adaletin tesisi için üzerlerine düşen her şeyi yapacaklarını belirten Özdoğan, Oduncu’nun tahliyesini talep etti.
49’lar davası
Söz alan Oduncu ve Binici’nin avukatı Yezdan Aydın da, 49’lar Davası’na değinerek, “49’lar Davası derin devlet ve MİT’in eliyle dosyalaştı ve Yassıada Davası’yla zaman aşımına uğradı. Burada söylediğiniz sözler, verdiğiniz her karar arşiv olarak kalacak ve insanlar yıllar sonra da olsa buna ulaşabilecek. Hukuki dayanağı olmayan bir dosyada esasa ilişkin savunma yapmam” dedi.
‘Polis tarafından darp edildik’
Polisin dün görülen duruşmanın oturumunda avukatları engellediğini, darp ettiğini hatırlatan Aydın, “12 Eylül yargılamalarında bile avukatlar adliye koridorlarında darp edilmedi. Ama evet akşam gidip kafalarına sıktılar. Biz ise dün burada polisler tarafından darp edildik. Gözlüğüm kırıldı. Önümüzde sadece duvar var. Önümüzde oturtulan jandarma, polis ve kolluk bizleri bu duvardan mı koruyor? Biz bunları istemiyoruz. Dünden sonra kolluk kuvvetlerinin benim cübbeme dahi değmesini istemiyorum. Bizler bunları bu duruşma salonunda istemiyoruz. Bu işe noktayı koyun ve bu söylediklerimi bir ihbar olarak alın” ifadelerini kullandı.
‘Ölülerimizi mi yarıştırıyoruz’
İstanbul 3. Havalimanı inşaatında yakılarak öldürülen Kürt işçi Mehmet Aytaç’ı da hatırlatan Aydın, “Kürt ve HDP’li diye. Seçim zamanında HDP’li bir emektar yakılarak öldürüldü. Bunlar sorulmasın, bizler ölülerimizi mi yarıştırıyoruz? Bizler barışı temin etmeliyiz. 21’nci yüzyılda dövülüyoruz, ötesi yok. Avukatın dövüldüğü yerde müvekkillerimizin güvenliği mi olur” diye sordu.
21 Haziran’a kadar ara
Oturumda talep edilenlere ilişkin kararını açıklayan mahkeme heyeti, bir kısım siyasetçilerin aynı cezaevine alınmaları talebine yönelik daha önce yazı yazılmasından kaynaklı talebi reddetti. Heyet ayrıca, “Bir kısım sanık müdafilerinin duruşma salonu içerisindeki polislerin duruşma salonundan çıkarılması talebinin yargılama sırasında dışarıda protesto gösterilerinin olması, bu protestolar sırasında sanıkların can güvenliğinin olup olmadığı mahkeme heyetine sormaları nazara alınarak duruşma salonu ve salonda bulunanların güvenliğinin sağlanması noktasında zorunlu bulunduğundan” talebin reddine karar verdi.
Kobani Davası’nın 3’üncü duruşmasına 21 Haziran’da devam edilecek.
MA / ANKARA