Kobani Davası’nda 4 tahliye

Kobani Davası’nda yerine kayyım atanan Kars Belediye Eşbaşkanı Ayhan Bilgen, Berfin Özgü Köse, Can Memiş ve Cihan Erdal hakkında tahliye kararı verildi.

Kobani’ye yönelik saldırılara karşı 6-8 Ekim 2014’te gerçekleştirilen eylemler gerekçesiyle HDP’li siyasetçilere açılan davanın üçüncü duruşmasının ikinci oturumu siyasetçilerin savunmalarıyla devam etti.

Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Sincan Cezaevi Kampüsü’nde görülen duruşmaya yarına kadar ara veren mahkeme heyeti, yerine kayyım atanan Kars Belediye Eşbaşkanı Ayhan Bilgen, Berfin Özgü Köse, Can Memiş ve Cihan Erdal hakkında, savunmalarının alınmış olması ve suç vasfının değişme ihtimali bulunduğu göz önünde bulundurarak, adli kontrol şartıyla tahliyelerine karar verdi.

‘Bir paylaşım nasıl delil olur?’

Tahliye kararı öncesi Cihan Erdal savunma yaptı. Kendisiyle ilgili somut bir iddia olmadığını söyleyen Erdal, iddianamede yer almasının tek nedeninin dönemin MYK üyesi olmasından dolayı olduğunu dile getirdi. Erdal, “Neredeyse 9 aydır tutukluyum. Bu koşullarda ekstra bir kanıt delil sunma hakkım da elimden alınmış durumda. AİHM kararlarının hayata geçilmesi, gereğinin yerine getirilmesi lazım. 19 Eylül 2014 tarihli Facebook paylaşımında Demirtaş’ın bir TV’de yayınladığı programı paylaşmışım. Size samimiyetle sormak istiyorum; bu haberin içeriğinde suç teşkil edecek bir durum yok. Sadece haber vermek niyetiyle yapılan bir paylaşım nasıl 37 kez müebbet alacağım bir delil olarak dosyaya konulabilir? Evrensel gazetesinin bir haberini paylaşmışım. Yine bana ait tek bir ifade yok. Bir baba oğlunu kaybetmiş, bu acı çığlığı paylaşmışım. Bundan ibaret. Bu paylaşımım ne yönden suç teşkil ediyor? 6-8 Ekim olaylarına dair nasıl bir suç teşkil eder?” sorularını yöneltti.

‘Kendi kimliğimle yer aldım’

Erdal, “Genç olma halini temsil eden biri olarak önerildim ve HDP MYK üyesi oldum. HDP içinde bu farklılıkları kendi kimliğimi, LGBTİ aktivisti olma halimi temsil eden bir demokratik koalisyona katılmaya çalıştım. O dönemin MYK kurulu masasını şöyle tarif edebilirim; bir liberalle bir sosyalistin, bir LGBTİ bireyin aynı masada durduğu, temsil ettiği bir birliktelikten bahsediyorum. Aralarında menfaat olmayan bir MYK. Ben de orada kendi kimliğimle yer aldım” şeklinde konuştu.

Erdal’ın savunmasının ardından çapraz sorguya geçildi. Mahkeme başkanı iddianamede yer alan bir kısmı ekrandan göstererek, “Dosyanızda YPG’ye ilişkin paylaşım var. Ona ilişkin bir şey demediniz” dedi.

Soruyu yanıtlayan Erdal, “Bu hususta avukatım da konuşacaktır. Ama dünyanın herhangi bir yerinde yaşanan her şeye ilişkin sosyal medya hesabından tweet atıyorum. Bir zaman sonra onlara bakıyorum. Bundan öte bir amacı olmayan haber niteliği paylaşımlardır. Şiddeti, terörü bir amaç haline getirmiş hiçbir örgüte etik ve örgütsel düzeyde hiçbir bağım, sempatim olmamıştır. Akademi pratiklerimde de bunun aksine iddia edilmeyeceği açıktır” dedi.

Mahkeme Başkanı: YPG’yi ne olarak görüyorsunuz?

Mahkeme başkanının yönlendirici sorular sormasına avukatlardan tepki geldi.

Mahkeme başkanı: YPG’yi ne olarak görüyorsunuz?

Avukatlar: Anayasaya aykırı sorular soruyorsunuz. Niyetiniz nedir?

Mahkeme başkanı: Cevap vermek zorunda değil.

Avukatlar: O zaman siz görevinizin gereğini yaparak, sormamanız gereken soruları sormayın.

Mahkeme başkanı, avukatları dinlemeden Erdal’a soruları yanıtlamasını söyledi.

Avukatlar: Bizim itirazlarımızı, avukatların itirazlarını dikkate almak durumundasınız.

Erdal: Anayasa gereği cevap vermiyorum.

‘Belki ileride bizi yargılarsınız’

Mahkeme Başkanı: Cevap verin, belki bizi ileride yargılayabilirsiniz. FETÖ’cüler sırada, onlar bizi yargılar, ardından sizler de sırada bizi yargılarsınız.

Mahkeme başkanının söylemlerine salondan tepkiler yükseldi. Tepkileri görmezden gelen mahkeme başkanı sorularını sormaya devam etti.

Mahkeme başkanı: MYK toplantısına katıldınız mı?

Erdal: Hatırlamıyorum, en az o toplantıya katılmamış olmak kadar önemli bir mesele. Katılmış olsam da atılan tweetler bir suç isnat etmiyor. Ben değil AİHM’in size gönderdiği karar söylüyor.

Savcı soruları

İddia makamı: Twitter atıldığı gün 6 Ekim’de başka yerlerde tweet atılıyor. Bu tweetler KCK ve PKK tarafından atılıyor. Bunlar dosyada var. O gün atılan bu tweetleri gördünüz mü?

Erdal: Hayır

İddia makamı: Partinizde Kobani için hesaplar açıldığına dair beyanlar var bunları gördünüz mü?

Erdal: Hayır

İddia makamı: Daha sonra gördünüz mü?

Erdal: Hakime görmediğimi söyledim zaten yeniden aynı soruyu soruyorsunuz.

MYK nasıl bir kurum?

İddia makamı: HDP siyasi partiler kanununa uygun kurulmuş. MYK’nin ne anlama geldiği de parti tüzüğünde var. MYK sizce bir takım görev ve sorumluluklar yüklenen bir kurum mudur? Yoksa sadece MYK üyeleri seçilsin sizin de isminizi yazalım dediği bir kurum mudur?

Erdal: Bu konuda en güzel cevabı parti tüzüğü ifade edecektir.

İddia makamı: Sizin görüşünüzü soruyorum.

Avukatlar iddia makamının ısrarlı sorularına tepki gösterdi. 

Erdal: Bana yaptıklarım üzerinden sorular sorun. Yapmadıklarım ya da düşündüklerim üzerine yargılanamam ki.

Cihan Erdal’ın avukatı Arif Ali Cangı, 28 yıllık avukat olduğunu belirterek, “15 Temmuz darbe girişiminde önceki kumpas davalarında savcılara siyasi iktidar bir şey isteyebilir ama onlar gider. Ben ve siz kalıcıyız onların sorumluluğu olmaz ama sizin hukuki sorumluluğunuz olur hukuk neyse onu uygulayın diyordum. Şu anda da siyasi iktidarın niyeti bambaşka olabilir bu düzen böyle devam etmez bir gün değişir ve değiştiğinde kim yaptı bunu diye gelir bize hesap sorarlar” dedi.

‘Ben hukuki boyutunu anlatamadım’

Tarihten ders alınması gerektiğini ve hukukun kolektif bir iş olması gerektiğini ve bu yargılamanın da kolektif bir iş olduğunun önemine dikkat çeken Cangı, “Biz olmadan bu yargılamayı yapamazsınız. O nedenle birbirimiz hiç olmazsa tahammül göstermeniz gerekiyor. Müvekkil bana söz bırakmadı ama bu davaya ilişkin birkaç şey söylemek istiyorum. Size belki sorulmuyordur ama bize çok soran oluyor. Bu davanın özü nedir diye sorular geliyor özellikle HDP’ye oy veren yurttaşlar soruyor. Her kökenden ve siyasi görüşten insanlar var. HDP’nin yapısı gereği böyle. Ben hukuki boyutunu anlatamadım. Söyleyebildiğim şey siyasi konjonktüre göre hazırlanmış bir dava oldu. HDP’nin kapatılması ve dava böyle bir kısır döngü içerisinde” şeklinde konuştu.

13 Eylül’de başlayan saldırıların 27 Ocak’ta sona erdiğini aktaran Cangı, Kobani’nin DAİŞ’ten temizlendiğini vurguladı. Bu arada yüzde 77’nin yıkıldığını ve yüzlerce sivil insanın yaşamını yitirdiğini sözlerine ekleyen Cangı, “Bu savaş sırasında İŞİD gibi tecavüzcü, barbar örgütün yaptığı saldırılar sırasında bütün dünya ayağa kalktı. Türkiye de bu saldırılar karşısında talepte bulundu. 1 Kasım Dünya Kobani Günü ilan edildi. Kobani bir kriminal suç değildir, bunu görün” şeklinde konuştu.

‘AİHM’i uygulayın’

Müvekkiline ilişkin iddianamede kimlik bilgileri ve paylaştığı haberlerin olduğunu söyleyen Cangı, yanı sıra MYK üyesi olması ve MYK’nin 6 Ekim’de paylaştığı tweetlerin olayları çıkarmış olma iddiası olduğunu belirtti. Cangı, AİHM Büyük Dairesi kararını hatırlatarak, “Artık bunun tartışılır bir yanı kaldı mı? Bir yargılamada bu tartışılabilir mi?  Avrupa Komitesi (AK) 22 Haziran’da tekrar toplanacak ve karar uygulanmadığı için tedbirler alınacak. Bu tedbirler arasında üyelikten çıkarma, askıya almada var. Siyasetçilerin aldığı bir karar olmayacak. Biz yapmadık onlar yaptı diyecek bir haliniz olmayacak. Bu ülkenin geleceği, hukukun geleceği açısından birbirinizin yüzüne bakacak halinizin kalması açısından AİHM kararını uygulayın. İnsanın kendisinin suçsuz olduğunu kanıtlaması çok zordur. Suçlu olduğuna dair somut delil sunacaksınız ve o da suçsuz olduğunu o deliller üzerinden yaptığı savunmayla kanıtlayacak. Ama dosyada somut delil yok” dedi. 

Erdal’ın avukatı Levent Pişkin, savunmaya başlamadan önce sorulan sorunun tutanağa alınmasını talep etti. Mahkeme başkanı kayıtların alındığını belirterek, konuşmaya devam etmesini istedi.

Savcı dünden beri meraktan soruyor

Sözlerine devam eden Pişkin, YPG ve YPJ’nin terör örgütü olup olmadığını müvekkiline soramayacaklarının altını çizdi. Pişkin, buna ilişkin herhangi bir görüş ve kanaatin sorulamayacağını ifade ederek, “Savcı dünden beri meraktan soruyor.  ‘Görüşünü merak ediyorum’ diye. Böyle bir sorgu, görüş yoktur. İddia makamı tarafından sorulamaz, yapmadığı işlerle ilgili soru soramaz. Bunu bu haliyle tutanağa geçirmiş olayım” dedi.

İddianame bir polis fezlekesi

Pişkin, duruşmanın herkesin ifadesinin alındığı bir soruşturma, yakalama ve tutuklama soruşturmasına dönüştüğünü aktararak, şöyle konuştu: “2015’te iddianamede sahte delileri tartışıyorduk. 2015’ten sonra olan bir iddianame ve isnat edilen bir suç yok mevzusu oldu. Bu bir iddianame değil. İddianamenin bir polis fezlekesi olduğunu ısrarla söylemek istiyorum. Dosyada bir bilgi vardı, bu bilgi notunda Emniyet, Terörle Mücadele savcıya talimat veriyor.  İşler tersine dönmüş polis savcıya talimat verecek hale gelmiş ve bu talimat sonucunda bu iddianamenin hazırlandığı belli oldu. 

Kuantum bile bunu açıklamakta zorlanacak

İlliyet bağı ve nedensellik bağı meselesi. Biz bunu hukuk ikinci sınıftayken tartışmıştık. Tartışılmadan hazırlanan bir iddianame söz konusu. Müvekkilin üç paylaşımı 2019 tarihine ait. Kuantum fiziği dahi bunu açıklamakta zorlanacak. Bu paylaşımların 2014’te meydana gelen olaylara nasıl etkisi olduğu anlaşılmamaktadır. Diğer paylaşımları da 2015 tarihine ait ve illiyet bağının tartışılmadığı bir durum söz konusu. Hiçbir şey tartışılmamış. Gelişi güzel sıralanmış maddelerden ibaret bir yargılamayla karşı karşıyayız.”

Tutukluluk devam talebi

Mahkeme başkanı iddia makamına tutukluluk değerlendirmesine ilişkin taleplerini sordu. İddia makamı, dosyada toplanılan delilere yönelik daha önce belirttiğimiz gerekçeler ve sanıkların üzerine atılı suçların katalog suçlardan olması nedeniyle tutukluluk halinin devamına karar verilmesini talep etti.

Tahliye

Ara kararını açıklayan mahkeme heyet, Ayhan Bilgen, Berfin Özgü Köse, Can Memiş ve Cihan Erdal’ın savunmalarının alınmış olması ve suç vasfının değişme ihtimali bulunduğu göz önünde bulundurarak, adli kontrol şartıyla tahliyelerine karar verdi.

Mahkeme heyeti, duruşmaya yarın devam etmek üzere ara verdi.