Kooperatifler kadınlar için demokrasi alanı

Asrın Keleş

Kooperatif tarihinin insanlık tarihi kadar eski olduğu biliniyor. Özellikle serhatta birlikte çalışma ve ortaklaşa iş yapma şeklinde görülen dayanışma faaliyetleri yıldır etkin olarak işleyen kooperatifçilik çerçevesinde yürütülüyor. Piyasa mekanizması içinde kooperatifler, sermaye birikimini sürekli kılarak bazı mal ve hizmetlerin sunumunda ve isteminde ortaklarının pazarlık gücünü arttırmada, ekonomik büyümeye katkıda bulunmada, “üretim ve bölüşüm” sürecini birbirleriyle ilişkili kılarak ekonomik tıkanıklığı aşmada, dev firmalar karşısında rekabeti korumada ve piyasaların yapısını ve işleyişini düzenlemede önemli görevleri yerine getiren kuruluşlar… Çalışma yaşamında var olan toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin bütün alt başlıklarının görülüyor olması, tarım ve hayvancılık süt ve süt ürünleri sektörünün önemli özellikleri arasındadır. Başka bir deyişle tarımda kadın emeği sömürüsünün diğer sektörlere göre derinleştiğisöylenebilir. Kırsalda kadın emeği, üretim sürecinde tüm girdilerin birbiriyle etkileşimi yoluyla, hane içi tüketimi ve pazar için ürün elde ederek tarımsal sistemin sürdürülmesini ve ailenin ekonomik refahının geliştirilmesini sağlamakta. Tarımda hayvancılıkta süt ve süt ürünlerinde çalışan kadınların küçük ölçekli üreticiler veya aile çiftçiliği içerisinde temsiliyetlerini geliştirici örgütlenmelerin önünün açılması gerekmektedir.

Ortak ekonomi, sosyal ve kültürel ihtiyaçlar ve istekleri, müşterek sahip olunan ve demokratik olarak kontrol edilen bir işletme yoluyla karşılamak üzere gönüllü bir araya gelen özellikle kadınların içinde olduğu özerk bir yapı şeklinde tanımlıyor. Bu tanımlamayı özetlemek gerekirse kooperatifler, birlikte hareket etme, dayanışma ve sorunlara ortak bir çözüm platformu olarak açıklanabilir.

Doğal ürünler üreticileri ile kurulan Serhat Bölgesi Doğal Kafkas Ürünleri Üretim ve İşletme Kooperatifi üyeleri Nuriye Erkmen ve Özlem Aydın ile kooperatifçiliği ve kooperatifleşmeyi konuştuk..                                                       

Kooperatif kurma fikri nasıl doğdu, neden kooperatifçilik?  Okurlarımız için kısaca anlatır mısınız?

Endüstriyel üretim kar hırsı ve seri üretimle sağlıklı ve güvenilir gıda üretimini ciddi bir şekilde sekteye uğrattı. Kars yöresel ürünleri de bu süreçten payına düşeni aldı. Yöresel ürünlerin rağbet görmesiyle birlikte yereldeki geleneksel üretim yöntemleri terk edilerek endüstriyel üretime geçildi. Bununla birlikte katkı maddelerinin kullanım oranı arttığı gibi güvenilir doğal ürünlerine ulaşım zorlaştı. Merdiven altı işletmelerde Kars kaşarına patates, çürük peynir, yağı alınmış süt ve katkı maddeleri katıldı. Bu ürünün kalite ve lezzetinde ciddi düşüşlere sebep oldu ya da doğal olarak üretilen tereyağı daha düşük kalitede yağlar katılarak çoğaltıldı ve doğal Kars tereyağı olarak pazarlandı ya da yerel kaz ırkları yerine İç Anadolu’dan getirilen ya da ithal edilen kazlar yetiştirilip tekrar Kars kazı diye piyasa sürüldü. Hatta trajikomiktir ördek Kars kazı olarak satıldı.

Ya da Şeker kullanılmadan geleneksel üretim teknikleri ile üretilen pekmez fabrikasyon ürünü, glikozlu pekmez ile birleştirilerek doğal pekmez olarak tüketiciye sunuldu.

Bu örnekler daha da çoğaltılabilir, biz öncelikle doğal ürünleri, geleneksel yöntemlere sadık kalınarak üretilmesini ve tüketici ile buluşturulmasını sağlamak adına yola çıktık. Kadın olmamızdan kaynaklı kadın emeğini ve kadınların üretime katılmasını önemsiyoruz. Aslında bölgemizde kadınlar hayvansal ve tarımsal gıda üretimi konusunda öncüdür. Kırsalda kazı yetiştiren, sütü sağan, peyniri, tereyağı yapan kadındır ama pazara sunan, parayı alan erkektir ya da köyde kadınların bin bir emek ve zahmetle elde ettikleri süt, peynir ve tereyağı büyük işletmeler tarafından yok pahasına alınır ama işlenen bu ürünler fahiş fiyatlarla tüketiciye sunulur. Biz kadının bu görünmez emeğini görünür kılmak ve emeğinin hak ettiği değeri bulmasını istiyoruz. Bunun için kooperatifimizde daha çok kırsaldaki kadın üreticilerin üretimlerine öncelik veriyoruz. Burada sizin aracılığınızla kadınlara seslenmek istiyoruz gerek ürettiklerini tüketici ile buluşturmak gerekse kooperatifimize üye olmak için bizimle temasa geçsinler. Neden kooperatifçilik sorusuna cevap olarak tek başına bir işletme kurmak yerine yukarıda bahsettiğimiz amaçlara ulaşmanın zorluğu kolektif bir çalışma ihtiyacını doğurdu. 29 kişiden oluşan bir kooperatif SER-KOP Üyelerimiz tarım ve hayvancılık konusunda tecrübeleri olan hatta kendisi üretici olan kişiler. Geniş bir yelpazeye sahibiz. Sadece üreticiler değil hemen hemen her meslek grubundan üyelerimiz var bunun da bizlere çok faydası var.

Burada üretilen ürünler diğer insanlara nasıl ulaştırılıyor? Diğer kooperatif ve üreticilerle nasıl bir ilişki içindesiniz?

Bizler de ilçe ilçe, köy köy dolaşıp hem ürün tedarik etmek hem de üretimi ve ne koşullarda üretildiğini görmek için üreticilerle ve kadınlarla temasa geçiyoruz. Bu ziyaretlerimizde kadınlarla buluşuyor ve birçok güzel deneyime imza atıyoruz. Ve biz onlardan çok şey öğreniyoruz, biz de onlarla dayanışmaya ve onlara katkı sunmaya çalışıyoruz. Karşılıklı yaratılan bu etkileşim paha biçilemez bir değer katıyor hayatlarımıza. Kısa zamanda geniş bir iletişim ağına ulaştık ve hatırı sayılır bir tedarik zinciri oluşturmayı başardık. Öyle ki burası artık bize küçük gelmeye başladı. Yeni bir yere taşınmayı planlıyoruz. Şu an yeni yerimizin tadilat ve dekorasyon işleri yapılıyor en kısa zamanda yeni yerimize taşınmayı planlıyoruz. Yeni yerimizin daha geniş bir mekan olması bize daha fazla insanla buluşma olanağı sunacak. Bizi ziyaret edebilir, kooperatifimiz hakkında bilgi alabilir ve ürünlerimizden tadabilirler üreticiler ile ilişkilerimiz ilerleyen zamanlarda daha gelişeceği inancı ve umudu içerisindeyiz.

Ürün takası konusunda görüşmelerimiz halen sürüyor. Ülkenin her yöresinden üreticiler ile diyaloga geçip aracısız bir şekilde ürün temin etme amaçlarımız arasında.

Kooperatifçiliğinizin güven kazanması ve kurumsal kimliğe kavuşması için neler yapılmalıdır?

Kooperatifimizin öncelikli iki amacı var birincisi kadın üreticileri desteklemek ve kadın emeğine hak ettiği değerin verilmesine aracılık etmek.

İkincisi kooperatif oluşumlarını ve kooperatif üretimlerini desteklemek, kooperatiflerle bir dayanışma ağı oluşturup, takas kültürünü geliştirmek. Böylece farklı yerlerde farklı üretimlerde bulunan kooperatifler için bir satış noktası ve bir pazar alanı oluşturmak istiyoruz. Aynı zamanda kendi ürünlerimizin de ülke genelinde daha fazla noktada pazar alanına sahip olmasını sağlamak istiyoruz. Kooperatifimizin uzun soluklu ve güven veren bir kurumsallaşma yaratması için yerinde üretimi önemsiyoruz fakat sürekli olarak üretim yerlerini ziyaret ederek belirli bir denetim ve kontrol mekanizması oluşturmaya çalışıyoruz.

Tedarik ettiğimiz ürünlerin analizlerini yaptırıp doğal ürünler olduğundan emin oluyoruz.

Sadece Pazar yaratan bir oluşum değil aynı zamanda üretime katkı sunan bir oluşum yaratabilmek adına kendi üretim alanlarımızı oluşturmayı hedefliyoruz.

Üretimi ve üreticiyi desteklemek adına garantili alım ve ön alım kuralını uyguluyoruz. Böylece üretim aşamalarında üreticilerin gerekli girdileri sağlamaları konusunda teşvik ve destek sunmuş oluyoruz.

Gençleri özellikle kadınları üretime katmak ve yerel kalkınmaya katkı sunan bir istihdam yaratabilmek adına eğitim programları ve sertifika programları oluşturmayı hedefliyoruz. Geleneksel olandan kopmadan, teknolojik olanı yakalamanın ve yereli güçlendirmenin yolunun değişime açık olmaktan ve eğitimden geçtiğini biliyoruz.

Kooperatifçilik bir seçenek değil, mecburiyettir

Son olarak kooperatifçilere mesajınız nedir?

Kooperatifçiliği bugün konuşmak, bugün sisteme dâhil etmek zorundayız. Çünkü ülkemizde hem tüketicinin hem üreticinin üzerinde mutabık kaldığı tek konu ürünlerin kalitesindeki düşüş ve fiyatlardaki memnuniyetsizliktir. Maalesef bir süredir, hatta uzunca bir süredir, ülkemizde tüketici yüksek fiyattan, kalitesiz satılan ürünlerden rahatsız ve şikayetçi. Tek başına bu durum bile bir yerlerde yanlış giden bir şeylerin olduğunun göstergesidir. Ortada bir sonuç var, bu sonucu herkesi memnun edecek şekilde değiştirmek için sebeplere dokunmamız gerekir. Ülke tarımında değiştiremeyeceğimiz unsurlar var. Mesela toprak miktarı, mesela tarımsal nüfus, mesela işletme büyüklükleri, mesela iklim. Ancak şunu unutmamak lazım bazı ürün gruplarında tarla raf fiyat farkının % 200-300’leri bulduğu bir sistemde herkese rahatsızlık veren sonucun sebebi zaten bu değiştiremediklerimiz değil, bilakis değiştirebileceklerimizdir.

Mesela dekardan daha iyi verim alabiliriz.

Nasıl?

Daha iyi tohum, daha iyi üretim teknikleri ile.

Daha kaliteli ve uygun fiyata ürün alabiliriz.

Nasıl?

Çiftçi ile tüketici arasındaki aktör sayısını azaltarak.

Yani üreticiyi bir araya getirip pazarlama sürecine dâhil ederek.

Mesela çiftçinin maliyetlerini düşürebilir, gelirini arttırmadan giderini azaltarak bile üreticiyi memnun edebilir, üretmesini teşvik edebiliriz.

Bunlar sistemimizde değiştirebileceğimiz hususlar ve bunların tamamı ile sıralayabileceğimiz çok sayıda arızi durumu etkin bir kooperatifçilik uygulaması ile çözmek mümkündür.