Melek İpek savunmasında yaşadığı sistematik şiddeti anlattı

Çocuklarına ve kendisine sistematik şiddet uygulayan eşi Ramazan İpek’i öldürmekten tutuklanan Melek İpek, hem darp edildiğini hem de cinsel şiddete maruz kaldığını söyledi.

Melek İpek, ilk duruşmasında, özsavunma hakkını kullandığı eşi Ramazan İpek’ten gördüğü sistematik şiddeti anlattı. (Arşiv fotoğrafı)

Antalya’nın Döşemealtı ilçesinde kendisine ve çocuklarına sistematik işkence uygulayan eşi Ramazan İpek’i özsavunma kullanarak öldüren Melek İpek hakkında “kasten öldürmek” suçundan açılan davanın ilk duruşması Antalya 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. İpek’in 18 yıldan 24 yıla kadar hapsi istemiyle açılan davada İpek ilk kez bugün hakim karşısına çıktı.

Duruşma, SEGBİS sistemindeki teknik arıza nedeniyle öğleden sonra görüldü. Duruşmaya, İpek tutuklu bulunduğu Antalya L Tipi Kapalı Cezaevi’nde SEGBİS aracığıyla katıldı. Mahkemede maktul Ramazan İpek’in yakınları ile avukatı, Melek İpek’in ailesi ve taraf avukatlar, tanıklar ile sivil toplum örgüt temsilcileri ve kadın dernekleri hazır bulundu. Kimlik tespiti ve iddianamenin okunmasıyla başlayan duruşmada Melek İpek savunma yaptı.

Savunmasını yapan İpek, olay nedeniyle üzgün olup, öldürdüğü eşinin ailesine başsağlığı diledi. “Ama artık utanmadan, korkmadan tüm yaşadıklarımı anlatmak istiyorum” diyen İpek, eşiyle 2006 yılında lise ikinci sınıfta okurken tanıştıklarını, tek hayalinin matematik öğretmeni olmak olduğunu ve okulda çok başarılı bir olduğunu anlattı. İpek, “Arkadaşlarımın ısrarıyla eşimle görüştüm. Askerden yeni gelmişti. Eşim beni düğünde görmüş, beğenmiş. Birkaç ay görüştük. Babamdan bir tokat bile yememiştim. Henüz arkadaşlık aşamasındayken kıskançlıkları ve şiddet başladı. 3 aylık arkadaşlığımı bitirmek istedim. ‘Hayallerim var’ dedim. Okumak istediğimi söyledim. Arkadaşlarım vasıtasıyla son kez görüşme teklifini kabul ettim. Son kez teklifini kabul ettim ve ilk kez o gün okula gitmedim. Beni Ekşili Mahallesi’ndeki Ekşili Göleti’ne götürdü. Gündüz vakti etrafta kimse yoktu. Motordan iner inmez bana saldırdı ve beni soymaya başladı. Çığlık attım. Bağırdım, kurtulmaya çalıştım. Sesimi kimseye duyuramadım. Gücüm de yetmedi” sözleriyle tecavüze uğradığını anlattı.

‘Okulumu bırakmak zorunda kaldım’

Olaydan sonra bir süre kendisine iyi davrandığını ve kendisiyle evleneceğini söylediğini aktaran İpek, “Ailesi ile kavga etti. Ailesi evden kovdu. Evlenmemize önce karşı olan babam, sonra kabul etti. Aileme bana yaptıklarını söylemedim. Lise üçüncü sınıfı bitirdim. Ailesi istedi ve bir süre sonra nişan yapıldı. Nişanlıyken görünür yerlerime vurmuyordu. Ailemin yanında bir yıl kaldı. Bana şiddeti daha nişanlıyken başlamıştı. İstemediğim ilişkiden dolayı evlenmeye mecbur hissediyordum. Bu nedenle de aileme bir şey diyemiyordum. Ailesini çağırdık ama düğünümüze gelmediler. Bir yıl nişanlı kaldıktan sonra 2008 yılında nikahımız kıyıldı. O zaman da dargındık. Düğünden sonra babam evimizi dizdi ve sonrasında evimize geçtik. Eşim güvenlik olarak çalışıyordu. Ben de bir süre çalıştım. 2010 yılında eşimi ikna ederek üniversite sınavına girdim. Akdeniz Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksek Okulu Çevre Koruma ve Kontrol Bölümü’nü kazandım ama eşimin kıskançlığı yüzünden 1,5 yıl okuduktan sonra bırakmak zorunda kaldım. Okulu bıraktığımda hamile olduğumu öğrendim” dedi.

‘Ölümle tehdit etti’

İpek savunmasına şöyle devam etti: “Hamileliğim ilk aylarında sıkıntı yaşamadık ama hamilelik ilerledikçe, doğuma yaklaştıkça çocuğa zarar vereceğini düşünerek beni ilişkiye zorluyordu. Ben her seferinde ağlıyordum ama kendisi zevk alıyordu. Doğuma az süre kalmıştı. Erkek kardeşi Hüseyin ile birlikte Melike diye bir kızı getirdi. Erkek kardeşinin kızı kaçırdığını, yaşının küçük olduğunu, kimseye bahsetmemem gerektiğini söyleyerek bir süre bizde kalacağını belirtti. Ben kabul etmedim ama kız bizde kaldı. Ben doğum yapmadan daha eşim o kızla yakınlaşmaya başladı. Doğum yaptıktan sonra 10 gün kadar annemlerde kaldım. Evime geldiğimde kız yatak odamdaydı. Kızdan evden gitmesini istedim. Sesimi kıza karşı yükseltince kucağımda çocuk varken beni kabloyla dövmeye başladı. Çocuğumu ölümle tehdit etti. Kablo çocuğuma da denk gelmişti ve hatta kafası kanamıştı.

Ailem ile tehdit etti

Bekarken de ayrılmak istedim. Annemi, babamı ölümle tehdit etti. Özellikle kız kardeşime gözümün önünde tecavüz etmekle tehdit ediyordu. Çocuk olduktan sonra bu kez çocuğu öldürmekle tehdit etmeye başladı. Melike’nin gitmesi için çok ısrarcı oldum ama beni yine tehdit ediyordu. Ailem bizim eve geldiğinde Melike’yi arkadaşım olarak biliyorlardı. 2012 yılıydı. Melike yaklaşık 3 ay bizde yaşadıktan sonra ayrıldı. Melike ile görüşmeye devam ettiğini tahmin ediyordum. Eşimin şiddeti sürdü. İlk evlerinden taşındıktan sonra olay yaşandı eve geldik. Burada da beni dövüyordu. Komşular misafirliğe geldiğinde bir şey anlamıyordu. Vücudumun görünür yerlerine vurmuyordu. Beni dövmesi için bir sebep olmuyordu. Şakalaşırken, gece rüyasında benim onu terk ettiğimi görür, kalkar beni döverdi. Bir gün kardeşim Göksel ile eşim kavga etti. Kendisini ayırmaya çalıştım. Ben eşimi alıp eve götürdüm. Evde bana ‘Sen neden araya giriyorsun?’ diyerek beni ütüyle dövdü. Ütüyü de sırtımda kırdı. Silahı alarak evden çıktı. Kardeşimi öldüreceğini söylüyordu. Annemi-babamı aradım. Oraya geleceğini söyledim. Babamın arkadaşı da evdeydi. Sonra kardeşimi orada görememiş. Beni arayarak ‘Kardeşini göremedim. Gelip seni ve çocukları öldüreceğim’ dedi. Ben de çocukları alarak kayınpederimin evine gittim. Sırtımdaki yaralara annesi krem sürerek ağladı.

Kızımı da dövüyordu

11 gün kayınpederimin evinde kaldıktan sonra bir şekilde barıştık. Her defasında olduğu gibi geri döndüm. Biz Melike ile görüşmeleri yüzünden yine kavga ettik. Beni balkondan atmaya çalıştı. Yüzüme, gözüme vurdu. Evden kaçmaya çalışırken bana kelepçe taktı. Kendisi özel güvenlikken kelepçesi vardı. Beni koltuğa oturttu. Ellerim kelepçeli, gözlerim mor şekilde fotoğraflarımı çekti. Amcasının oğlu ile bir yere giderken beni elleri kelepçeli bıraktı. Sonra kızımı okuldan getirdiğinde kelepçeleri açtı. Çocuklarım evin içinde ses çıkardıkları için oyun oynatmıyordu. Genelde 8 yaşındaki büyük kızımı dövüyordu. Ama ağlayamıyordu. Çünkü ağladığında daha çok dayak yiyordu. 12 yıllık evliliğimizde sürekli kavgalı yaşadık. İyi zamanlarımız da oldu. Ama iyi günlerimizi hep unuttururdu. Senede 3-4 defa çok büyük dayakları oldu.”

İpek’in beyanından sonra mahkeme başkanının, İpek’e; “Neden polisi aramadın? Polise gitseydin, devlet seni korurdu” demesi dikkat çekti.

İpek’in savunması ardından mahkeme heyeti, celseye ara verdi. Aranın ardından duruşma tanıkların dinlenmesi ile devam ediyor.

MA