Grup Yorum üyesi Helin Bölek ölüm orucunun 288’inci gününde yaşamını yitirdi.
Grup Yorum sosyal medya hesabı twitterdan üyeleri Helin Bölek’in ölüm orucunun 288’inci gününde yaşamını yitirdiğini bildirdi. Bölek, konser yasaklarının kaldırılması, İdil Kültür Merkezi’ne yapılan polis baskınlarının son bulması, üyelerinin İçişleri Bakanlığı arananlar listesinden çıkarılması talebiyle açlık grevine başlamıştı.
Gebze M Tipi Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutuklu iken açlık grevine başlayan Bölek, açlık grevinin 152’nci gününde tahliye edilmişti. Tahliyesinin ardından İstanbul’da Sarıyer’deki evinde başlattığı açlık grevini 213’üncü gününde ölüm orucuna çevirmişti. Bölek’in taleplerinin kabul edilmesi için adım atılması yönünde yapılan çağrılar ise sonuçsuz kalmıştı.
Bölek, Grup Yorum üyesi İbrahim Gökçek ile ölüm orucuna devam ettikleri Sarıyer’deki eve 10 Mart günü yapılan polis baskınında zorla evden çıkarılarak ambulanslarla Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırılmıştı. Yaklaşık 10 gün boyunca hastanede tutulan Gökçek ve Bölek’e zorla müdahale girişiminde bulunulmak istenmişti.
‘Başından beri karşılanması gereken taleplerdir’
Ölüm orucuna devam ettiği sırada Mezopotamya Haber Ajansı’na konuşan Bölek, eylemlerine haklı talepler doğrultusunda başladıklarını belirtmişti. Bölek, şöyle konuşmuştu: “Başından beri karşılanması gereken taleplerdir bunlar. Ama bunların karşılanması için dilenmeyeceğiz. Öyle ya da böyle zaten karşılanacak bu talepler. Haklı olanın karşısında hiçbir güç bu zamana kadar duramamıştır, bundan sonra da duramaz.”
Grup Yorum üyesi İbrahim Gökçek de aynı taleplerle 291 gündür ölüm orucunu sürdürüyor.
Bölek’in yaşamını yitirdiği haberi twitterda #HelinBölek etiketiyle ilk sırada yer aldı. Çok sayıda sanatçı, milletvekili, siyasetçi, hukukçu ve yurttaş paylaşımda bulundu. İktidara tepki gösterilen paylaşımlarda Bölek’in taleplerinin kabul edilemeyecek talepler olmadığına dikkat çekildi. Ayrıca, Bölek’in taleplerinin yeterli şekilde sahiplenilmediği belirtilen paylaşımlarda, “Helin’in sesini duyabilmemiz için onu kaybetmemiz mi gerekiyordu?” denildi.