Emekli Polis Müfettişi Tema Irkad, Kıbrıslı gazeteci Kutlu Adalı cinayetinin işlendiği gece ‘olay yerinde en az dört kişinin olduğunu’ söyledi.
Irkad, “Bunlardan biri Abdullah Çatlı ve onunla birlikte gelen genç biri idi. Hüseyin Demirci de oradaydı ve bir dördüncü kişi daha vardı. Ve o kişi bana yıllar sonra orada olduğunu söyledi” dedi.
Tema Irkad, tetiği çeken kişinin Çatlı ile birlikte Türkiye’den gelen genç şahıs olduğunu da iddia etti. Irkad, bugün soruşturma açmak isterse işe Polis Genel Müdürü’nden başlayacağını kaydetti.
St Barnabas baskını ve Kutlu Adalı cinayeti dönemlerinde Mağusa Adli Şube Amirliği görevinde bulunan Tema Irkad Kanal Sim Genel Yayın Yönetmeni Sami Özuslu’ya verdiği özel röportajda Kutlu Adalı cinayeti ile ilgili önemli iddialar ortaya attı, o gece ile ilgili bilinmeyenleri anlattı.
Bir aracın Sivil Savunma Teşkilat Başkanlığı’ndan çıkıp Kutlu Adalı’nın evinin önüne geldiğini, aracın cinayet sonrası yeniden Sivil Savunma’ya döndüğünü anlatan Tema Irkad, olay hakkında 25 yıldır bilinmeyen bir açıklama yaptı. Tema Irkad, “Kutlu Adalı cinayetinin işlendiği gece olay yerinde en az dört kişi vardı. Bunlardan biri Abdullah Çatlı, ikincisi onunla birlikte gelen genç biri idi. Üçüncü kişi Hüseyin Demirci’ydi ve bir dördüncü kişi daha vardı. Ve o kişi bana yıllar sonra ‘söylediğin her şey doğru ben de oradaydım’ dedi” şeklinde konuştu.
Tema Irkad, cinayeti işleyenin Çatlı ile beraber Türkiye’den gelen genç şahıs olduğunu, ancak ismini bilmediğini söyledi. Irkad, yaşananları 2017 yılında kendisine anlatan ‘olay yerindeki dördüncü şahsın’ ismini ise açıklamadı.
1996 yılı ortalarında emekliye ayrıldığını ve Yenidüzen gazetesinde Kutlu Adalı ve Galip Mendi ile ilgili yazılar yazdığını anlatan Tema Irkad, bu yüzden tehditler aldığını anımsattı. Irkad, ‘Aracılarla tehdit edildim. Her sabah yürüyüş yapıyorsun dikkat et’ dediler” ifadelerini kullandı. Tehditlerin boş çıkmadığını, evinin ve arabasının yakıldığını anlatan Irkad “Mahallede beni takip ettiler. Silahlı çatışmaya girdim. Polisi aradım ama polis olay yerine dahi gelmedi” dedi.
O günlerde dönemin Polis Genel Müdürü’nün kendisini aradığını ve Lefkoşa Polis Müdürlüğü’ne çağırdığını da açıklayan Tema Irkad, “Beni alıp Güvenlik Kuvvetleri Komutanı Galip Mendi’ye götüreceklerini söylediler. ‘Ne münasebet’ deyip gitmedim” dedi.
Kutlu Adalı cinayetinde bulunan mermi ve kovanların Türkiye’ye gönderildiğini söyleyen Irkad, “Burada balistik uzmanımız vardı. Hem de iyi yetiştirilmiş. Ama neden Türkiye’ye gönderildi bilmem. Belki de hiç rapor çıkmasın diye gönderilmiş olabilir” dedi.
1996 yılı Aralık ayında İstanbul’da yaşanan Kumarhaneler Kralı Ömer Lütfi Topal cinayetine de dikkati çeken Tema Irkad, “Orada kurşun, şarjör bulundu. Kimin aklına geldi, nasıl oldu bilmem ama Kutlu Adalı cinayetindeki kurşunlar Ömer Lütfi Topal cinayetindeki kurşunlarla incelendi ve her iki olayda da aynı silah kullanıldığı tespit edildi ve Abdullah Çatlı’nın parmak izi bulundu. Susurluk kazası sonrası her iki olayda kullanılan silahın aynı olduğu tespit edildi. Fikri Sağlar komisyon başkanı olunca bunlar ortaya çıktı” dedi.
“Sedat Peker ve kardeşi Atilla Peker’in ifşaatları sonrası Kutlu Adalı cinayeti ile ilgili dosya yeniden açılsa ve soruşturmayı siz üstlenmiş olsanız neler yapardınız” şeklindeki soruya karşılık Tema Irkad “İlk iş olarak Kutlu Adalı cinayetinin tahkikat subayı, şimdiki Polis Genel Müdürü Ahmet Soyalan’a gidip ifadesini alırdım” dedi. Tema Irkad, “Esas bilgisine başvurulması gereken kişi Ahmet Soyalan’dır. Sonrasında da dosyayı inceler emareleri gözen geçirir ve ifadesine başvurulması gereken insanların ifadelerini alırım” dedi.
Tema Irkad, soruşturma kapsamında tahkikat raporlarının incelenmesi, yeni tanıklar ve ifadeler elde edilmesi ve istihbarat çalışması yapılmasının şart olduğunu da kaydetti. Irkad, “Cesaret ve irade olursa cinayet aydınlatılabilir” ifadesini kullandı.
‘Barnabas baskını soruşturması başladığı gün durduruldu’
Dönemin Mağusa Adli Şube Amiri Tema Irkad, 1996 Yılı Mart ayında yaşanan ve Kutlu Adalı cinayetiyle bağlantılı ele alınan St Barnabas baskınıyla ilgili de çarpıcı bilgiler aktardı. Tema Irkad, “Baskınla ilgili başlatılan tahkikat başladığı gün ‘yukarıdan gelen bir emir’le durduruldu. Sonra da soruşturma yapılmadı” dedi.
Mağusa polisi olarak baskından haberdar edilmediklerini, başka bir görevde olduklarını ve bu sırada telsizden Barnabas’ta görevli bekçilerin konuşmalarını duyduklarını anlatan Irkad “Gitmeyi düşündük ama gitmedik. İyi ki gitmedik. Gitseydik çatışma olurdu” dedi. Irkad, 15 silahlı asker ve birkaç sivilin St Barnabas’a baskın yaptığını, silahlı bekçilerin odaya kilitlendiğini anımsattı.
Ertesi gün Polis Genel Müdürü tarafından baskını soruşturmakla görevlendirildiğini anlatan Tema Irkad, bir polisle beraber olay yerine gidip tahkikata başladıklarını belirtti.
Yüksek yerden gelen emirle tahkikat bitmiştir
“Korkmuş haldeki bekçiler konuşma zorluğu çekiyor, tir tir titriyordu” diyen Irkad, yaptıkları ilk incelemede St. Barnabas’ın mezarının olduğu yerde oldukça küçük, yaklaşık 1 metre-karelik bir çukur gördüklerini ifade etti. Emekli Polis Müfettişi Tema Irkad, oradan alınanın silah ya da İncil olduğuna inanmadığını, ikonların çalınmadığının da tespit edildiğini kaydetti.
“Böylesine gizli bir operasyonu gerektirecek ne vardı, anlayamıyorum” diyen Irkad, incelemeyi sürdürdükleri sırada yine bizzat Polis Genel Müdürü’nün “Yüksek yerden emir geldi, tahkikat bitmiştir” dediğini ve manastırı terk ettiklerini kaydetti.
