Dicle Üniversitesi Hastanesinde 4 aydır döner sermaye ve nöbet ücretleri ödenmediği için bir saatlik iş bırakma eylemi yapan sağlık çalışanları, “Emeğimizin karşılığını istiyoruz” dedi.
Dicle Üniversitesi Hastanesi’ndeki sağlık çalışanları, 4 aydır döner sermaye ve nöbet ücretlerini alamadıkları için bir saat iş bırakma eylemi yaptı. Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Asistanlar Birliği (DÜTAB) öncülüğünde Başhekimlik önünde açıklama yapan sağlık çalışanlarına, Diyarbakır Tabip Odası (DTO), SES, Türk Sağlık-Sen, Huzur Sağlık ve Sosyal Hizmet Çalışanları Sendikası yöneticileri ile Türk Tabip Birliği (TTB) destek verdi. Açıklamada, “Sağlık çalışanları köle değildir”, “Emeğimizin karşılığını istiyoruz” pankartları taşındı.
Yerlikaya: Sağlık çalışanları köle değildir
Mezopotamya Haber Ajansı’nın geçtiği bilgilere göre; Açıklamadan önce konuşan TTB Merkez Konseyi Üyesi Halis Yerlikaya, sağlık çalışanlarının köle olmadığını belirterek, yaşanan ekonomik krizin bedelini kendilerinden çıkarmaya çalışanlara karşı direneceklerini söyledi. SES Diyarbakır Şubesi üyesi Mehmet Nurul da, güvenlik politikalarına yatırılan paraya dikkat çekerek, bekçiye verilen paranın sağlık çalışanlarının maaşının üstünde olduğuna işaret etti.
’36 saat uyumadan çalışarak hak ettiğimiz ücretleri alamıyoruz’
Konuşmaların ardından DÜTAB’dan Mustafa Mesut Kaya basın açıklamasını okudu. Kaya, 36 saat uyumadan, 2 gün hastaneden çıkmadan, çalışarak hak ettikleri performans ve nöbet ücretlerini alamadıklarını belirtti.
‘Bir buçuk yıldır düzensiz ödenmeye başlandı’
Nöbet ve döner sermaye ücretlerinin yaklaşık 1,5 yıldır düzensiz ödenmeye başlandığına vurgu yapan Kaya, “Son 3 aydır ödenmemekte. Bu zaman zarfındaki Başhekimlik ile görüşmelerimizde, SGK ile her sene başında yapılan global bütçe anlaşmasının düşük tutulması ve diğer ödemelerin birikmesi, hak edişlerimizin geç ödenmesine gerekçe gösterilmiştir” dedi.
Kaya, çoğu hasta için son başvuru noktası olan üniversite hastanelerine SGK’dan, sağlık hizmeti üretme maliyetlerinin çok altındaki değerlerde geri ödeme yapıldığına vurgu yaparak, dolayısıyla ödenenden daha pahalıya sağlık hizmetinin üretildiğini söyledi.
‘Üniversite hastaneleri sadece sağlık kuruluşu değil eğitim alanlarıdır’
Var olan krizin faturasının maaşlarını alamayan emekçilere ve yeterli hizmet alamayan halka çıkartıldığını söyleyen Kaya, “Süregelen sağlık politikalarının üniversite hastanelerine dayattığı tam da bu tablodur. Maaşların ödenememesi, malzeme ve ilaçların temin edilememesi, her sene-her ay borçların katlanarak büyümesi üniversite hastanelerinin kaderi haline gelmiştir.”
Üniversite hastanelerinin sadece sağlık kuruluşları olmadığını eğitim alanları olduğuna dikkat çeken Kaya, “Hastanelerin borç batağında olması, eğitimimiz için gerekli olan niteliksel işlemlere olan yönelimi azaltmış. Sadece para getirecek kar marjı yüksek işlemlerin artmasına yol açmıştır. Bu durum asistan eğitimini doğrudan etkilemektedir.” dedi.
‘Emeğimizin karşılığını istiyoruz’
Emeklerinin karşılığı olan maaşlarının ödenmesini istediklerini söyleyen Kaya, “Hak etmediğimiz hiçbir şeyin peşinde değiliz. Nöbet tuttuk. Uyumadık, gece gündüz çalıştık. Nöbetlerden çıktığımızda gözlerimiz kan çanağı halinde polikliniklere koştuk ve hasta bakmaya devam ettik. Emeğimizin karşılığını istiyoruz” diye konuştu. Kaya, taleplerini ise şöyle sıraladı:
• Üniversite hastaneleri üzerindeki yanlış sağlık politikalarından vazgeçilmeli
• SUT fiyatları bir an önce düzenlenmeli
• Personel giderlerinin hastane gelirinden değil, genel bütçeden karşılanmalı
• Hastaneden alacaklı olduğumuz geçmiş dönemlere ait bütün ücretler bir an önce ödenmeli
• Haklarımız olan nöbet ücretlerinin, yoğun bakım nöbet farklarının düzenli olarak yatırılması
• Döner sermaye ve performans ek ödemeleri, öğretim üyesi, araştırma görevlisi, yardımcı sağlık personelinin yanı sıra diğer hastane personeline düzenli olarak ödenmeli
• Hastanenin mali durumunun gerekçe gösterilerek ücretlerimizde herhangi bir kesinti yapılmamalı