HDP Eş Genel Başkanı Sancar, Edirne ve Hakkari’den Ankara’ya başlatacakları “Demokrasiye Yürüyüş”ünün, basın açıklamaları, halk buluşmaları, kurum ziyaretlerinin ortak başlığı olduğunu söyledi.
Yürüyüşün yaya olarak yapılmayacağının daha önce belirlendiğine işaret eden Sancar, “HDP üzerinden provokasyon hazırlıkları yapanları uyarıyorum. HDP hiçbir provokasyona malzeme vermez, hiçbir provokasyona da gelmez.” dedi.
Sancar, “Bu kadar baskı, keyfilik bunca faşizan uygulama varken HDP’nin sessiz kalmasını, HDP’nin hareketsiz kalmasını beklemek de haksızlık olur, yanlışlık olur.” şeklinde konuştu.
HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, partisinin “Demokratik Mücadele Programı” kapsamında geldiği Diyarbakır’da Demokratik Toplum Kongresi’ni (DTK) ziyaret etti. Sancar, daha sonra basın toplantısı düzenledi.
Toplantıya DBP Eş Genel Başkanları Saliha Aydeniz ve Keskin Bayındır, DTK Eşbaşkanı Berdan Öztürk, HDP milletvekilleri ve yöneticileri ile Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) temsilcileri katıldı. Mezopotamya Haber Ajansı’nın geçtiği bilgilere göre; Basın toplantısında kısa bir konuşma yapan DTK Eşbaşkanı Berdan Öztürk, Kürt siyasetçilerine yönelik uygulamalarla Kürt halkının kazanımlarının ve iradesinin yok edilmeye amaçlandığını söyledi.
‘Milletvekilliklerin düşürülmesini siyasi darbe’
HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, “Burada bulunmamızın temel amacı dayanışmadır.” diyerek, arkadaşları Leyla Güven ve Farisoğulları’nın haksız ve hukuksuz bir şekilde temsiliyetlerinin ellerinden alındığını belirtti.
Ayrıca, CHP’li Enis Berberoğlu’nun da milletvekilliğinin düşürüldüğünü ifade eden Sancar, “Bu işlemler halkın iradesini yok sayma anlamına geliyor. Bunu defalarca belirttik. Bunu bir siyasi darbe olarak görüyoruz, tıpkı kayyım uygulamaları gibi milletvekillerinin düşürülmesi de bir siyasi darbe operasyonudur.” şeklinde konuştu.
‘Operasyon aynı zamanda DTK’nın temsil ettiği misyona dönük’
Leyla Güven’nin sadece Hakkari milletvekili değil DTK Eşbaşkanı olduğuna işaret eden Sancar, “Tarihi de geçmişi de onurlu mücadelelerle doludur. Her zaman dik durmuştur, her zaman demokrasi ve özgürlük için bedel ödemeyi göze alarak mücadelede kararlı bir şekilde davranmıştır. Leyla Güven’e ve yine DTK üyesi Farisoğulları’na yapılan bu operasyon aynı zamanda DTK’nin temsil ettiği misyona dönük de bir operasyondur.” dedi.
Keyfi iktidarı, ayrımcı zihniyeti durduracak güçleri olduğunu belirten Sancar, bu gücün yakın zamandaki seçimlerde gösterdiklerini ifade etti. Sancar, 7 Haziran 2015 seçimlerinin AKP’nin kurulduktan sonra ilk defa 13 yıllık geçmişinde mutlak çoğunluğu kaybettiği bir seçim olduğunu belirterek, “31 Mart yerel seçimlerinde de bu iktidarı durduracağımızı söylemiştik ve bunu başardık. Korkuları bundan.” dedi.
‘Gelin tabanda buluşalım’
Sancar, demokrasi güçlerine “gidişatı durdurma” çağrılarını yineleyerek, “Gelin bu gidişatı birlikte durduralım. Gelin tabanda buluşalım. Dayanışmayı büyütelim. İlla her alanda yan yana iç içe geçmemiz gerekmiyor. Tercihimiz odur, olsa daha iyi olur. Ama olmak zorunda değildir.” dedi.
‘Sessizlik ve ürkeklik bu iktidarı daha da cesaretlendirir’
Özgürlüğü herkes için, demokrasiyi bütün ülke için, adaleti her birey için istediklerini dile getiren Sancar, şöyle konuştu: “Bizim adalet, demokrasi ve özgürlük mücadelesinden ayrılmamız söz konusu olamaz. Bu konuda ürkek korkak ya da bilinçli olarak ayrımcı davranan herkes bu iktidarın ekmeğine yağ sürer. Sessizlik ve ürkeklik bu iktidarı daha da cesaretlendirir. Halklara ödeteceği bedeli daha da yükseltir. O nedenle gelin hep birlikte özgür geleceğe doğru yürüyelim.”
‘Demokrasi Mücadele Programı hazırladık’
1 Haziran’da açıkladıkları tutum belgesini hatırlatan Sancar, “Onunla birlikte bir de Demokratik Mücadele Programı olduğunu söyledik. Demokratik Mücadele Programı da kapsamlı bir şekilde hazırladık. Amacımız şu; tutum belgesiyle Türkiye’deki bütün demokratlara, adaletten yana bütün kesimlere, bireylere, kurumlara ve partilere açık bir birliktelik müzakeresi çağrısı yaptık.” şeklinde konuştu.
‘Çağrımız sadece siyasi partilere değil toplumun tümünedir’
Çağrılarının sadece siyasi partilere dönük bir ittifak çağrısı olarak yorumlandığını, eksik yorumlandığına vurgu yapan Sancar, şunları kaydetti:
“Bizim ilk hedefimiz toplumun tümüdür. Toplumdaki her bir bireydir. İkinci katmanda örgütlü toplum kesimleridir. Emek örgütleridir, meslek örgütleridir, derneklerdir, demokratik kitle kuruluşlarıdır. Elbette bu çağrı siyasi partilere de yapılmıştır. Seçimlerle ilgili ittifak tartışmaları, seçimler gündem geldiğinde açık ve dürüst bir şekilde yapılır. Bizim tercihimiz bu olacaktır. Ama oraya varmadan hepimizin yapması gereken çok şey var. O yapılması gereken çok şeye dair, bir diyalog bir müzakere çağrısı yaptık toplumsal kesimlerin hepsine. Bununla birlikte Demokratik Mücadele Programımız olacağını da vurguladık. Bu programı da şimdi hayata geçiriyoruz.”
‘Program çerçevesinde görüşmeler sürecek’
Eş başkanlar olarak pandemi sonrası ilk seyahatlerinin bu program çerçevesinde gerçekleştirdiğine işaret eden Sancar, “Pervin Buldan Eşbaşkanımız dün Iğdır’daydı. Biliyorsunuz Iğdır’a da kayyım atandı, belediyemiz gasp edildi. Oradan Kars’a geçti. Ben dün Batman’daydım. Pandeminin başlangıcında gasp edilen belediyemiz olduğu için oradan başlattık ziyaretimiz. Sonra Siirt’e geçtik ve şimdi de karşınızdayım. Gün boyu görüşmeler devam edecek.” diye kaydetti.
‘Bir aylık program çıkardık’
Bütün basın açıklamaları, halk buluşmaları, kurum ziyaretleri hepsinin ortak başlığının “Demokrasiye yürüyüş” programı olduğuna vurgu yapan Sancar, şunları ifade etti:
“Bu bizim bundan sonraki aylarda yapacağımız faaliyetlerin hepsini de kapsamıyor. Bir aylık bir program çıkardık. Tutum Belgemiz de şartları dikkate alacak şekilde hazırlanmıştır. Yeni şartlar ortaya çıktığında yeni tutum belgeleri de elbette açıklanır. Bu bir ilk adımdır. Halkımızla buluşmak istiyoruz. Türkiye halklarının buluşmasını istiyoruz. Buna katkı sunacağını inandığımız demokratik mücadele yöntemlerini de hayata geçireceğiz.”
‘Demokratik siyaset zeminin dışında HDP hiçbir yerde olmayacaktır’
Sancar, HDP’nin demokratik siyaset zemininde kararlı mücadelesini sürdüreceğinden kimsenin şüphesi olmamasını isteyerek, “Demokratik siyaset zemininin de dışında HDP hiçbir yerde olmayacaktır. Bizim varoluş zeminimizi demokratik siyasettir. Mücadele yöntemlerimiz meşru yöntemlerdir.” dedi.
‘Yaya yürümek gibi bir metodumuz yok’
Yürüyüş meselesini yeniden açmak istediğini belirten Sancar, Edirne ve Hakkari’den Ankara’ya iki koldan başlatacakları yürüyüşün uzun mesafe güzergahları yürümek şeklinde olmadığına vurgu yaptı. Sancar, şehirlerarası yollarda yaya yürümek gibi bir metotları olmadığını ifade etti.
‘Seçilmişler halk buluşmaları yapacak’
Milletvekilleri, belediye meclis üyeleri, belediye eş başkanları ve il yöneticilerinden oluşan seçilmişlerin bulundukları şehirlerde halkla buluşacaklarını ifade eden Sancar, yürüyüşe ilişkin şu bilgileri de aktardı:
“Edirne’de önceki dönemler eş başkanlığını yapan Selahattin Demirtaş cezaevinde. Hakkari ise Leyla Güven’in seçildiği il. Ben Hakkari’de başlangıçta bulunacağım. Pervin Buldan eş başkanımızda Edirne’den başlangıcı yapacak. Daha sonra araçlarla bir sonraki güzergaha gidecek belirlenmiş heyetlerimiz. O heyetler içerisinde eşbaşkanlar olmayacak. Bir sonraki şehre gittiklerinde halk buluşmaları yapacaklar, araçlarla gidecekler. Kurumlarla buluşacaklar; hem tutum belgemizi, tutum belgemizdeki çağrıları iletecekler hem de ortak demokratik mücadele zeminini güçlendirmek için çalışmalar yapacaklar. Şehirden şehre bu şekilde gelindikten sonra birkaç gün içinde Ankara’da bir buluşma gerçekleşecek.”
‘Ankara’daki buluşma salon ya da açık hava toplantısı şeklinde’
Ankara’daki buluşmanın salon ya da açık hava toplantısı şeklinde olacağını ifade eden Sancar, “Orada da seçilmişler ve yedi bölgenin temsilcileri yer alacak. Ankara’daki toplantıda da bütün bu süreç ile ilgili değerlendirmemizi toplumla, basınla, kamuoyuyla biz eş başkanlar paylaşacağız.” dedi.
‘HDP hiçbir provokasyona malzeme vermez’
“Yürüyüş” diye günlerdir televizyonlarda programlarının tartışıldığını belirten Sancar, “HDP üzerinden provokasyon hazırlıkları yapanları uyarıyorum. HDP hiçbir provokasyona malzeme vermez, hiçbir provokasyona da gelmez. Güçlü demokratik mücadele birikimini en etkili şekilde değerlendirmesini bilecek bir demokratik olgunluğa sahiptir. Kim ki HDP üzerinden, Kürtler üzerinden toplumda yeni gergin ve kutuplaşma, yeni çatışma hatları örmeye çalışıyor buna en büyük engelin, buna karşı en güçlü duruşun HDP’den geleceğini bilmesi lazım.” şeklinde konuştu.
‘HDP’den sessiz kalmasını beklemek yanlışlık olur’
HDP’nin demokratik mücadele konusunda Anayasal haklar, meşru demokratik haklarını kullanmaktan vazgeçmeyeceğini belirten Sancar, “Bu kadar baskı, keyfilik bunca faşizan uygulama varken HDP’nin sessiz kalmasını, HDP’nin hareketsiz kalmasını beklemek de haksızlık olur, yanlışlık olur.” dedi.
Sancar, Diyarbakır’da yapacakları görüşmelere ilişkin de bilgi verdi. Diyarbakır’da Kürdistani partilerle buluşmaların olacağını ve çeşitli kurumları ziyaret edeceklerini ifade eden Sancar, “Burada da en geniş ulusal ittifakı sağlama sorumluluğundayız çünkü bu faşizan uygulamaların asıl hedefi Kürt halkıdır, Kürt coğrafyasıdır.” dedi.
Sancar, mümkün olan en geniş ittifakı gerçekleştirmek istediklerini belirterek, “Bunun için elimizden gelen her türlü çabayı harcıyoruz, aynı sorumluluğu gösteren çok sayıda kurum ve parti var. Onlara da teşekkür ediyoruz.”
HDP’nin kapatılma tartışmaları
Gazetecilerin HDP’nin kapatılmasına dönük açıklamaları sorması üzerine Sancar, “İktidar yargıyı kontrol edebiliyor. Bunu biliyoruz. Bugün yargı iktidarın elinde, muhalefeti sindirme amacıyla kullanılan bir sopa haline gelmiştir. Eğer kapatma davası açmak bu siyasi iktidar için bir avantaj sağlayacaksa, bu kanaate varacaksa, herhalde yargıyı harekete geçirmesi zor olmaz. Bizim bu tartışmalara kulak astığımız yok.” dedi.
Kapatılan her partiden sonra çok daha güçlü bir şekilde demokratik siyasette var olmuş bir geleneği temsil ettiklerini söyleyen Sancar, “Bizim bundan önceki partilerimizi bu şekilde hedef alan iktidarların hepsi çöküş çırpınışları dönemlerini yaşıyordular. Ve bugün o iktidarların hiçbirinin temsilcilerinin hiçbirinin esamesi okumuyor. Tarihin çöplüğüne gitmiştirler.” diye konuştu.
MEBYA-DER’e ziyaret
Basın toplantısının ardından Sancar, HDP’li milletvekilleri ile birlikte Medeniyetler Beşiğinde Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği’ni (MEBYA-DER) ziyaret etti. Burada konuşan Sancar, sabah saatlerinde TUAY-DER yöneticilerinin gözaltına alınmasına tepki gösterdi. Sancar, tutuklu yakınları ile dayanışma sağlayan ve mezarlıklara yönelik saldırıları gündemleştiren kurumların hedef alınmasının kabul edilemez olduğunu söyledi. Sancar, “Mezarlar bütün inançların ezelden beri ortak değeridir. Hiçbir gerekçe ile bu saldırıları haklı çıkarmak mümkün değil” dedi.
Sancar’ın Diyarbakır’daki ziyaretleri, Kürdistan Sosyalist Partisi (PSK) ile devam etti. Sancar ve beraberindekiler, buradaki toplantının ardından Kürdistani ittifak partileri ile bir otelde toplantı düzenleyecek.