HDP Eş Genel Başkanı Sancar, demokrasi ittifakı çağrılarının sadece seçimlere endeksli bir çağrı olmadığına vurgu yaparak, “Evet, seçimler önemsiz değil. Ama her şeyi seçimde halledeceğini düşünerek, bugünün mücadele gereklerini yerine getirmeksizin oturup seyretmek ve boş sözler söylemekle bu düzen değişmez.” dedi.
HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda konuştu. 14 yıl önce yaşamını yitiren Kürt siyasetçi Orhan Doğan’ı anarak konuşmasına başlayan Sancar, Orhan Doğan’ın barış ve onurlu yaşam mücadelesinde bir meşale olduğunu söyledi.
Sancar, “Bu meşale bizlere ışık tutmaya devam ediyor. Sevgili Orhan Doğan’ın barış hayali bu ülkede mutlaka gerçekleşecektir. Son vasiyeti; ‘bu ülkeye barışı getiremedik, o nedenle buruğuz’ idi. Biz de diyoruz ki; Sevgili Orhan Doğan, yerinde rahat uyu, bu halk ve bu mücadele birliği bu özlemini mutlaka gerçekleştirecektir. Anısı da mücadelemize her zaman ışık tutacak ve mücadelemizde yaşamaya devam edecektir” şeklinde konuştu.
Şeyh Said ve Seyit Rıza’yı andı
Bugün Kürt halkının özgürlük ve direniş mücadelesinin sembol isimlerinden Şeyh Said ve 47 arkadaşının da idam edilmesinin 96 yıldönümü olduğunu belirten Sancar, “Onu da saygıyla anıyorum, zulme baş eğmeyen, zulüm karşısında diz çökmeyen Şeyh Said’in direniş mirası demokrasi ve barış mücadelemizde yaşamaya devam edecektir.” dedi.
Geçtiğimiz hafta Dersim’de “Eşit yurttaşlık ve halklar” buluşması gerçekleştirdiklerini belirten Sancar, şunları kaydetti:
“Seyid Rıza Meydanı’nda halkımızla buluştuk. ‘Ben sizin yalan ve hilelerinizle baş edemedim bu bana dert oldu ama sizin önünüzde de diz çökmedim, bu da size dert olsun’ diyerek darağacına yürüyen Seyit Rıza’ya ve bizi bağrına basan halkımıza yaşadığımız tarihsel deneyim ve mücadeleler ışığında o yalanlarla baş etmeyi öğrendiğimizi, doğruluğun ve dürüstlüğün kültürünü ve siyasetini inşa ettiğimizi, bu yolda mücadeleden vazgeçemeyeceğimizi bir kez daha haykırdık.”
‘Seyit Rıza’nın diz çökmeyen duruşu mirasımızdır’
Seyit Rıza’nın diz çökmeyen baş eğmeyen duruşunun mirasları olduğunu söyleyen Sancar, “Buradan bir kez daha Seyid Rıza’yı saygıyla anıyorum” şeklinde konuştu. 2 Temmuz Sivas Katliamını da hatırlatan Sancar, katliamda yaşamını yitirenleri anarak, “Orada o canlarımızı bizden alan o vahşet ateşi değil, o canların temsil ettiği ışık aydınlatıyor bu ülkenin geleceğinin yolunu. Bu ülkede halkların ortak mücadelesinin yolunu orada katledilen canlarımızın bize bıraktığı onurlu miras aydınlatıyor.” dedi.
‘Mafyatik düzeni değiştirmek için mücadele ediyoruz’
On yıllardır süren bu sistemi ve bu sistemin ürettiği en büyük canavarlardan olan bu mafyatik düzeni değiştirmek için mücadele ettiklerini dile getiren Sancar, şunları ifade etti:
“Bu mücadelemizin hedefi bu mafyatik iktidar düzenini, tepeden tırnağa kire ve batağa batmış olan bu iktidar düzenini ve onun beslendiği, on yıllardır devam eden sistemini değiştirmektir. Karşımızda bulunan sistem 10 yıllardır aynı araç ve yöntemlere son 30 yıldır aynı şahıslarla işliyor. Bunlarla varlığını sürdürüyor. Yapmamız gereken şu arkadaşlar. Ayak izlerine bakarak suçun merkezi olan mağaradan uzaklaşmamak. Hep birlikte yapmamız gereken şey suçun merkezine ilerlemektir. Bugün suçun en büyük merkezi tepeden tırnağa mafyalaşmış bu düzen ve sistemdir.”
Bu sistemin en başta savaş politikalarını kullandığına işaret eden Sancar, “Kürt sorununda çözümsüzlüğü, inkarı ve imhayı esas alarak işlemektedir bu sistem. Her seferinde bazı eski aktörleri de kullanır ama yeni isimlerle de bulur ve yoluna devam eder.” diye konuştu.
‘HDP demokrasi ittifakının öncülüğüne taliptir’
Önlerinde savaş politikalarını Kürt sorununda inkarı imhayı en ileri boyutlara vardıran bu iktidara karşı mücadele olduğunu söyleyen Sancar, “Bu sistemi ve onun ürünü olan bu canavar iktidarı değiştirecek şey geniş toplumsal mücadele ve geniş bir demokrasi ittifakıdır. HDP bunun öncülüğüne taliptir. Bu deneyime sahiptir, bunu başarıya ulaştıracak kararlılığa da sahiptir.” dedi.
‘Her şeyi seçimde halledeceğini düşünerek bu düzen değişmez’
“Fakat biz bekleyerek burada oturarak ‘iktidarın sonu geldi’ diyerek bu sonu beklemeyeceğiz.” diyen Sancar, sonun gelmesi için her gün her alanda demokrasi özgürlük eve eşitlik mücadelesini en geniş birlikteliklerle sürdürmeleri gerektiğini belirtti. Sancar, şunları kaydetti:
“Halkların, ezilenlerin, dışlananların geleceği gasp edilen gençlerin, hayatları talan edilen kadınların kararlı mücadelesini her gün yeniden büyüterek ancak bu sonu getirebiliriz. Demokrasi ittifakı çağrımızın amacı da budur. Biz çağrımızı sadece seçimlere endeksli bir çağrı olarak görmediğimiz defalarca söyledik. Evet, seçimler önemsiz değil hatta hiç değil hatta çok önemli ama her şeyi seçimde halledeceğini düşünerek, bugünün mücadele gereklerini yerine getirmeksizin oturup seyretmek ve boş sözler söylemekle bu düzen değişmez.”
‘Demokrasi Konferansı toplumsal mücadele için güzel bir örnek’
İstanbul’da 25 Haziran’da 200’ü aşkın kuruluşun bir araya geldiği “Demokrasi Konferansı”na değinen Sancar, “Bu ülkede herkesin partilere bakmadan ve bağlanmadan her şeyi partilere havale etmeden toplumsal mücadeleyi nasıl örebileceklerinin güzel bir örneğini verdiler. Biz parti olarak bu mücadelenin içindeyiz. Görevimizi kimseye havale etmiyoruz, mücadeleden kaçmıyoruz. Tam tersine mücadelenin her alanında her gün her an var olacağız ama bu mücadeleyi yürütürken de sadece parti teşkilatlarına partinin kurullarına bırakmıyoruz.”
‘Kapatma davası demokrasi mücadelesine açıldı’
Partileri hakkında açılan kapatma davasına değinerek konuşmasını sürdüren Sancar, davanın sadece HDP’ye karşı açılmadığını Türkiye’de demokrasi, barış, özgürlük mücadelesine karşı açıldığını söyledi. O nedenle davayı sadece kendi işleri gibi görmediklerini kaydeden Sancar, “Dün İstanbul’da Türkiye’nin önde gelen hukukçuları ile bir araya gelip konuştu, fikir aldık ve çalışma grupları oluşturduk. Savunmayı da mahkeme salonlarında okumak için yazmayacağız. Bu savunma sadece bir hukuki savunma olmayacak bu savunmayı hukuk yoluyla demokrasi mücadelesinin gelecekte parlat bir belgesi olacak şekilde hazırlayacağız.” dedi.
‘HDP’yi fikriyat ve teşkilat olarak yaşatacağız’
“HDP’yi kapattırmayacağız” derken mahkemeden kapatma kararı çıkmaz demediklerini söyleyen Sancar, şöyle devam etti:
“Biz HDP’yi fikriyat ve teşkilat olarak da yaşatacağız. Ama mahkemenin bu kararı verirken sadece o salonla sınırlı bir karar vermediğini de göstereceğiz. Verdikleri karar uluslararası alanda bir araya geldikleri, demokrat vicdanlı hukukçulara verdikleri hesap da olacaktır. Verecekleri karar bu toplumun vicdanlı büyük çoğunluğuna verecekleri hesap olacaktır. Biz onlara yardımcı olacağız, ondan sonrası kendilerine düşüyor.”
‘Şiddetin odağı iktidarın kendisidir’
Partilerinin İzmir il binasına yönelik saldırıda Deniz Poyraz’ın katledildiğini hatırlatan Sancar, şöyle devam etti:
“Katleden kimdi? Nefret ve Kürt düşmanlığı siyaseti ile ilişkili olan korunan kollanan bir kişiydi. Şiddet arıyorsanız bize değil bize yapılana bakacaksınız, bizim yaptığımız şey bu ülkede barışı savunmaktır. Şiddetin odağı kim? Siirt Pervari’de daha dün bir mülteci katliamı, göçmen katliamı yaşandı. Bunlar aktüel güncel örnek, buraya sayısız örneği sıralayabilirim. Hafta sonu İstanbul’da gerçekleşen Onur Yürüyüşüne polis vahşice saldırdı. Bir gazetecinin boynuna basarak öldürmeye teşebbüs etti. George Floyd örneği hala hafızalardayken bundan bile ürkmeyen pervasız bir şiddet aygıtı ürettiler.
Evet, şiddet İşleri Bakanlığı’nın sözcüleri çıkıp da açıkça savundukları şeydir. Yani açıkça tekrar ediyorum, şiddetin odağı iktidarın kendisidir. Bu ülkeyi boğan, nefessiz bırakanların sırtını sıvazlarken, İzmir katliamcısına ‘abicim’ derken, kadınları nefessiz bırakmaya çalışan bu iktidar düzeni şiddetin odağı değil nedir?”
‘Elinizde tek toplu iğne kalsa dahi toplu iğnelerle yeni yollar açacağız’
Açıkçası kapatma davasını “bir korku ve korkaklık davası” olarak niteleyen Sancar, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Korktukları için açtıkları davadır. Sonuç ne olursa olsun, sonuç mahkeme kararı ne olursa olsun, HDP fikriyatıyla ve halkların ortak mücadelesiyle her gün yeniden bu düzene karşı mücadelesini sürdürecek, eğer hesap seçimse inanın kapatsanız da seçimlerde ülkenin geleceğini belirleyecek gücünü sonuna kadar ortaya koymanın yolunu yaratacaktır. O yolu kapatabileceğini düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Elinizde bir tek toplu iğne kalsa dahi o toplu iğnelerle yeni yollar açacağız. Bu inançla kuracağız arkadaşlar.”
Kaynak: MA