HABER MERKEZİ – Türkiye Gazeteciler Sendikası “Cinsiyetçiliği yok sayma, yapmadığını var sayma” diyerek “Etik gazetecilik için cinsiyet eşitliği rehberi” hazırladı. Rehberde gazetecilerin haberlerinde cinsiyet eşitliğini nasıl kullanacakları ve nelere dikkat etmeleri gerektiği yer alıyor.
Cinsiyetçiliğin, sistematik bir sorun olduğu belirtilen rehberde “Cinsiyetçilikle mücadele de sistematik bir mücadele gerektirir. Bu mücadelede görsel ve yazılı medyaya çok kritik roller düşüyor. Cinsiyetçilikle ve ayrımcılıkla mücadelede, yaygın olarak kabul gören klişelerin, önyargıların, varsayımların asılsız olduğunu göstermek, bunların yerine ‘gerçekleri’ ve ‘doğruları’ koymak için medyanın çok önemli bir rolü ve görevi var” deniliyor.
Rehber sadece kadınlar ve LGBTİ+’lar için hazırlanmadı
Medyanın toplumun nasıl düşündüğünü, nasıl konuştuğunu etkileme gücüne vurgu yapılan raporda cinsiyetçiliğin ve ayrımcılığın yeniden üretilmemesi için dili, anlayışı değiştirmeye, farkındalıkları artırmaya, birbirimizden ve ayrımcılığın öznesi olanların hak mücadelelerinden öğrenmeye ihtiyaç olduğu belirtiliyor.
Rehberin yalnızca “kadın ve LGBTİ+” gazeteciler için hazırlanmadığı vurgulanırken “Kadınların sadece ‘kadınlara değen’ konulara sıkıştırıldığı, LGBTİ+’ların görmezden gelindiği haber yaklaşımına karşı, her alanda yapılan her haberde toplumsal cinsiyeti ‘yok saymama’ya, eşitsizliği üreten eril anlatımı, klişeleri sarsacak bir dil kullanmaya, söylem ve pratikleriyle ikincilliği yeniden üreten yaygın habercilik anlayışına karşı cinsiyet eşitliğini gözeten bir habercilik anlayışını ‘etik ve sorumlu gazeteciliğin vazgeçilmez bir parçası’ haline getirmeye çalışıyoruz” deniliyor.
‘Gücümüzü, eşitliğimizi örgütlülüğümüzle kazanacağız’
TGS raporunda şöyle devam etti: “Eşitsizliği yeniden üreten değil, eşitliğe dayanak olan bir habercilik yalnızca mümkün değil, aynı zamanda vazgeçilmez bir ihtiyaç! Gazetecilerin öz örgütü olan Türkiye Gazeteciler Sendikası olarak, sendikal mücadelemizin bir yönünün de eşitlik mücadelesi olduğunu düşünüyor, bunun sorumluluğunu taşıyoruz.
Bu kılavuzu hazırlarken yararlandığımız değerli çalışmalara bizim katkımız, “cinsiyet eşitsizliğini yeniden üreten ve meşrulaştıran bir konumda olmak yerine, tüm mekanizmalarıyla eşitliği sağlama, cinsiyetçi yargılarla savaşma, ayrımcılık ve ötekileştirmeyi yok etme noktasında sorumluluk alan” sendikal mücadelenin önemine dikkat çekmek olacaktır. Gücümüzü eşitlikle, eşitliği örgütlülüğümüzle kazanacağız!”
‘Her 10 kadından 6’sı ayrımcılığa uğruyor’
Evrensel’de yer alan habere göre, TGS Kadın ve LGBTİ Komisyonu Mart 2018’de 221 kadın gazeteci ile gerçekleştirdiği araştırma sonuçlarını hatırlattı:
- Her 10 kadın gazeteciden 6’sı “iş hayatımda cinsiyetim nedeniyle ayrımcılığa uğradım/uğruyorum” diyor.
- Her 10 kadın gazeteciden 4’ü başarılı görülmek/takdir edilmek için erkek meslektaşlarından daha fazla çalışmak zorunda kaldığını ifade ediyor.
- Kadın gazetecilerin yaklaşık yarısı iş hayatında cinsiyeti nedeniyle en az bir kere şiddete maruz kaldığını anlatıyor.
- Hem işyerinde hem de mesleklerimizi icra ettiğimiz alanlarda kadın gazeteciler şiddet riskini daha fazla taşıyor, toplumsal ön kabuller ve toplumsal eşitsizlikler evdeki yükleri artırırken bu eşitsizliklerin yarattığı eşitsiz sonuçlar gözetilmediği için kadınlar her alanda “var olma” mücadelelerinde daha büyük engellerle karşılaşıyor.