TİHV: 4 yılda 152 öğrenciye hapis cezası verildi

Türkiye İnsan Hakları Vakfı’nın (TİHV) 2015-2019 döneminde öğrencileri hedef alan ihlallere ilişkin hazırladığı rapora göre; 3 bin 102 öğrenci hak ihlaline maruz kaldı.

Bu dönemde 203 öğrenci tutuklanırken, 152 öğrenciye toplam 506 yıl 1 ay hapis cezası verildi. 23 öğrenci ise katıldıkları toplantı ve gösteriler sırasında öldürüldü.

Fotoğraf: MA

TİHV Akademi tarafından, TİHV Dokümantasyon Merkezi’nin hazırladığı günlük insan hakları raporları incelenerek bilgi notu oluşturuldu. Paylaşılan bilgi notuna göre; 2015- 2019 yılları arasında öğrencilerin ifade, toplantı, gösteri ve örgütlenme özgürlüklerini kullanırken hak ihlallerine maruz kaldığı 342 olay bildirildi. İhlallere doğrudan maruz kalan toplam öğrenci sayısı ise 3 bin 102.

En çok hak ihlali bildirilen 10 il

En çok ihlal bildirilen ilk 10 il sırasıyla, Ankara, İstanbul, İzmir, Antalya, Eskişehir, Adana, Diyarbakır, Mersin, Van ve Kocaeli oldu.

342 olayın 81’i üniversite kampüslerinde gerçekleşirken, kampüs içindeki şiddet sonucu 252 öğrenci yaralandı. Bu dönemde en fazla hak ihlali bildirimi yapılan 5 kampüs, sırasıyla, Ankara Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi, Ege Üniversitesi, ODTÜ ve Akdeniz Üniversitesi kampüsleri oldu.

152 öğrenciye 506 yıl 1 ay hapis cezası

Üniversitede yaşanan hak ihlallerinin yarısına yakınını (yüzde 49) toplantı ve gösteri hakkına yönelik ihlaller oluştururken; ihlallerin yüzde 37’sinin örgütlenme özgürlüğüne, yüzde 14’ünün ise ifade özgürlüğüne yönelik gerçekleşti. Bu dönemde 658 öğrenci hakkında ceza davası açılırken, 152 öğrenciye toplam 506 yıl 1 ay hapis cezası verildi. Açılan davalarda en sık tekrarlanan suçlamalar ise şunlar oldu:

Fotoğraf: AFP/Bülent Kılıç
  • Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası’na muhalefet
  • Görevi yaptırmamak için direnme (mukavemet)
  • Yasadışı örgüt propagandası
  • Yasadışı örgüt üyeliği
  • Cumhurbaşkanına hakaret

Faillerin yüzde 62’si polis, yüzde 30’u sivil gruplar

Aynı dönemde 720 öğrencinin yaralandığı 84 olayda, yüzde 62’sinin faili polis, yüzde 30’unun faili sivil gruplar olurken, olayların yüzde 5’inde öğrenciler özel güvenlik birimlerinin, yüzde 3’ünde ise hem polis hem de özel güvenlik birimlerinin saldırısına maruz kaldı.

Bilgi notunda şu değerlendirme yer aldı: “Öğrencilerin, genç yurttaşlar olarak, gerek eğitime ve yüksek öğretime özgü sorunlarla, gerekse toplumun ve insanlığın bütününü ilgilendiren meselelerle ilgili görüş oluşturabilmeleri, görüşlerini özgürce ve kendi seçtikleri biçimlerde ifade edebilmeleri, barışçıl gösteri ve protesto eylemlerinde bulunabilmeleri, sivil ve siyasal örgütlerde yer alabilmeleri ve böylece toplumun müşterek geleceğini şekillendirme sürecine katılabilmeleri, demokratik toplum düzeninin temel unsurlarındandır.”

Lima Bildirgesi’ne atıf

Bilgi notunda, akademik özgürlük ve üniversite özerkliği açısından bir “yumuşak hukuk” belgesi niteliği taşıyan 1988 Lima Bildirgesi’ne de atıf yapılarak, “Bildirgede ‘öğrencilerin herhangi bir ulusal ve uluslararası sorun hakkında görüşlerini bireysel veya toplu olarak ifade edebilmeleri’ için gerekli koşulların sağlanmasını üniversitelerin yükümlülükleri arasında sayar.” denildi.

Hükümetlerin insan hakları ve demokrasi değerlerine bağlılıktan açıkça uzaklaştığına vurgu yapılan bilgi notunda, buna bağlı olarak hem demokratik yurttaşlık alanına hem de akademik özgürlük ve üniversite özerkliğine yönelik baskıcı/otoriter uygulamaların küresel ölçekte yaygınlık kazandığı günümüz koşullarında, öğrencilere yönelik hak ihlallerinde de kaygı verici bir artışın söz konusu olduğu belirtildi.

Yeni1Mecra