Ayrımcılığa karşı hayatı boyunca mücadele eden, geriye cesaret veren bir öykü bırakan ABD Yüksek Mahkemesi Yargıcı Ruth Bader Ginsburg için Washington’da üst düzey cenaze töreni düzenlendi.
AA’nın geçtiği bilgilere göre; Geçen hafta hayatını kaybeden ABD Yüksek Mahkeme Yargıcı Ruth Bader Ginsburg’un cenazesi ABD Yüksek Mahkemesi’nde önde gelen yargıçların heykellerinin bulunduğu Büstler Salonu’na getirildi. Ginsburg’un ailesi burada taziyeleri kabul etti.
Ginsburg, cenazesi Yüksek Mahkeme binasına getirilen ilk kadın yargıç olurken, cenaze törenine kendisini 1993’te Yüksek Mahkeme Yargıcı olarak atayan eski ABD Başkanı Bill Clinton ve eşi Hilary Clinton’ın da katılması dikkati çekti. Ayrıca Yüksek Mahkeme heyetinin yanı sıra Ginsburg ile beraber çalışmış yüzlerce hukukçu da törende yer aldı.
Binlerce kişi törene dışarıdan katıldı
Öte yandan yeni tip koronavirüs (Covid-19) salgını nedeniyle mahkeme binasına alınmayan binlerce ABD’li ise cenaze törenine dışardan katıldı.
‘Ayrımcılıkla mücadelenin önde gelen savunucusu haline geldi’
ABD Yüksek Mahkemesi Başkanı John Roberts, törende yaptığı konuşmada, Ginsburg’un hayatı boyunca kadın hakları için mücadele verdiğini hatırlatarak, şunları ifade etti:
“Kadın olduğu için yaşadığı ayrımcılıklar nedeniyle hukuku seçti ancak hukuk fakültesinde de iş piyasasında da ayrımcılığa maruz kalmaya devam etti. Girdiği yolda yılmadan ve büyüyerek devam eden Ruth, seçildiği Yüksek Mahkeme’de bu tür ayrımcılıkla mücadelenin önde gelen savunucusu haline geldi.”
Ginsburg’un cenazesi, sevenlerinin ziyaret edebilmesi için iki gün Yüksek Mahkeme’de tutulacak.
ABD Başkanı Donald Trump’ın da yarın cenazeyi ziyaret etmesi bekleniyor. Ginsburg’un yerine, Trump tarafından muhafazakar bir yargıç adayı belirlenmesi bekleniyor. ABD’de Yüksek Mahkeme yargıçları başkan tarafından belirleniyor ve Senato onayının ardından ömür boyu sürecek görevine başlıyorlar.
Ruth Bader Ginsburg kimdir?
Ginsburg, 15 Mart 1933’de Brooklyn’de doğdu. Lisans eğitimini 1954 yılında Cornnell Üniversitesi’nde tamamladı. Harvard’da başladığı eğitimde, 500’den fazla kişiden oluşan sınıfında yalnızca 8 kadınla erkek egemen, düşmanca bir ortamla karşılaştı. Kadınlar, hukuk fakültesi dekanı tarafından “nitelikli” erkeklerin yerini aldıkları için azarlanıyordu. Buna inat Ginsburg, akademik başarısı ile “Harvard Law Review”un ilk kadın üyesi oldu.
Eşit işe eşit ücret, kadınların eğitim hakkı, kadın-erkek eşitliği konularında savunuculuk yapan Ginsburg, pek çok cinsiyet eşitliği projesinde yer alırken çok sayıda da cinsiyet ayrımcılığı davasıyla ilgilendi.
Hayatının her sürecinde cinsiyet eşitsizliği ile karşılaşan Ginsburg, attığı her adımda bu eşitsizliğe karşı mücadeleyi hedefledi. Mücadelesi, ödül ve başarıları da beraberinde getiriyordu. Cinsiyet eşitliği, işçi hakları ve daha pek çok konuyu eşitlik mücadelesinde gündemine alan Ginsburg, 1993 yılında yüksek mahkeme yargıcı oldu.
ABD Yüksek Mahkemesinin Yargıcı olarak görev yapan ikinci kadın olan Ginsburg’un hayatı “On the Basis of Sex” filmine konu oldu.
Uzun süredir pankreas kanseriyle mücadele eden Ginsburg, ocak ayında geçirdiği ameliyat sonrasında evinde tedavi görmeye başlamıştı. Ginsburg, 87 yaşında 18 Eylül 2020 günü geriye ilham ve cesaret veren bir öykü bırakarak yaşamını yitirdi.