Yeneroğlu: Ceza İnfaz Paketi ihlalleri artıracak

DEVA Partili Yeneroğlu, TBMM Genel Kurulu’nda görüşülmeye başlanacak Ceza İnfaz Paketi teklifi ile, yargı bağımsızlığı, haberleşme özgürlüğü, özel hayatın gizliliği ve kişisel verilerin korunması haklarının anayasaya aykırı şekilde ihlal edildiğini söyledi. 

DEVA Partisi Milletvekili Mustafa Yeneroğlu

DEVA Partisi Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanı Mustafa Yeneroğlu, “Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” hakkında basın açıklaması yaptı.

TBMM Genel Kurulu’nda bu hafta görüşülmesi beklenen kanun teklifiyle İnsan Hakları Eylem Planı kapsamında değişiklik yapıldığının gerekçe gösterildiğin belirten Yeneroğlu, “Teklif ile yargı bağımsızlığı ile haberleşme özgürlüğü, özel hayatın gizliliği ve kişisel verilerin korunması hakları anayasaya aykırı şekilde ihlal edilmektedir.” dedi. 

‘Başsavcılar, Cumhuriyet savcılarının amiri değildir’

Teklifin 2. ve 3. maddeleri ile Cumhuriyet Savcılarının soruşturmayı sonlandıran kararlarını Başsavcıların müdahalesine açık hale getirilmesinin, yargı bağımsızlığı açısından son derece tehlikeli olduğunu söyleyen Yeneroğlu, şunları kaydetti:

“Başsavcılar, Cumhuriyet savcılarının amiri değildir. Cumhuriyet başsavcılarına, cumhuriyet savcıları üzerinde denetim ve müdahale yetkisi verilerek yargının hiyerarşiye bağlanmak istenmesi uygulamada başsavcıların, savcıların soruşturma kapsamında verdiği tüm kararlara doğrudan müdahale etmesine yol açacaktır.”

‘Çocuğun yaşının 15 olarak belirlenmesi anlaşılamamaktadır’

Teklifin 6. maddesi ile toplam 10 yıl veya daha az süreli hapis cezasına mahkûm olan kadın hükümlünün “Toplum güvenliği açısından ağır ve somut tehlike oluşturmayacağının değerlendirilmesi şartıyla” infazının çocuğun 15 yaşını doldurmasına kadar ertelenebilmesine imkân verildiğine işaret eden Yeneroğlu, şöyle devam etti:

“Çocuğun üstün yararı ilkesi gereğince doğru bir düzenleme olmakla birlikte çocuğun yaşının neden 15 olarak belirlendiği anlaşılamamaktadır. Uluslararası antlaşmalar ve Türk Medeni Kanunu’na göre 18 yaşın altındaki herkes çocuktur. Ayrıca annenin vefat etmiş, babanın ise cezaevinde bulunduğu durumlarda çocuğun babası ile beraber olabilmesi kanun teklifinde gözden kaçırılmış bir husustur. Teklifin 18 yaşına kadarki tüm çocukları ile annesi vefat etmiş, babanın ise cezaevinde bulunduğu durumları da kapsayacak şekilde düzenlenmesi yerinde olacaktır.”

‘Özel hayatının gizliliğine sınırlamalar getiriyor’

Teklifin 8. ve 9. Maddeleriyle hükümlü ve üçüncü kişilerin özel hayatının gizliliği, haberleşme özgürlüğü ve kişisel verilerin korunması haklarına yönelik önemli sınırlamalar getirdiğine vurgu yapan Yeneroğlu, şöyle devam etti:

“Anayasa Mahkemesi kararlarında, hükümlülerin yaptıkları görüşmelerin sosyal hayatın ve aile birlikteliğinin devamını sağlamaya yönelik olduğu ve bu görüşmelerde mahremiyetin sağlanması gerektiği vurgulamaktadır. Bu kapsamda bu temel haklara yapılacak müdahalenin Anayasa’nın 13. maddesine göre kamu düzeni ve kişi hakları arasında makul bir dengenin kurulabilmesi için ilgili düzenlemelerin belirli, öngörülebilir ve ölçülü olması gerekmektedir. Oysa söz konusu hükümler, son derece belirsiz ve keyfiliğe elverişli şekilde düzenlenmiştir.  

Ayrıca, her iki maddede de ‘tehlikeli halde bulunan’ ve ‘dışarı ile iletişiminin kurum güvenliği açısından tehlikeli olabileceği değerlendirilen’ ifadelerine yer verilerek tedbirlerin uygulanacağı kişilerin kapsamı oldukça geniş tutulmuştur.”

‘Kayıtların imha edilme düzenlemesi metne eklenmesi şart’

Yeneroğlu, bu kapsamda bu tedbirlerin uygulanacağı hükümlülerin kapsamı, tedbirlerin hangi koşullarda, ne kadar süre ile uygulanacağı, kayıtların tutulma ve tutanak altına alınma şekli ile imha edilmelerine ve idarenin takdir yetkisini sınırlandıran düzenlemelerin Genel Kurul’da yapılacak görüşmelerde kanun metnine eklenmesi şart olduğunu söyledi. 

Düzenlemenin Cumhuriyet savcılarını hiyerarşiye bağlamaya çalıştığını belirterek, “Temel hakları ölçüsüz biçimde sınırlayan düzenlemelerin teklif metninden çıkartılması ya da düzenlemelerin kapsamının Anayasa, AYM ve AİHM içtihatlarına göre çizilmesi gerekir.” dedi.

Yeni1Mecra