TCK 103 Çocuk İstismarı Affına Karşı Kadın Platformu kurucusu 215 kadın örgütü, çocuk istismarı faillerine yönelik af girişimlerine dikkat çekerek, “Herkesi çocukların hayatını karartacak bu insan ve çocuk hakları ihlalini durdurmaya çağırıyoruz!” dedi.
Çocukların evlendirilmesinin suç olduğuna vurgu yapan kadın örgütleri, “Bırakın çocuklar bedenen, ruhen ve sosyal bakımdan sağlıklı büyüsün, çocukluklarını yaşasın!” diye belirtti.
TCK 103 Çocuk İstismarı Affına Karşı Kadın Platformu kurucusu 215 kadın örgütü çocuk istismarı faillerine yönelik af girişimlerine ilişkin ortak açıklama yaptı. Açıklamada, çocuk cinsel istismarını düzenleyen Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 103. maddesi ile ilgili af girişimlerinin kaygıyla izlendiği belirtildi.
TCK 103 affının, 2016 yılından beri gündemde tutulduğu ve en son 15 Nisan 2020 tarihli İnfaz Yasası’nın TBMM görüşmeleri sırasında tekrar gündeme getirildiğine işaret edilen açıklamada, “TCK 103 affı kadın örgütlerinin ve kamuoyunun tepkisi sayesinde yasaya eklenememiş olsa da kimi iktidar partilerinden siyasetçi ve milletvekillerinin bu affın 15 Temmuz 2020 öncesinde mutlaka çıkartılacağı yönündeki beyanları kaygılarımızı artırıyor.” denildi.
‘Af teklifinde çocuk istismarcısı serbest bırakılacak’
Açıklamada, kamuoyuna yansıyan son af teklifi taslağı şu şekilde aktarıldı: “Çocuklara yönelik cinsel istismar/tecavüz nedeniyle yargılanıp mahkûm edilmiş ve cezası kesinleşmiş olanlar, olay tarihinde başka bir kadınla evli değiller ise, mağdur 14 yaşına basmış (yani 13 yaşında) ise, mağdur ile tecavüz faili arasında en fazla 15 yaş fark varsa, mağdur şikâyetten vazgeçmiş, yasanın çıktığı tarihten önce resmi nikah yapılmış ise; çocuk istismarcısı derhal serbest bırakılacak ve bu evliliğin beş yıl sürdüğü takdirde hiçbir şekilde cezalandırılmayacak.”
‘Teklif tecavüzcülerin tecavüzlerini beş yıl daha sürdüreceği anlamına geliyor’
Bu af teklifinin, hem çocuk istismarcılarının/tecavüzcülerin cezasını çekmeden serbest bırakılması; hem de onların bu tecavüzlerini beş yıl daha sürdürerek “ödüllendirilmeleri” anlamına geldiğine vurgu yapılan açıklamada, “Üstelik bu af çocuk cinsel istismarına/tecavüze iştirak edenleri, azmettirenleri, suçun işlenmesine yardım ve yataklık edenleri de kapsayacak ve bunlar hakkındaki tüm kamu davaları da düşecektir.” diye kaydedildi.
‘Geçici olduğu iddia edilen af genel uygulamaya dönüşebilir’
Bu konudaki en önemli ve olası tehlike ise açıklamada şu şekilde verildi: “Anayasa Mahkemesi’nin, evlilik tarihi, mağdurun yaşı, taraflar arasındaki yaş farkı, olay tarihinde evli olmamak gibi koşulları iptal etmesidir. Bu durumda, ‘geçici’ olduğu iddia edilen af, birdenbire tüm kız çocuklarını ve kadınları her yaştan tecavüz faili ile evlendirilme baskısı altında bırakacak genel bir uygulamaya dönüşecektir.”
Açıklamada, af girişimlerini gündemde tutmanın “evlilik” adı altında 15 yaş altındaki çocukların cinsel istismarını ve tecavüzü, toplum ve yargı nezdinde meşrulaştırma girişimi olduğunun altı çizildi.
‘Türkiye kamuoyu çocuk istismarına çocuk yaşta evliliğe karşı’
Türkiye kamuoyunun hangi siyasi görüşten olursa olsun çocuk istismarına ve çocuk yaşta, erken ve/veya zorla evliliklere karşı olduğunu bildiklerinin belirtildiği açıklamada, Havle Kadın Derneği’nin bu yıl gerçekleştirdiği Erken Yaşta Evlilik Araştırması verileri paylaşıldı. Açıklamada, araştırmaya göre, toplumun “Kızınızı 18 yaşından önce evlendirir misiniz?” sorusuna yüzde 91,8’ini “Hayır” dediği belirtildi.
‘Af söylentisi davalarda beraat kararı verilmesine neden oluyor’
Af söylentisinin gündemde tutulmasının bile devam eden davalarda beraat kararlarının verilmesine neden olduğuna dikkat çekilen açıklamada, “Kadın ve kız çocuklarının aleyhine işleyen fiili bir hukuk sistemi yaratıldı. Dahası, birçok istismar olayının üzeri yargıya bile taşınmadan, istismar faili ile aile arasında gerçekleşen evlilik pazarlıkları ile örtülmektedir.” denildi.
‘Çocuk yaşta evlilikler yaşam boyu süren ciddi sağlık sorunlarına neden oluyor’
Çocuk yaşta evliliklerin kız çocuklarını yaşam boyu süren ciddi sağlık sorunları ile baş başa bıraktığına vurgu yapılan açıklamada, şu bilgiler aktarıldı:
“Hem kız çocuğunun hem de doğacak bebeğinin ölüm riski yetişkin bir kadına göre iki ila beş kat fazladır. Ölü doğum, erken doğum, annede kemik gelişiminin durması gibi geri dönülemez bedensel sakatlanmalar, anne karnındaki bebeğin yeterli beslenememesi, güç doğum, üreme organı yırtıkları, ağır kanamalar, fistüller, kansızlık, idrar ve dışkı kaçırma gibi pek çok sağlık sorununa neden olmaktadır. Cinsel istismarın neden olduğu duygu durum değişiklikleri intihar eğilimini ve şiddette uğrama riskini artırmakta, zihinsel ve ruhsal sorunları tetiklemektedir.”
‘Devlet çocukları cinsel istismardan koruyacak önlemler hayata geçirmeli’
Devlete ve tüm ilgililere sorumluluklarının hatırlatıldığı açıklamada, çocukları cinsel istismardan korumak için şu öneriler yer aldı:
- Devlet faillere affı değil, çocukları cinsel istismardan koruyacak önlemleri hayata geçirmelidir.
- Çocuk yaşta, erken ve/veya zorla evlendirmeleri ve çocuk istismarını önlemesi gereken ama bunu yapmayan; aksine teşvik eden, kolaylaştıran ya da göz yuman tüm sorumlular cezalandırılmalı, kamu görevlileri ise görevlerinden alınmalıdır. Evlenme ehliyeti olmayan çocuklara dini nikah kıyan din görevlileri, çocuklarını çocuk yaşta evlendiren aileler ve ihbar yükümlülüğünü yerine getirmeyerek buna göz yuman kişiler ve resmi otoriteler özellikle cezalandırılmalıdır.
- Çocuk ve Kadınlara Yönelik Şiddet Hareketleriyle Töre ve Namus Cinayetlerinin Önlenmesi İçin Alınacak Tedbirlere ilişkin 2006/17 sayılı 4 Temmuz 2006 tarihli Genelge acilen uygulamaya geçirilmelidir.
- Tüm bakanlıkların, Meclis’teki muhalefet partilerinin, kadın, çocuk ve hak temelli çalışan tüm örgütlerin, akademinin ve ilgili meslek örgütlerinin katılımı ile beş yıllık bir Çocuk Yaşta, Erken ve/veya Zorla Evliliklerle Mücadele Strateji Belgesi ve Eylem Planı çıkartılmalı. Daha önce çıkartılan planlar uygulanmalı, ilgili tüm kamu kurumlarının bu planların hayata geçirilmesi konusunda yeterli bütçe ve insan kaynağı tahsis etmesi sağlanmalıdır.
Çocukların hayatını karartacak ihlali durdurma çağrısı
Herkese çocukların hayatını karartacak insan ve çocuk hakları ihlalini durdurma çağrısının yapıldığı açıklamada şöyle denildi:
“Tüm devlet otoritelerini ve siyasetçileri, çocuk istismarını aklayacak, cinsel saldırıya uğrayan kadınları ‘namus’ bahanesiyle tecavüz faili ile evlendirme gibi insanlık dışı bir uygulamaya mahkûm etmeye çalışmaktan vazgeçmeye çağırıyoruz. Herkesi kadınların ve çocukların kazanılmış haklarına saygı duymaya, bu hakları kâğıt üzerindeki kelime yığınları olmaktan çıkarıp hayatlarımızın ve toplumsal bilincimizin ve varoluşumuzun bir parçası kılmak için çalışmaya, kız çocuklarına/kadınlara evliliğin tek seçenek olarak gösterilmesinin neden olduğu bu hak ihlali ve kötü muameleye dur demeye, çocuk yaşta, erken ve/veya zorla evlilikler ile mücadeleyi devletin en önemli politikalarından biri yapmak için mücadele etmeye davet ediyoruz.”
‘Bırakın çocuklar çocukluklarını yaşasın!’
Çocukların evlendirilmesinin suç olduğuna vurgu yapılan açıklamanın devamında şunlar kaydedildi: “Çocukların yaşama, oyun oynama, eğitim alma, sağlıklı yetişme, iş ve meslek sahibi olma, kendini geliştirme, özgür hareket etme, geleceği üzerinde söz sahibi olma ve korunma haklarını ortadan kaldırmaya yönelik tüm girişimler derhal durdurulmalıdır! Bırakın çocuklar bedenen, ruhen ve sosyal bakımdan sağlıklı büyüsün, çocukluklarını yaşasın!” denildi.