Başta mafya suçları olmak üzere 90 bin adli tutuklunun 4 ay önce serbest bırakılmasına önayak olan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli bu kez tersi bir açıklama yaparak idam cezası istedi.
Cumhur İttifakı’nın küçük ortağı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, yaptığı yazılı açıklamada “MHP, idam cezası meraklısı değildir. Ne var ki korku sınırını geçen suç ve suçlularla mücadelenin başarıya ulaşabilmesi maksadıyla içinden geçtiğimiz süreçte başkaca bir yol ve seçenek olmadığı da nettir, nitekim alternatifsizdir. İdam cezasının hukuk mevzuatımıza tekrar alınması, iğrenç ve ilkel suçların işlenmesini caydırabilecektir” dedi.
Bahçeli şiddet, cinayet, taciz ve tecavüz vakalarında artışlar gözlemlendiğine dikkati çekerek, şunları kaydetti:
“Karşımızdaki tablo alarm verici niteliktedir. İnsanın kanını donduran, vicdanları kanatan, sabır ve tahammül ölçülerini berhava eden en ağır suçlara her gün şahit olunmaktadır. Gazetelerin üçüncü sayfaları, televizyon ekranları, internet siteleri, sosyal medya platformları feci ve felaket dolu haberlerle dolup taşmaktadır. Kadına şiddetin yanı sıra çocukların güpegündüz kaçırılmaları, vahşete kurban edilmeleri hatta cinsel istismara uğramaları maşeri vicdanı yaralarken aynı zamanda büyük bir hüzne ve hüsrana da neden olmaktadır.”
Devlet Bahçeli, hükümetin ve özellikle İçişleri Bakanlığı’nın bu konuda gayret gösterdiğini öne sürdü ve şöyle devam etti:
“Sabilerin, emzikli bebeklerin, henüz bıyığı terlememiş yavruların acımasızca katli, ‘insanım’ diyen herkesi kederlendirip yüreğini titretmektedir. Suçsuz, günahsız çocuklarımızın gün aşırı medyaya yansıyan cinayetlerine, intihar süsü verilmiş kadın ölümlerine göz yummak, sessiz kalmak, tepkisiz durmak ne insani emanetlerle ne de inanç ve kültür müktesebatımızla asla bağdaşmayacaktır. Zulme suskunluk da zulümdür. Bu karanlık tablonun aynısıyla devamı ise mümkün değildir.”
Bahçeli, kalıcı ve köklü önlemlerin alınmasının ertelenemez bir mecburiyet olduğuna işaret ederek, “İlk başta akla gelen ve makul bir şekilde tartışılmasında fayda bulunan, cezai yaptırımların artırılması, derinlikli ve tesirli hale getirilmesidir. Bu konuda idam cezasının hukuk mevzuatımıza tekrar alınması, iğrenç ve ilkel suçların işlenmesini caydırabilecektir. Çocukları, kadınları, masum ve mazlumları en aşağılık yöntemlerle hedef alan canilerin, katillerin, insanlık düşmanlarının fiillerine karşılık gelen cezaların adil ve orantılı tespiti milli birlik ve dayanışma şuurunun istikbali açısından zorunluluktur.” değerlendirmesinde bulundu.
‘İnsanımız heba ve israf edilmemelidir’
7 Mayıs 2004 tarihli 5170 sayılı Kanun ile idam cezasıyla ilgili maddelerin Anayasa’dan ayıklandığını, 14 Temmuz 2004 tarihli 5218 sayılı Kanun ile Türk Ceza Kanunu’ndan idam cezası ile ilgili maddelerin çıkarıldığını hatırlatan Bahçeli, “İnanımız heba ve israf edilmemelidir” tabirini kullandı:
“Türk Ceza Kanunu’nun 103’üncü maddesinde düzenlenen ‘Çocukların Cinsel İstismarı’ başta olmak üzere, yine aynı Kanun’un 6’ncı bölümünde yer alan ‘Cinsel Dokunulmazlığa Karşı Suçlar’ ile 309’uncu maddede düzenlenen ‘Cebir ve Şiddet Kullanarak Anayasa’nın Öngördüğü Düzeni Ortadan Kaldırmaya Çalışmak’ suçları hakkında idam cezası getirilmesi ön yargısız şekilde değerlendirilmelidir. Hiçbir insanımız heba ve israf edilmemelidir.
Türkiye’nin toplumsal dirliği, insan hak ve güvenliği ile hukuksal istikrar açısından idam cezasının mutlaka gündeme alınması gerektiğini savunan Bahçeli, şöyle devam etti:
“TBMM’nin 1 Ekim 2020 tarihinde açılmasıyla birlikte milletimizin haklı beklentisi muhterem vekillerinin mutabakatıyla çözüme kavuşturulmalı, bebek katilleri, sapıklar, alçaklar, tecavüzcüler layık oldukları cezalara çarptırılmalıdır. MHP, idam cezası meraklısı değildir. Ne var ki korku sınırını geçen suç ve suçlularla mücadelenin başarıya ulaşabilmesi maksadıyla içinden geçtiğimiz süreçte başkaca bir yol ve seçenek olmadığı da nettir, nitekim alternatifsizdir.”
İdam cezasının durdurulması sırasında hükümet ortağı idi
Bülent Ecevit’in başbakanlığındaki Demokratik Sol Parti, Devlet Bahçeli’nin liderliğindeki MHP ve Mesut Yılmaz’ın liderliğindeki Anavatan Partisi’nin iktidarda olduğu 57. koalisyon hükümeti tarafından idam cezasının uygulanmayacağına dair karar alınmıştı. Daha sonra da idam cezası mevzuattan çıkarılmıştı.