HABER MERKEZİ – Partisinin grup toplantısında konuşan İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Diyanet İşleri Başkanı ve ekibinin Afrika ülkesi Cibuti’de cami açılışına gittiğini belirterek, bu seyahatle 2 bin 280 işçinin aylık vergisinin harcandığına dikkat çekti
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin grup toplantısında konuştu. 3 Aralık Dünya Engelliler Günü nedeniyle konuşmasında engelli bireylere değinen Akşener, “Bir toplumun medeniyet ölçüsü, o toplumun, dezavantajlı bireylerinin karşılaştığı zorluklardır. Onlar ne kadar zorlanıyorsa, medeniyet o kadar yaralı demektir” dedi. Emeklilikte Yaşa Takılanlar’a (EYT) değinen Akşener, EYT meselesinin ailelerle birlikte, milyonlarca vatandaşı mağdur ettiğini söyledi. Akşener, konuşmasında şunları kaydetti: “İtip kakarak, yok sayarak, her şeye bulduğun parayı milletinden esirgeyerek, sonuç alamazsın Sayın Erdoğan. Kademeli bir çözüm planı mümkün. Sağlık hizmetlerinden yararlanmalarını sağlamak, ilk adım olabilir. Türkiye’nin, bu kadar büyük bir yarayı tedavi edecek imkanları var. Yeter ki niyet olsun. Yeter ki yüreğiniz, milletimizle birlikte atsın… ‘Bizden önceki bir uygulama’ diyerek işin içinden sıyrılamazsınız. Ülkeyi yönetiyorsanız, sizden önce ya da sizden sonra, bütün dertlere çare bulmak zorundasınız. EYT’li kardeşlerimi rahatlatmak, dertlerine deva olmak, öyle anlatıldığı, öyle şişirildiği gibi zor değil. Evet, bir maliyeti var. Ama Türkiye’nin, o maliyeti göğüsleyecek imkanları da var. Bakın ben maliyet diyorum, onlar yük diyor.”
‘EYT’liye geldi mi metelik yok’
Afrika ülkesi Cibuti’de Afrika Parlamentolar Birliği’nin bir toplantısına Meclis Başkanı ve bazı milletvekilleri ile Diyanet İşleri Başkanı ve ekibinin gitmesini eleştiren Akşener, şunları kaydetti: “Neden? 2. Abdülhamid Han’ın adının verildiği bir Cami yaptırmışız. Onun açılışını yapacaklar. Ne güzel. Allah razı olsun. Ama nasıl gidiyorlar biliyor musunuz? Özel bir uçak kiralıyorlar. 22 bin dolar yakıt masrafı, 108 bin dolar da kiralama ücreti var, Toplamda 744 bin liralık bir seyahat. Be vicdansızlar! EYT’liye geldi mi, metelik yok; Ama vatandaşımın yokluktan intihar ettiği memlekette, şatafatlı özel uçaklarla Afrika seyahati yapıyorsunuz.”
‘Bir seyahatle 2 bin 280 işçinin verisini harcıyorsunuz’
Asgari ücretli bir vatandaşın ayda 326 lira vergi verdiğini belirten Akşener, “Bu seyahat, 2 bin 280 işçimizin, bir aylık vergisi demek. Yazıktır, günahtır. 10 kişi bir yere gideceksiniz, 2 bin 280 işçinin vergisini harcıyorsunuz. Millete gelince de ‘Para yok.’” dedi.
İstanbul’daki su meselesine de değinen Akşener, şunları kaydetti: “Biliyorsunuz Sayın Erdoğan, çıktı dedi ki; ‘İstanbul’un durumu hiç iyi değil. Bu gidişle birkaç aya suyu kalmaz.’ Aynı Sayın Erdoğan, 30 Mart 2019’da, yani daha 8 ay önce demişti ki; ‘İstanbul’un su sorununu çözdük. Taaa Sakarya’dan su getiriyoruz. 2040 yılına kadar İstanbul’un su sorunu yok.’ Aynen böyle demişti. Melen Çayı üzerine bir baraj yapmaya kalktılar. 2 milyar liraya yakın para harcadılar. Zemin çalışmaları iyi yapılmadığı için, baraj bir türlü devreye girmiyor. 16 milyonluk kente, nefes aldıracak barajı yapamayan iktidar, Afrika’nın Cibuti’sine baraj yapmakla övünüyor.”
Akşener, konuşmasının devamından bazı bölümler şöyle: “Gelin Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin 500 günlük karnesine birlikte bakalım: 500 günde; Yüzde 4’ün üzerinde daraldık. Kişi başı milli gelirimiz, 8811 Dolara düştü. Bir sene önceye göre, yüzde 10 fakirleştik. İşsizlik oranı yüzde 10’dan, yüzde 14’e çıktı. Tabi bunlar resmi rakamlar. Hayatın gerçeği, çok daha vahim…İşsiz sayımız, 3 milyon 315 binden, 4 milyon 650 bine çıktı. Yani, 1 milyon 335 bin vatandaşımız daha işsiz kaldı. Üniversite mezunu işsizlerimizin sayısı, 369 bin kişi arttı, 907 binden, 1 milyon 276 bine çıktı. 506 bin kadınımız daha işsiz kaldı. Sayıları 1 milyon 916 bin oldu. Genç işsizlerimizin sayısıysa, 470 bin arttı. Artık, 1 milyon 518 bin genç işsizimiz var. Hani kötü bir işle karşılaştığımızda, “Burası Tanzanya mı?” denirdi ya… Bu ucube sistem bizi, işte o Tanzanya’nın bile gerisine düşürdü. Bakın beğenmediğimiz Tanzanya’da, işsizlik yüzde 9. Türkiye’deyse, TÜİK’in tüm manevralarına rağmen, yüzde 14. Tanzanya’da enflasyon, yüzde 3.6. Bizdeyse, damadın tüm hilelerine rağmen, yüzde 8 buçuk. 1 ay içinde 1 liralık patatesin fiyatı, 2 buçuk liraya çıkmış. Sütün fiyatı, yüzde 37 artmış. Tereyağı, yüzde 24 zamlanmış. Beyaz Peynir’in fiyatı, yüzde 31 yükselmiş. Salça fiyatları, yüzde 88 artmış. Elektriğe, doğalgaza, yüzde 60’lara varan zam yapılmış. Böyle bir ülkede, enflasyonun yüzde 8 buçuk olduğuna kim inanır, söyler misiniz?
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ilk 500 gününde; Otoyol ücretleri, yüzde 41 zamlandı. Hac ücreti yüzde 35, Umre fiyatları yüzde 23 arttı. Dövizin hali ortada. Türk Lirası pula döndü, vatandaş ve kurumlar gitti, döviz aldı. Büyük umutlarla başlattıkları, “döviz bozdur” kampanyası da fiyaskoya dönüştü. Vatandaşımız bu sisteme güvenmediği için, 137 milyar dolar olan döviz mevduatı, 58 milyar dolar arttı, 195 milyar dolara çıktı. Toplam mevduattaki döviz oranı, yüzde 53’e çıktı. Bu sisteme geçtiğinden beri, Türkiye bütçesi dipsiz bir kuyuya dönüştü. Bütçe açığı 152 milyar lira oldu. Bakın, bir noktaya dikkatinizi çekerim: Eğer Merkez Bankası yedek akçesiyle, İmar Affı ve bedelli askerlik gibi bir defalık gelirler olmasa, bütçenin açığı 235 Milyar lira olacaktı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a seslenen Akşener, “Türkiye uçurumun eşiğinde, umurunda değil. Gel, bu güç sevdasından vazgeç Sayın Erdoğan. Hem kendi iyiliğin, hem de milletimizin iyiliği için gel, bu yüzükten vazgeç.” dedi. Akşener konuşmasının devamında Türkiye’yi bu girdaptan çıkarmanın ilk adımının bu sistemden kurtulmak olduğunu belirterek, “İyileştirilmiş Parlamenter Sistem, Türkiye’nin çıkış yoludur” dedi.