Organize suç örgütü lideri olmaktan hüküm giyen Alaattin Çakıcı, yeni infaz düzenlemesi kapsamında tahliye edildi.
Organize suç örgütü lideri olmaktan hüküm giyen ve 16 yıldır cezaevinde olan Alaattin Çakıcı’nın gece yarısı tahliye edildiği ve tutuklu olduğu Ankara Sincan Kapalı Cezaevi’nden ayrıldığı öğrenildi. Yattığı süre denetimli serbestliği karşılayan Çakıcı’nın, doğrudan koşullu salıverilme ile tahliye edildiği belirtildi.
Çakıcı’nın avukatı Zeynep Çiftçi, twitter hesabından tahliye haberini doğrulayarak, “Müvekkilim Alaattin Çakıcı tahliye edilmiştir. Eski Kırkpınar Güreş Ağası olan arkadaşı Mustafa Altınhan’ın Sarozdaki otelinde inzivaya çekilmiştir. Tüm sevenlerine duyurulur.” Paylaşımında bulundu.
Nuriye Uğur Kılıç’ı öldürmeye azmettirmekten de ceza aldı
Uludağ’da 1995 yılında boşandığı Nuriye Uğur Kılıç’ın öldürülmesi olayında azmettirici olduğu suçlamasıyla yargılandı ve 2006 yılında Bursa 1. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından önce ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme, Kılıç’ın Çakıcı’ya söylediği iddia edilen “Öcalan senden daha şerefli” sözü nedeni ile tahrik indirimi yaptı ve neticede Çakıcı’ya 19 yıl iki ay hapis cezası verdi.
Çakıcı’ya Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hakaret ettiği gerekçesiyle 10 ay hapis cezası verildi.
‘Devletin sahibi sen değilsin! Bahçeli’ye dua et’
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) ile MHP’nin oluşturduğu Cumhur İttifakı’nın adayı olarak girdiği 24 Haziran 2018’deki seçimleri kazanmasının ardından yaptığı balkon konuşmasında Bahçeli’nin adını zikretmemişti.
Bunun üzerine Alaattin Çakıcı, seçimden bir gün sonra bir mektupla Erdoğan’a seslendi:
“Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın ilk turda yeni oluşumun başkanı seçilmesinde en büyük etken sayın Bahçeli ve yol arkadaşlarıdır… Devletimizin sigortası olan ülkücüler ile ilgili bir kelime dahi etmedi… Devletin sahibi sen değilsin!.. Unutma! Sen yolcusun, Ülkücüler ve Türk Milliyetçileri, her etnik mozaiğe mensup vatan sevdalıları da hancılardır!”
Bahçeli, Çakıcı’yı ziyaret etti: ‘Kader kurbanlarının sahipsiz olduğunu mu düşünüyorlar?’
AKP ile MHP’nin seçim öncesi ittifak kurduğu döneme denk gelen bir dönemde, 12 Mayıs 2018’de Bahçeli Twitter hesabından genel af çağrısı yapmış; Alaattin Çakıcı’nın da adını vererek “Kader kurbanlarının sahipsiz olduğunu mu düşünüyorlar?” ifadelerini kullanmıştı.
Bahçeli, Çakıcı’yı Kırıkkale’deki hastanede ziyaret etmiş ve “Rahatsızlığı nedeniyle önemli sıkıntılar çekmeye başlamış bir şahsı cezaevinde mahkum tutacaksın. Bunu hiç dikkate almadan mafya diyeceksin. Yetki bende olsa şimdiye kullanmıştım” diyerek Çakıcı’nın cezaevinde olmasını eleştirmişti. Ziyaret, MHP’nin resmi Twitter hesabından duyurulmuştu.
Af tartışması gündemdeyken Erdoğan, 10 Haziran’da düzenlediği bir seçim mitinginde af sloganları atılınca “Bizim gündemimizde af diye bir şey yok. Öyle bir şeye hakikaten olması gerekenler varsa seçim sonrası konuşulacak şeylerdir, seçimden sonra olabilecek bir şey varsa bunlar yapılır” diyerek açık kapı bırakmıştı.
Üzerinden yaklaşık iki yıl geçtikten sonra, koronavirüs salgını nedeniyle 14 Nisan’da TBMM’den geçen infaz düzenlemesi, Çakıcı’nın da tahliye edilip edilmeyeceği tartışmalarını da beraberinde getirmişti.
Alaattin Çakıcı kimdir?
2000’li yılların başında suç örgütlerini hedef aldığı açıklanan geniş çaplı operasyonlar sırasında yakalanan ve 2004’te cezaevine giren Çakıcı, cezaevinden Erdoğan’a yönelik defalarca kullandığı ifadeler sebebiyle “hakaret suçlamasıyla” 2017’de, henüz önceki suçlarının cezaları infaz olurken 10 ay daha hapis cezası aldı.
6 yıldır cezaevinde olan Çakıcı’nın ilk tutuklanması, 1980’de darbe sonrası dönemde gerçekleşti. “MHP ve ülkücü gruplar” davasında “sol örgütlere mensup olduğu iddia edilen 41 kişiyi öldürdüğü” suçlamasıyla yargılanan Çakıcı, askeri mahkemece suçlu bulundu. 1982 yılında ise “somut delil bulunamadığı” gerekçesiyle serbest bırakıldı.
1980’li yıllarda sahte çek-senet işlerine karıştığı tespit edilen Çakıcı, 1992’de sahte bir pasaportla yurtdışına kaçtı.
1998’de Fransa’da yakalanarak Türkiye’ye getirildi. 1999’da cezaevine girdi. 2002’de salıverildiğinde yeniden yasadışı yollarla Türkiye’den kaçtı.
2004’te Avusturya ve Türk polisinin ortak operasyonuyla Avusturya’da yakalandığında, üzerinde eski bir Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) yöneticisine ait sahte pasaport vardı.
O dönemde basına sızan istihbarat raporlarına göre MİT, Çakıcı’yı sol örgütlerle mücadelede “yasal olarak atılamayacak adımları atmak için” ve “teröristleri ortadan kaldırmak için” kullanmıştı.
Bu ifadelerde Çakıcı’nın kullanıldığını itiraf ettiği belirtilen, 1990’larda MİT’in Avrupa ve Beyrut’ta PKK’ya yönelik operasyonlarından sorumlu olan Dış Operasyonlardan Sorumlu Daire Başkanı Yavuz Ataç da, Bahçeli’nin ardından 31 Mayıs 2018’de Çakıcı’yı Kırıkkale’de yattığı hastanede ziyaret etti.
Çakıcı, eski eşinin bağlantılarıyla ilgili haberlere imza atan gazeteci Hıncal Uluç’un yaralanması ve Adil Öngen’in öldürülmesi ile ilgili davalarda suçlu bulundu ve ceza aldı.
Silahlı saldırılar düzenleyen bir suç örgütünü kurup yönetmek suçlamasıyla, 14 yıl 9 ay ceza almışken, 2006’da eski eşi Nuriye Uğur Kılıç’ın 1995 yılında katledilmesiyle ilgili davada 19 yıl 2 ay hapis cezası aldı.
Hastaneye saldırı: ‘Alaattin Çakıcı’ya yanlış yapılmaz’
Ocak 2017’de Bolu’da cezaevindeyken sağlık sorunu yaşayan Çakıcı, Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne götürülmüş, hasta mahkum koğuşu olmadığı için hastaneye alınmamıştı. Birkaç gün sonra hastaneye silahlı saldırı düzenlendi.
Saldırıyı düzenleyen kişinin gözaltına alınırken “Alaattin Çakıcı’ya yanlış yapılmaz” diye bağırdığı duyuldu. Sonrasında olayla bağlantılı olduğu belirtilen 4 kişi daha gözaltına alındı.
Bu saldırı ve İçişleri Bakanlığı’nın 2017 ve 2018’de İstanbul, Ankara, İzmir ve Antalya’da Çakıcı’nın silahlı eylem hazırlığında olan toplam 89 adamının yakalandığını duyurması, Çakıcı’nın kurduğu örgütün hâlâ aktif olduğu şeklinde yorumlandı.
Gazetecileri ve Süleyman Soylu’yu da hedef almıştı
Çakıcı’nın 2018’de Erdoğan’a yazdığı mektupları Karar gazetesi haberleştirmişti. Bunun üzerine Çakıcı, Haziran ayı sonunda gazetecilere yönelik saldırılarının Hıncal Uluç’la son bulmadığını ortaya koyan, tek tek isimlerini sıraladığı altı Karar gazetesi yazarına yönelik bir açıklamaya yaptı: “Türkiye ve yurtdışındaki bütün sevenlerimce görüldükleri yerde kesinlikle cezalandırılacaktır. İşte sevenlerim ‘Abi vur de ölelim, öl de ölelim’ diyenlere, kim beni seviyorsa çağrımdır. Görevlerini yerine getirsinler.”
Ardından gazetenin internet sitesinden Çakıcı’nın mektubuyla ilgili haber kaldırıldı. Çakıcı, bir açıklama daha yaparak İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yu hedef aldı. “Yasaları ihlal ettiysem cezasını da çekmek benim için şereftir. Hakaretler devam ederse, gerekirse eyleme dönüştürebilirim.” dedi.
Kaynak: BBC Türkçe