Altan Sancar
Bolivya ve Şili başta olmak üzere Latin Amerika ülkelerinde yaşanan gelişmeleri yeni1mecra’ya değerlendiren Araştırmacı Yazar Alp Altınörs sermaye güçlerinin etkilerine dikkat çekiyor.
Bolivya’da yaşanan darbenin arka planını görmek için Santa Cruz eyaletine ve burada bulunan sağcı sermaye sahiplerinin etkisinin inelenmesinin önemli olduğunu Söyleyen Altınörs şunları kaydediyor:
“Santa Cruz yerelinde ırkçı sermaye sahipleri her zaman iktidarda kaldı. Morales hükümeti La Paz’da iktidardaydı, ama Santa Cruz’da ırkçılar yönetimdeydi. Buradaki ırkçılık ise neonazi düzeyine varan bir ırkçılık. Burada yaşayanlar yerlilerin kanını içse doymayacak düzeyde bir ırkçı kafaya sahiptir. Bugün de bu çelişkilerin Bolivya’ya yeniden hakim olduğunu görüyoruz.”
‘Bolivya’daki hareketi polis yönetiyordu’
Bolivya özelinde yaşanan gelişmelerin arkasında polis ve ordu güçlerinin olduğunu dile getiren Altınörs, Bolivya’da yerli halklara karşı nefretin giderek yükseldiği uyarısında bulunuyor.
Kendisini devlet başkanı ilan eden Jeanine Anez’in bir figür olduğunu, arkasında ise Santa Cruz Sivil Komitesi’nin Başkanı Luis Fernando Camacho’nun olduğunu belirten Altınörs , ‘Camacho kimdir?’ sorusunu ise şöyle yanıtlıyor:
“Camacho bir multilyarder. Morales’in doğal gaz şirketlerini ulusallaştırdığı sırada babasının şirketi de ulusallaşan bir isim. Ailesi bu hareket ile birlikte kendi şirketlerini geri alabilecek. Lityum iddiaları da önemli bir konu. Elektrikli arabalar ile lityumun öneminin artacağı için bu darbe ile bu durumun da kontrol altına alınmak istendiği belirtiliyor. ABD ve CİA bu darbenin arkaplanında, ancak yerel çelişkileri anlamak çok önemli. Yerliler ve beyaz burjuvazi arasındaki çelişkileri de iyi anlamak gerek.”
‘Piñera eninde sonunda devrilecek’
Şili’de devam eden protestolara da değinen alp Altınörs, Şili halkının yoksulluk, işsizlik ve sosyal yıkım ile karşı karşıya olduğunu dile getiriyor.
Şili’de sosyal demokratların iktidarına rağmen, liberal ekonomik modelleri uyguladıklarını vurgulayan Altınörs şunları kaydediyor:
“İktidarı sola veriyorlardı, ancak ordunun kışladan çıkmamasını da garantilemek için neoliberal ekonomik model uygulanıyordu. Şili’de darbe dinamiği her zaman diriydi. OHAL ilanı ile birlikte, Şili darbe günlerine geri döndü. Bir gün içinde gizli gözaltı merkezlerinin oluşturulduğunu, halka ateş açıldığını, 17 gözaltında tecavüzün yaşandığını gördük. Halkın eylemlere katılımı da devam etti. Piñera elini kana buladığı için artık Şili’yi yönetebileceğini sanmıyorum. Uzak olmayan gelecekte devrilecektir.”