Altıparmak: Roboski insan haklarına inanan herkesin davasıdır

Roboski katliamının sorumlularının bulunarak yargılanması amacıyla Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) yeniden başvuru yapıldı.

Ailelerin avukatı Kerem Altıparmak, “Bu ülkenin tarihindeki en büyük sivil katliamlarından birini açığa çıkarma imkanı hukuken AYM’nin elinde ve imkanı dahilindedir” dedi.

Ferhat Encü de, 10 yıldır adalet arayışında olduklarını belirterek, tek taleplerinin faillerin yargı önünde hesap vermesi olduğunu söyledi.

Şırnak’ın Uludere İlçesi’ne bağlı Roboski köyünde Türk Silahlı Kuvvetleri’ne (TSK) ait savaş uçaklarının bombardımanı sonucu çoğu çocuk 34 sivilin yaşamını yitirdiği katliamla ilgili Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) yeniden başvuru yapıldı. Katliamda kardeşini ve birçok yakınını kaybeden HDP MYK Üyesi Ferhat Encü ve Roboskili ailelerinin avukatı Kerem Altıparmak, yapılan başvuru sonrası AYM önünde açıklama yaptı. 

’10 yıldır faillerin yargılanması için adalet arayışındayız’

10 yıldır faillerin yargılanması için adalet arayışı içerisinde olduklarını belirten Encü, “Türk savaş uçakları tarafından Roboski sınırında kendi hayatlarını idame etmek için komşularıyla ticarete giden sivil insanların üzerine bombalar yağdırıldı. O gün bugündür biz Roboski aileleri, hak savunucuları, siyasetçiler olarak Roboski katliamının emrini veren, faili olanların açığa çıkarılarak, hukuk önünde hesap vermelerini talep ediyoruz. Roboski aileleri olarak adalet talep ediyoruz.” dedi.

Roboski ailelerinin avukatı Kerem Altıparmak, Anayasa Mahkemesi önünde açıklama yaptı.

‘Biz Roboski ailelerine davalar açıldı, tutuklamalar yapıldı’

Ancak, o gün bugündür bir kişinin bile açığa alınmadığı gibi yargılanmadığını, soruşturulmadığını vurgulayan Encü, “Biz adalet mücadelesi veren Roboski ailelerine davalar açıldı, gözaltılar tutuklamalar yapıldı. 34 insanı katleden kişiler hakkında dosyalar takipsizlikle sonuçlandı ama adalet mücadelesi verenler Roboski aileleri ise halen yargılanmaktadır. Evladını kaybeden anneler yargılanmaktadır.” şeklinde konuştu.

‘Başvurular takipsizlikle sonuçlandı’

Siyasallaşmış bir yargı ile karşı karşıya olduklarını söyleyen Encü, katliama ilişkin yargı sürecine ilişkin şunları aktardı:

“Dosyayı ilk olarak Uludere savcılığına götürdük. Yetkisizlik ve görevsizlik kararı ile Diyarbakır Özel Yetkili Savcılığına götürüldü. Daha sonra yine yetkisizlik kararıyla askeri savcılığa götürüldü. Takipsizlik kararıyla biz bu dosyayı Anayasa Mahkemesine götürdük. Sudan bahanelerle Anayasa Mahkemesi de bu dosyayı reddetti. Daha sonra AİHM’e götürdük. Orada da iç hukuk yolları tüketilmediği gerekçesiyle dosyamız reddedildi. 15 Temmuz darbe girişiminden sonra yeni delillerin ortaya çıkması ile birlikte savcılığa yeni başvuruda bulunduk. Fakat bunlar da takipsizlikle sonuçlandı.”

Bugün yeniden Anayasa Mahkemesi’ne başvurduklarını belirten Encü, “Biz görüyoruz bu ülkedeki yargı mekanizması adaleti gözeten bir yerde değil. Üstünlerin hukukunu gözeten bir yaklaşım içindedirler.” dedi.

HDP MYK Üyesi Ferhat Encü de, AYM önünde açıklama yaptı.

‘Tek talebimiz faillerin yargı önüne hesap vermesi’

Faillerin kim olduğunun bilindiği halde faillerin yargı önüne çıkarılmadığını söyleyen Encü, “Aileler olarak Anayasa Mahkemesinden talebimiz faillerin yargı önünde hesap vermesidir. Bizim tek talebimiz budur. Eğer tekrar bu dosyayı sudan sebeplerle kabul edilemez deyip reddederse bir kez daha göreceğiz ki Anayasa Mahkemesi iradesini siyasi otoriteye teslim etmiştir.” şeklinde konuştu.

‘Umarım adaleti elde edeceğiz’

Roboskili aileler olarak adalet istediklerini yineleyen Encü, “Umarım bu adaleti elde edeceğiz. Biz bu mücadeleden vazgeçmeyeceğiz. Çünkü ortada insanlığa karşı işlenmiş bir suç var ve insanlığa karşı işlenmiş bir suçun zamanaşımı söz konusu değildir. Bir gün mutlaka failler, katiller hesap verecektir.” diye konuştu.

‘Neden bir kez daha Anayasa Mahkemesine başvuru yapılıyor?’

Encü’nün konuşmasının ardından Roboskili ailelerin avukatı Kerem Altıparmak konuştu. Altıparmak, Anayasa Mahkemesi önünde açıklamaların rutin haline geldiğine işaret ederek, “Türkiye’deki yargı konusundaki kriz bizi son adres olarak hep buraya sürüklüyor. Haklı olarak şu sorulabilir. Bir Anayasa Mahkemesi kararı zaten vardı, bir AİHM kararı da vardı. Her ikisi de kesinleştiğine göre bir kez daha neden Anayasa Mahkemesine başvuru yapılıyor? Bunu açıklayamaya çalışacağım.” dedi.

‘4 yargı mensubunun 3’ü örgüt üyeliğinden soruşturuluyor’

Altıparmak, bir kez daha başvuru yapmalarına ilişkin şu bilgileri aktardı: “Biliyorsunuz 15 Temmuz sonrasında bir önceki Maliye ve Enerji Bakanı Beraat Albayrak televizyonlarda açıkça Roboski ve benzeri, Rus uçağı olmak üzere benzeri eylemleri FETÖ olarak isimlendirilen örgütün yaptığını söyledi. Bu söz tek başına yargılamanın açılması için yeterli olmayabilirdi. Ne var ki biraz önce Ferhat Encü’nün anlattığı hikayenin başında bir kovuşturmaya yer olmadığına dair karar var. O kararı veren savcı FETÖ’den ihraç edilen ve hakkında ceza davası açılan bir savcı. Aynı şekilde bu kararın itirazının incelendiği merci de 3 yargıçtan 2’si yine aynı örgütten ihraç edilen hakimler. Bir tek hakim görevde kaldı o da Roboski davasına ilişkin verilmiş kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın bozulmasını talep eden hakim. Yani 4 yargı mensubunun 3’ü örgüt üyeliğinden soruşturuluyor, ihraç edilmiş. Sadece bir tanesi o da bu dava açılmalı diyen hakim görevde.”

‘Araştırması gerekenlerinin kendileri bizzat suçluymuş!’

Bunu Türkiye’nin en yüksek makamında oturan bir kişinin ifadeleri ile ortaya koyduklarında yepyeni bir delil ile karşı karşıya olduklarının açık olduğuna vurgu yapan Altıparmak, şöyle devam etti:

“AİHM’in Brekal Birleşik Krallık davasında kurduğu bir içtihat var. Diyor ki; ‘Eğer bir soruşturma daha önce bir şekilde kapanmışsa ve fakat sonra yeni deliller ortaya çıkmışsa devletin o olayı soruşturma ödevi canlanmaktadır’. Biz Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına; biz derken Erkan Şenses, Neşet Giresun ve Özlem Zıngır aileden tekrar vekalet aldık Diyarbakır Başsavcılığına yeniden başvuru yaptık. Dedik ki bu yeni deliller uyarınca AİHM kararları uyarınca yeniden soruşturmayı canlandırmanız, sorumluları araştırmanız lazım. Çünkü araştırması gereken kişiler kendileri bizzat suçluymuş. Bunu bizzat devletin kendi soruşturmalarının kararı ortaya çıkmış. O zaman artık bu yeterince güçlü bir delildir. Diyarbakır, Uludere’ye Uludere de Şırnak’a yolladı bir önceki olayda olduğu gibi. Şırnak Cumhuriyet Başsavcılığı önce kısıtlama kararı aldı. Kısıtlama kararı ne demek, dosyanın içinde bir bilgi var ve o bilgiye bizim ulaşmamızı engelliyorlar demek.”

‘1,5 yıl karar verilmeyen konuda 72 saat içinde karar verildi’

O bilginin ne olduğunu öğrenemeden bu kez takipsizlik kararı verildiğini ifade eden Altıparmak, “Bizim Diyarbakır’a yaptığımız başvurudan 1,5 yıl sonra Şırnak Cumhuriyet Başsavcılığı takipsizlik kararı verdi. Biz bu karara karşı Şırnak Sulh Ceza Hakimliğine itiraz ettik. Aynı delillerimizi ve hukuki gerekçelerimizi ileri sürdük ve 1,5 yıl karar verilmeyen konuda 72 saat içinde karar verilerek talebimiz reddedildi. Tabii ki birçok örnekte gördüğümüz gibi gerekçesiz bir karardı.” şeklinde konuştu.

‘Anayasa Mahkemesi’ne başvururken devlete önemli fırsat sunuyoruz’

Şimdi Anayasa Mahkemesi’ne başvururken aslında devlete çok önemli bir fırsat sunduklarına vurgu yapan Altıparmak, “Bu ülkenin tarihindeki en büyük sivil katliamlarından birini açığa çıkarma imkanı hukuken Anayasa Mahkemesinin elinde ve imkanı dahilindedir. Anayasa Mahkemesi burada bir hak ihlali kararı verirse bu soruşturmanın açılması zorunlu bir hale gelecek.” dedi.

‘Bu sadece Roboski ailelerinin davası değildir’

Bunun sadece Roboski ailelerinin davası olmadığına dikkati çeken Altıparmak, “Bu Türkiye’de insan haklarına, evrensel değerlere inanan herkesin davasıdır ve hukuki gerekçeleri de fazlasıyla mevcuttur. Bu yönde bir başvuru yapıyoruz. Şunun karıştırılmaması gerekir; bu daha önce verilen kararın tekrar getirilmesi başvurusu değildir. Bu yeni delilerin dosyayı açma mecburiyeti doğurmasının başvurusudur. Anayasa Mahkemesinden talebimiz de bu yönde olacak.” şeklinde konuştu.

Altıparmak, açıklamanın ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. “Anayasa Mahkemesi’nden olumsuz bir sonuç çıkması halinde dava AİHM’e götürülecek mi?” sorusuna Altıparmak, şu yanıtı verdi:

“Tabii ki biz bunu AİHM içtihadına dayanarak yaptık. Roboski ailelerinin talebi devam ettikçe bu dava devam etmelidir. 34 kişinin bombalanarak öldürülmesi meselesi mahkeme kararı ile kapatılabilecek bir şey değildir. Eğer burada AYM o adaleti tesis etmezse tabii ki AİHM’de şansımızı deneyeceğiz. Çünkü onların içtihatına dayanarak başvuruyu yapıyoruz.”

MA – ANKARA