Şair Aydanur Saraç, #Yeni1mecra’dan Celal İnal’a şiirin kendi hayatına bir yalanla girdiğini söylüyor.
Ortaokulda Türkçe öğretmenine ablasının yazdığı bir şiiri ödev olarak verdiğini anlatıyor ve ekliyor:
Sonra bu yalanın arkasında durmak zorunda kaldım. Özellikle kolej yıllarında “iç dökümü” ile şiir yazmaya başlayan Aydanur Saraç şiir yazmaya başlamasını şöyle tanımlıyor:
“Bilinçli olarak durduğum bir yer değil şiir. Ben şiir yazacağım diye yola çıkmadım, gidip durduğum bir yer belki de”.
Saraç, şiirlerini ablasının ısrarlarıyla Hüseyin Alemdar’a köşesinde değerlendirmesi için göndermiş, Alemdar’ın değerlendirme yazısı Saraç’ı daha çok yüreklendirmiş.
Papirüs, Damar, Nikbinlik gibi birçok dergide şiirleri yer alan Saraç, öykünün de şiirlerini beslediğini belirtiyor. Öyküye yönelimini ise şöyle anlatıyor:
“Cümleyi koşturabileceğiniz bir alan. En fazla birbirine benzer cümleleri eleyebilme şansınız var. Karakter yaratıyorsunuz. Belki de olmak istediğiniz karakteri…”
Popüler kültür içinde yer almayı istemeyen Saraç popüler kültürün belli bir döneme ait olduğunu düşündüğünü belirtiyor.
Popüler kültürün kalıcı olmadığının altını çizen Saraç’a göre bir eserin kalıcı olmasını sağlayan şeyin sahicilik olduğunu ekliyor.