Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) “çoklu baro düzenlemesinin” iptalinin reddine ilişkin verdiği kararın gerekçesi Resmi Gazete’de yayımlandı.
Çoğunluk görüşüne katılmayan Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan, “çoklu baro” öngören kuralın iptal edilmesi gerektiğini kaydetti.
Anayasa Mahkemesi (AYM) Genel Kurulunun, “çoklu baro” düzenlemesi olarak bilinen, 7249 sayılı Avukatlık Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun iptali isteminin reddine ilişkin kararının gerekçesi Resmi Gazetede yayımlandı.
CHP’nin iptal isteminin reddine ilişkin Resmi Gazetede yayımlanan kararın gerekçesinde, baroların Anayasa’nın 135. maddesi anlamında kamu kurumu niteliğinde, devletin gözetim ve denetimine tabi meslek kuruluşları olduğu belirtildi.
‘Birden fazla baronun kurulmasına anayasal engel bulunmuyor’
Anayasa Mahkemesinin daha önceki bir kararında da ifade edildiği üzere kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının aynı bölgede birden fazla olamayacağı yönünde getirilmiş anayasal bir sınırlama olmadığına işaret edilen gerekçede, bu nedenle aynı ilde birden fazla baronun kurulmasına anayasal açıdan herhangi bir engel bulunmadığı kaydedildi.
Dava konusu kurallarda aynı ilde birden fazla baronun kurulabilmesi için gerekli olan avukat sayısının belirlendiği, baronun kuruluşuna yönelik usul ve esasların ayrıntılı düzenlenerek bu duruma ilişkin temel hususların kanunla belirlendiği ifade edilen gerekçede, şunlar kaydedildi:
“Dolayısıyla aynı ilde birden fazla baro ancak kanunda belirtilen koşulların gerçekleşmesi durumunda mümkün olup baroların kuruluşunun avukatların iradesine bırakılması söz konusu değildir. Bu nedenle ilgili düzenlemelerin, meslek kuruluşlarının kanunla kurulacağına yönelik anayasal ilkeye aykırı olduğu değerlendirilemez.”
‘Düzenlemede kamu yararı var’
Gerekçede, yeni bir baronun kurulabilmesine imkan tanınmasının kamu yararı dışında başka bir amaç güttüğünün söylenemeyeceği savunuldu. Dava dilekçesinde, aynı ilde birden fazla baronun kurulmasının, baroların ideolojik, etnik ve siyasi temelli ayrışmalarına neden olacağı, bu durumun farklı çatışmalara zemin hazırlayabileceği, baroların hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını koruma görevini işlevsiz hale getireceğinin aktarıldığı gerekçede, bu konuların “yerindelik” kapsamında olduğu ve anayasal denetimin konusu dışında kaldığı belirtildi.
‘Mesleği siyasallaştıracağı iddiası uygulamaya yönelik bir sorun’
Gerekçede, kurallarda, sadece birden fazla baronun kurulmasının öngörüldüğü, baroların siyasi faaliyette bulunabileceğine ilişkin herhangi bir düzenlemenin yer almadığı belirtildi. Baroların Anayasa ve Kanun’da belirtilen amaçları dışında faaliyette bulunmalarını engelleyecek hukuki tedbirlere yer verildiği ifade edilen gerekçede, bir ya da birden çok baronun kurulmuş olmasının bu durumu değiştirmeyeceğine savunuldu.
Gerekçede, kuralların savunma mesleğini siyasallaştıracağı yönündeki iddianın uygulamaya yönelik bir sorun olduğu belirtildi.
‘Delege sayısının artırılması aktif katılımı sağlayacak’
Dava konusu kuralla baroların Genel Kuruldaki delege sayılarının artırılmasına ilişkin ise gerekçede şu ifadeler yer aldı: “Her baronun karar alma süreçlerinde daha fazla söz sahibi olmasını sağlayacaktır. Böylece barolar Genel Kurula daha aktif şekilde katılım sağlayarak avukatlık mesleğine yönelik görüş ve önerilerini daha etkili şekilde savunabilecektir. Baroların TBB Genel Kurulunda dengeli şekilde temsil edilmesi amacıyla delege sayısının üçe çıkarılmasını öngören kuralda demokratik hukuk devleti ilkesine aykırılık bulunmamaktadır.”
AYM Başkanı Arslan karşı oy kullandı
Çoğunluk görüşüne katılmayan Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan, “çoklu baro” öngören kuralın iptal edilmesi gerektiğini kaydetti. Çoğunluğun, baroların kamu tüzel kişisi olduğu ve kamu tüzel kişiliklerinin Anayasa’nın 123. maddesine göre kuruldukları gerçeğini dikkate almadığını belirten Arslan, kuralların belli şartlar altında aynı ilde birden fazla baro kurulmasını tamamen avukatların iradesine bıraktığını ifade etti.
Anayasa’nın 123. maddesine göre, kamu tüzel kişiliklerinin ancak kanunla veya Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle kurulacağına işaret eden Arslan, bu durumda baroların kanunla kurulması gerektiği konusunda tereddüt bulunmadığını belirtti.
TBB Genel Kurulunda üye sayısı fazla olan baroların temsil oranının nispi olarak azaltıldığını hatırlatan Başkan Arslan, karşı oy yazısında şunları kaydetti:
“Baroların mevcut üye sayılarına bakıldığında kuralın orantısız bir temsile sebep olduğu kolayca anlaşılacaktır. TBB verilerine göre 31 Aralık 2019 itibarıyla Ardahan Barosuna kayıtlı avukat sayısı 49, İstanbul Barosuna kayıtlı avukat sayısı ise 46 bin 52’dir. İptali istenen kural uyarınca TBB Genel Kuruluna Ardahan Barosu baro başkanıyla birlikte 4 delege gönderecekken, bundan neredeyse bin kat fazla üyeye sahip İstanbul Barosu başkan dahil toplam 13 delege gönderecektir. Üyesi sayısı bu kadar fazla olan bir baronun TBB Genel Kurulunda bu kadar az sayıda delegeyle temsil edilmesinin temsilde adalet ilkesiyle bağdaşmayacağı açıktır. Bu nedenle kural, adil ve dengeli bir temsil sağlamaktan uzak olup Anayasa’nın 2 ve 135. maddelerini aykırıdır.”
TBB Genel Kurulunun olağanüstü toplantısında seçim yapılamayacağına ilişkin kuralın da baroların olağanüstü toplantılarda birlik organlarını seçimi yetkisini işlevsiz hale getirdiğini ifade eden Arslan, bunun meslek kuruluşlarının özerkliğiyle bağdaştırılamayacağını belirtti.
Başkanvekili Gökcan’ın karşı oyu
Karşı oy kullanan Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Hasan Tahsin Gökcan, değişiklik sonucu toplam avukat sayısının yüzde altmışına sahip olan üç baronun, temsil oranının yüzde 25’i geçmeyebileceğine işaret etti. Gökcan, gerekçesinde, “Bu tablo, kuralın temsilde adalet ve demokratik devlet ilkelerine aykırı olduğu sonucunu ortaya çıkarmaktadır. Küçük baroların temsil gücünün artırılmasının bir ihtiyaç olduğu ve bunda kamu yararı bulunduğu kabul edilebilir ise de büyük baroların neredeyse temsil edilmemesine yol açan bir sonucun demokratik hukuk devleti ilkesiyle bağdaştığını söylemek güçtür.” görüşüne yer verdi.
AYM Başkanvekili Gökcan: Ağır ve ölçüsüz müdahale yapıldı
TBB Genel Kurulunun olağanüstü toplantılarında seçim yapılamayacağı kuralının iptal edilmesi gerektiği yönünde görüş bildiren Gökcan, “olağanüstü toplantıya çağrılan genel kurulda seçim yapılmasının yasaklanıp, bir süreliğine seçim yetkisinin engellenerek Anayasa ile meslek kuruluşlarına verilen organlarını seçimle belirleme yetkisine ağır ve ölçüsüz bir müdahale yapıldığı”nı kaydetti.
Üyeler Engin Yıldırım, Celal Mümtaz Akıncı, Emin Kuz ve Yusuf Şevki Hakyemez de farklı gerekçelerle çoğunluk görüşüne katılmadı.
Kaynak: AA