CHP Milletvekili Gürer, büyükbaş hayvanlarda toplu ölümlere neden olan ve Türkiye’de 8 yıl aradan sonra yeniden görüldüğü belirtilen “Üç Gün” hastalığına karşı Bakan Pakdemirli’yi uyardı.
Gürer, “Başta aşı temini olmak üzere gerekli önlemler alınmaz ise ilerleyen süreçte ülkemizde artan hastalık vakaları ile hayvan varlığı hızlı bir şekilde azalır.” dedi.
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, virüs kaynaklı bir hastalık olan ve 2012 yılında Türkiye’de ilk kez görüldüğünde sağmal ineklerin ölümüne dahi sebebiyet veren Üç Gün Hastalığı’nın, 8 yıl aradan sonra Güney ve Güneydoğu illerinde yeniden görüldüğüne dikkat çekti. Gürer, soruna ilişkin 24 Ağustos’ta Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’nin yazılı yanıtlaması talebiyle Meclis’e soru önergesi verdi.
‘Üç Gün hastalığı için acil eylem planı var mıdır?’
Önergenin gerekçesinde 2020 yılının Ağustos ayı itibari ile Kuzey Irak’ta, ardından da Güneydoğu illerinde görüldüğüne dair ciddi deliller ve duyumların olduğuna işaret eden Gürer, şu soruları yöneltti:
“Bakanlık sahadan örnekleme yapıp, vakaları takip edip PCR ile identifikasyon incelemeleri yapmış mıdır? Bu yıl oluşan zararın karşılanması için bakanlığınızın plan ve çalışması nedir? Senelerdir koruyucu amaçla kullanılmak üzere, özel izinle getirilen aşı ithalatı ile ilgili bir girişim ve buna bağlı bir gelişme var mıdır? Çok acil önlem alınmadığı takdirde, güneydeki damızlık stoğumuzun tehlikede olması ile ilgili bakanlığın bilgisi var mıdır? Üç Gün hastalığı için acil eylem planı var mıdır? Var ise uygulamaya başlanmış mıdır? Uygulamaya başlanmış ise Üç Gün hastalığı için acil eylem planının şu an ki aşaması nedir? TARSİM tarafından risk altındaki işletmeler için sadece Üç Gün hastalığını kapsayan bir sigorta poliçesinin acil ve ivedi olarak risk süresince uygulamaya alınması düşünülüyor mu?”
Bakan: Hastalığın tespiti için proje çalışmaları devam ediyor
Önergeyi yanıtlayan Bakan Pakdemirli, Türkiye’de vektör kaynaklı önemli viral hayvan hastalıklarının Mavidil, Epizootik Hemorojik Ateş, Üç Gün Hastalığı ve Akabane olduğunu bildirdi. Bu hastalıkların teşhisi için “Vektörlerin Tespiti ve Erken Uyarı Sisteminin Oluşturulması” isimli proje çalışmalarının devam ettiğini belirten Pakdemirli, söz konusu hastalığın ihbarı mecburi ve tazminatlı bir hastalık olmadığından zarar gören yetiştiricilere herhangi bir ödeme yapılmadığını ifade etti.
Pakdemirli, sığırların Üç Gün Hastalığı’na karşı ihtiyaç duyulduğunda, yurt dışından aşı ithalatına izin verildiğini ifade etti.
‘Bakanlık bu aşıyı temin edip risk bölgelerinde aşılamalar yapılmalıydı’
Pakdemirli’nin yanıtını değerlendiren Gürer, hastalığın önlenmesinde kullanılan ithal aşının teminin hayvan sahibine bırakılmasını eleştirdi. Gürer, “Büyük çiftlikler ve işletmeler ithal aşıyı belki temin edebilir ama aile tipi küçük işletmeler ve kırsal kesimde hayvancılık yapanlar bu aşıyı nasıl temin edecek, Bakanlık bu aşıyı temin edip, aylar önce risk bölgelerinde aşılamalar yapılmalıydı.” dedi.
‘Hastalık Güneydoğu illerinde yaygın görülüyor’
Söz konusu hastalığın Güneydoğu illerinin ardından, Adana’da Ceyhan ilçesi ile Osmaniye’nin Kadirli, İmamoğlu ve Kozan ilçelerinde de yaygın olarak görüldüğüne dair hayvan sahiplerinin aradığını söyleyen Gürer, “Hatta Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü (TİGEM) bünyesindeki Mercimek (Yumurtalık) işletmesinde de bu hastalığın görüldüğüne dair iddialar da var” şeklinde konuştu.
‘Bakanlık hastalık konusunda yeterli desteği besicilere vermiyor’
Büyükbaş hayvanlarda ölüme kadar uzanan, sütten kesen ve dolayısıyla ciddi ekonomik kayıplara neden olabilen Üç Gün hastalığının etki alanının genişlediğine işaret eden Gürer, şunları kaydetti:
“Bu hastalıkla ilgili 1,5 ay önce önlem alınması amacıyla verdiğimiz soru önergemize ve önlem çağrımıza Tarım ve Orman Bakanlığının verdiği yanıt bakanlığın sorunun yeterince farkında olmadığını gösteriyor. Hayvan hastalık ile büyük acı çekiyor; ithal aşı bulmada sorun yaşanıyor, mevcut aşılarında etkisi sınırlı kalıyor. Bakanlık hastalık konusunda yeterli desteği besicilere vermiyor.”
‘Hastalığın etkilerinin azaltılmasına dair yeterli bir çalışma yok’
Türkiye’de 17 milyon civarında büyükbaş hayvan varlığının olduğunu hatırlatan Gürer, 2012 yılından bu yana görülmeyen ve 8 yıl aradan sonra yeniden ortaya çıkan bu hastalığın etkilerin azaltılmasına dair yeterince bir çalışma olmamasının sorunu büyüttüğüne dikkat çekti.
‘Önlem alınmazsa artan hastalık vakalarıyla hayvan varlığı azalır’
Gürer, Türkiye’de zoonotik hayvan hastalıklarından binlerce hayvanın ya öldüğünü ya da şartlı kesime gittiğine işaret ederek, “Bu hastalıkların önüne geçebilmek için Bakanlığın daha sistemli mücadele yürütmesi gerekiyor.” dedi. Gürer, şu uyarılarda bulundu: “Başta aşı temini olmak üzere gerekli önlemler alınmaz ise ilerleyen süreçte ülkemizde artan hastalık vakaları ile hayvan varlığı hızlı bir şekilde azalır. Bunun sonucunda Türkiye hem canlı hayvanda hem de ette ihtilata yönelir ve ülkemizin kaynakları çift yönlü zarara uğrar.”