Cumartesi Anneleri adalet arayışlarının 835’inci haftasında, 700’üncü hafta eylemi nedeniyle 46 kişinin yargılanmasına dikkat çekti.
Cumartesi Anneleri, “Üzerimize atılı suçları reddediyoruz. Asıl biz hukuku işletmeyenleri, adaleti siyasete alet edenleri suçluyoruz. Mahkemede haykırdık: davalı değil, davacıyız.” dedi.
Cumartesi Annelerinin adalet arayışı 835’inci haftasında. Her hafta Cumartesi günü saat 12.00’de Galatarasay Meydanı yasak olduğu için İHD İstanbul Şubesi önünde bir araya gelen Cumartesi Anneleri, salgın nedeniyle kayıplarının akıbetlerini sosyal medya üzerinden canlı yayınla sormaya devam ediyor.
Cumartesi Anneleri bu hafta, Galatasaray Meydanı’nda 700’üncü hafta eyleminde gözaltına alınan 46 kişi hakkında “Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununa Muhalefet” suçlamasıyla 25 Mart’ta yargılanmasına değindi.
Türkdoğan: 12 Temmuz’da dava yeniden görülecek
Açıklamada ilk sözü aynı zamanda açılan davanın avukatlarından olan İHD Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan aldı. Gösteri toplantı hakkının anayasal bir hak olduğunu vurgulayan Öztürk, 46 kişinin yargılanmasına ilişkin şunları belirtti:
“Yargılamanın ve istenen cezanın kesinlikle kanuna aykırı olduğunu belirttik. Mahkeme savunmalarımızı dinledi. Usulden eksikler var, bunları tamamlayacak ve 12 Temmuz’da dava yeniden görülecek. Kamuoyu; ‘Cumartesi Annelerine böyle bir dava açılamaz, adalet ve hakikat arayışı içindeler’ diyerek tepkisini dile getiriyor.”
Ataktürk: Galatasaray Meydanında toplanmak tümüyle meşru bir ifade
Dava avukatlarından Emel Ataktürk de, paramiliter yapılar tarafından kaybettirilen insanların akıbetinin sorulmasının en doğal haklardan biri olduğunu ifade etti. İdari ve yargısal makamların Anayasa, ulusal ve uluslararası hukuk gereği üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmediklerini söyleyen Ataktürk, “Kamusal bir alan olan Galatasaray Meydanında toplanmak tümüyle meşru bir ifade biçimidir. Bu bakımdan yasalar ve uluslararası sözleşmeler altında kamusal yargı tacizine maruz bırakılmaları kabul edilemez.” dedi.
Altıparmak: Bu davanın kendisi adalet mücadelesinin bir parçası
İHD Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi ve Anayasa hukukçusu Kerem Altıparmak ise, her hafta yapılan eylemden kolluk kuvvetlerinin haberdar olduğunu ve “bildirim yapılmadığı” gerekçesiyle dava açılmasının anlamsız olduğuna vurgu yaptı.
Cumartesi Annelerinin yargılandıkları bu davada beraat etmeleri gerektiğini ifade eden Altıparmak, şunları söyledi: “Haklılıklarını bundan sonraki celselerde tekrar ifade edeceğiz ve hakkımızı savunacağız. Bu davanın kendisinin de Türkiye’deki adalet mücadelesinin bir parçası olduğunu biliyoruz.”
Yarıcı: 699 hafta Galatasaray Meydanı’nda buluşmamızı gerçekleştirdik
Haftanın basın açıklamasını 12 Eylül askeri darbesinde kaybedilen Hayrettin Eren’in yeğeni Setenay Yarıcı okdu. Yarıcı, ifade ve toplanma özgürlüğünü kullanarak taleplerini ifade etmeyi ve kamuoyu yaratmayı hedeflediklerini belirterek, şunları kaydetti:
“Diğer yandan sesimizi devletin ilgili organlarına duyurarak sorunlarımıza çözüm arıyoruz. Yasal haklarımızı kullanma ve yurttaş olma sorumluluğumuzun bir parçası olarak 699 hafta boyunca Galatasaray Meydanı’nda Türkiye’nin en uzun barışçıl buluşmalarını gerçekleştirdik. Buradan görüşlerimizi ifade ettik, devleti yönetenlere ve kamuoyuna mesajlarımızı ilettik.”
‘Elimizdeki karanfillere karşı TOMA ile geldiler’
700’üncü hafta eyleminde seslerini duyurmaya çalıştıkları Galatasaray Meydanı’nda ağır bir polis şiddetine maruz kaldıklarını anlatan Yarıcı, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Elimizdeki karanfillere karşı TOMA ile, copla, gazla, kalkanla geldiler. Bizi darp ederek gözaltına aldılar. Bugüne kadar tüm başvurularımızı sonuçsuz bırakan yargı makamları da toplanma özgürlüğümüzün ihlal edildiği, işkence koşullarında gözaltına alındığımız 700. haftada bu suçu işleyenleri değil, bizi suçladılar. Hakkımızda dava açtılar. Savcı iddianamesinde davayı somut bir delile dayandıramadığından ‘toplanma için bildirim yapılmadı’ dedi. 699 hafta boyunca, aynı gün ve saatte yapılan ve artık geleneksel hale gelmiş olan toplanmayı ‘bildirimde bulunulmadı’ diye yasadışı ilan etti.”
‘Davalı değil, davacıyız’
“Adliyelerde yargılanması gerekenler bizler değil, kayıplarımızın failleridir” diyen Yarıcı, kayıpların devletin güvenlik güçleri tarafından gözaltına alındıklarını ve bir daha geri dönemediklerine dikkat çekti. Yakınlarının başlarına ne geldiğini bilmek istediklerini dile getiren Yarıcı, şöyle devam etti:
“Bizim onları aramamızı, adalet istememizi suç haline getirdiler. Üzerimize atılı suçları reddediyoruz. Asıl biz hukuku işletmeyenleri, adaleti siyasete alet edenleri suçluyoruz. Mahkemede haykırdık: davalı değil, davacıyız. Kaç yıl geçerse geçsin, bedeli ne olursa olsun kayıplarımızı aramaktan ve 136 haftadır hukuksuz bir biçimde bize kapatılan kayıplarımızla buluşma mekânımız olan Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz.”
MA – İSTANBUL