HABER MERKEZİ – Cumartesi Anneleri eylemlerinin 769’uncu haftasında, Mardin’in Dargeçit ilçesinde gözaltına alındıktan sonra kuyuda cenazeleri bulunan 3’ü çocuk 7 kişinin akıbetini sordu.
Cumartesi Anneleri eylemlerinin 768’inci haftasında da ‘yasak’ nedeniyle Galatasaray Meydanı yerine İHD İstanbul Şube binasının bulunduğu sokakta buluştu. Polis tarafından yoğun güvenlik önlemi alınan sokakta gerçekleştirilen eyleme, Cumartesi Anneleri üzerinde kayıpların fotoğraflarının bulunduğu tişörtler giyerek geldi.
‘769 haftadır itiraz ediyoruz’
Açıklamayı okuyan Maside Ocak, insanlığa karşı işlenen suçlarda hukuk yolunun açılmamasının, insan haklarının sistematik ve yaygın olarak ihlal edilmesine neden olduğunu söyledi. 769 haftadır gözaltında kaybetme suçunun cezasız bırakılmasına itiraz ettiklerini belirten Ocak, 23 Aralık’ta Adıyaman 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek Dargeçit JİTEM davasında insanlığa karşı işlenmiş suçun sanıklarının hakkaniyete uygun yargılanması talebinde bulundu.
Ocak daha sonra Mardin’in Dargeçit ilçesinde asker ve korucuların 29 Ekim-8 Kasım 1995 tarihleri arasında düzenlediği ev baskınlarında gözaltına alınan, Davut Altunkaynak (12), Seyhan Doğan (13), Nedim Akyön (16), Mehmet Emin Aslan (19), Abdurrahman Olcay (20), Abdurrahman Coşkun (21), Süleyman Seyhan’ın (57) akıbetini sordu.
‘Bilgi veren uzman çavuş da kaybedildi’
Gözaltına alınanların Dargeçit Jandarma Taburuna götürüldüğünü söyleyen Ocak, şunları kaydetti: “Aynı operasyon kapsamında gözaltına alınan Davut’un annesi Hayat Altunkaynak, Süleyman Seyhan’ın kızı Fehime ve Seyhan Doğan’ın 11 yaşındaki kardeşi Hazni 3 gün boyunca ağır işkence gördükten sonra serbest bırakıldı. Serbest bırakılanlar gözaltında tutulan yakınlarının ağır işkence gördüklerini açıkladı.” Ocak, gözaltına alınanların ailelerinin de kayıplarını aramaktan vazgeçmesi için tehdit edildiğini, gözaltına alındığını ve işkence gördüğünü söyledi.
Yapılan suç duyurularının soruşturulmadan takipsizlikle sonuçlandığına dikkat çeken Ocak, 4 ay sonra 6 Mart 1996 tarihinde Süleyman Seyhan’ın kafası olmayan yakılmış bedeninin bir kuyuda bulunduğunu belirtti. Ocak, Süleyman Seyhan’ın ailesine bilgi veren uzman çavuş Bilal Batırır’ın da Dargeçit Jandarma Taburunda kaybedildiğini hatırlattı.
‘Öldürülerek kuyuya atıldılar’
İHD’nin 29 Mayıs 2009 tarihli başvurusu ile Dargeçit Cumhuriyet Başsavcılığı’nın dosyayı yeniden açarak soruşturma başlattığını hatırlatan Ocak, şunları kaydetti: “Savcılığın yürüttüğü soruşturma kapsamında Dargeçit kayıplarının gözaltında öldürülerek kuyulara gömüldüğü gerçeği ortaya çıktı. 2012-2013 ve 2015 tarihleri arasında yapılan kazılar sonucunda, gözaltına alınan kişilerin ağır işkence izleri taşıyan kemiklerine ulaşıldı. Mardin Jandarma Komutanı Hurşit İmren ve Dargeçit Jandarma Komutanı Mehmet Tire’nin de içinde olduğu 18 kişi hakkında, ‘birden fazla kişiyi taammüden öldürme’ suçlamasıyla dava açıldı.”
Dava’nın Midyat’tan “güvenlik” gerekçesiyle Adıyaman’a sevk edildiğini söyleyen Ocak, en son duruşmanın 30 Eylül’de Adıyaman 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldüğünü belirtti. Ocak, Dargeçit JİTEM davasında yargıçların görevini yerine getirmesini ve ceza adaletini sağlamasını istedi. Ocak, son olarak tüm kayıplar için adalet istemekten vaz geçmeyeceklerini söyledi.