Cumartesi Anneleri, eylemlerinin 819’uncu haftasında, Şırnak’ta, gözaltına alındıktan sonra işkence edilmiş şekilde cansız bedenleri bulunan İbrahim Demir ve Agit Akipa için adalet istedi.
Cumartesi Annelerinin adalet arayışı 819’uncu haftasında. Her hafta Cumartesi günü saat 12.00’de Galatarasay Meydanı yasak olduğu için İHD İstanbul Şubesi önünde bir araya gelen Cumartesi Anneleri, salgın nedeniyle kayıplarının akıbetlerini sosyal medya üzerinden canlı yayınla soruyor.
Cumartesi Anneleri, bu hafta Şırnak’ın İdil ilçesine bağlı Çukurlu köyünde gözaltına alındıktan sonra cansız bedenlerine ulaşılan İbrahim Demir (36) ve Agit Akipa’nın (39) faillerinin yargılanmasını talep etti.
Metin Demir: Bu faillerin peşini bırakmayacağız
İbrahim Demir’in oğlu Metin Demir, 29 yıldır yakınlarının akıbetlerini sorduklarını ifade ederek, şöyle konuştu: “Babam ve amcam köye gelirken önleri JİTEM tarafından kesiliyor ve gözaltına alınıyorlar. Haber alamayınca ertesi gün aramaya çıktık. Cenazelerine eski bir mağarada ulaştık. Babam işkence ile katledilmişti amcam ise silahla vurulmuştu. O günden bu güne kadar biz hukuk yoluyla faillerin yargılanmasını istedik. Fakat şimdiye kadar bir şey olmadı.”
819 haftadır faillerin bulunmasını istediklerini belirten Metin Demir, “Faillerin bulunması için 8 bin 19 hafta da geçse biz bu meydanlarda duracağız. Bu faillerin peşini bırakmayacağız.” dedi.
Suzan Akipa: Annelerin mücadelesi bize güç veriyor
Agit Akipa’nın kızı Suzan Akipa, hayatı boyunca babasını göremediğini ifade etti. Babası katledildiğinde henüz yeni doğduğunu belirten Akipa, şunları ifade etti:
“Dolayısıyla babayla birlikte bir yaşam nasıl olur sorusunun cevabını hiç veremiyoruz. Ama birilerinin senin ailenden, yaşamından babanı zorla gözaltına alıp katletmeleri nasıl olur ya da babasız bir yaşam nasıl olur sorusunun cevabını bütün hücrelerimizde yaşıyoruz. Bu cevabın en yakın tanıklarıyız. Hiç unutmam ilkokulda öğretmenlerimizin ilk sınıfa geldiğinde tanışma dediğimiz derste, sordukları ‘adınız, soyadınız, babanız ne iş yapar?’ sorusuyla karşılaştığımız zaman içimizde bir şeylerin eksik kaldığını iyi hatırlıyorum. ‘Umarım bir sonraki öğretmen bu soruyu sormaz’ diye geçirmişiz içimizde.”
Suzan Akipa, tanık oldukları annelerin hak arama mücadelesi, hakikat arayışlarının kendilerine güç verdiğine vurgu yaptı.
Fehmi Akipa: O dönemde yetkili olan herkes bu insanların akıbetinin sorumlusu
Agit Akipa’nın oğlu Fehmi Akipa da, babasının ve amcasının faillerinin belli olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti: “Dönemin Cumhurbaşkanı, Başkakanı, İçişleri Bakanı o dönemde yetkili olan herkes bu insanların akıbetinin sorumlusudur. Yıllar geçse de dün gibi o gün aklımızda. Yıllar geçse de o günü unutmayacağız. Yıllar geçse de kanımızın son damlasına kadar mücadelemize devam edeceğiz. Adaleti olmayan bir ülkede adalet bekliyoruz.”
‘Askerlerin okul ve evlerden boşaltılması için başvurdular’
Bu haftaki basın açıklamasını ise Cumartesi Anneleri adına Öykü Dilara Keskin okudu. 36 yaşındaki İbrahim Demir ve 39 yaşındaki Agit Akipa’nın, Şırnak’ın İdil ilçesine bağlı Çukurlu Köyü’nde yaşadıklarını belirten Keskin, şunları aktardı:
“Akipa aynı zamanda köyün muhtarıydı. O dönemde köylülerin üzerinde ağır bir koruculaştırma baskısı vardı. Köye giriş ve çıkışlar asker kontrolü altındaydı. Köy okulu karakol haline getirilmiş, bazı köylülerin evlerine el konularak askerler yerleştirilmişti. İbrahim Demir ve Agit Akipa, askerlerin okulu ve evleri boşaltmaları için önce Kaymakamlığa ardından İçişleri Bakanlığı’na başvurdu. Başvurudan sonra üzerlerindeki baskı daha da arttı. Karakol Komutanı tarafından ‘sizi yaşatmayacağız’ diye tehdit edildiler. 12 Aralık 1991 tarihinde İbrahim Demir ve Agit Akipa İdil’deki bir taziyeden evlerine dönmek için diğer köylülerle birlikte traktöre bindiler. Traktör yolda askerler tarafından durduruldu.”
‘Mağarada işkence edilmiş haldeki cansız bedenleri bulundu’
Keskin, araçtan indirilen İbrahim Demir ve Agit Akipa’nın Dargeçit Anıtlı Tabur Komutanlığı’na bağlı Ağaçlı mezrasında bulunan Piyade Bölük Komutanı ve askerleri tarafından gözaltına alındıklarını belirtti. Jandarma karakoluna giden ailelere Karakol Komutanının “Onları hiç görmedik” dediğini aktaran Keskin, şöyle devam etti:
“Bir asker gizlice aileleri ‘mağaralara gidin’ diye yönlendirdi. Yönlendirildikleri bölgeyi köylülerle birlikte karış karış arayan aileler, 13 Aralık 1991 günü girişi taşla örülerek kapatılmış bir mağarada, kayıpların işkence görmüş, gözleri ve elleri bağlanmış haldeki cansız bedenlerine ulaştı.”
‘Dargeçit Kaymakamlığı kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi’
Keskin, olay hakkında başlatılan soruşturmada İdil Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Ağaçlı mezrasında bulunan Piyade Bölük Komutanı Üsteğmen ve ilgili er ve erbaşların “adam öldürme” suçundan şüpheli olduğuna kanaat getirdiğini belirtti.
Bunun üzerine 18 Aralık 1991 tarihinde soruşturma açma izni almak için dosyanın Dargeçit Kaymakamlığı İlçe İdare Kurulu’na gönderildiğini söyleyen Keskin, “Dargeçit Kaymakamlığı İlçe İdare Kurulu 20 Mayıs 1992 tarihinde kovuşturmaya yer olmadığı kararı verdi.” dedi.
‘Aile avukatları Tahir Elçi aracılığıyla tekrar savcılığa başvurdu’
2011 yılında aileler avukatları Tahir Elçi aracılığıyla İdil Cumhuriyet Başsavcılığı’na tekrar başvuruda bulunduğunu ifade eden Keskin, “Yeni bir soruşturma başlatan Savcılık dosyaya ulaşmak için ilgili kurumlara başvurdu. Ancak bütün kurumlar arşivlerinde herhangi bir dosya, bilgi veya belgeye rastlamadıklarını bildirdi.” diye konuştu.
‘Dosya zamanaşımı gerekçe gösterilerek kapatıldı’
Bunun üzerine İdil Cumhuriyet Başsavcılığı’nın dosyayı kaybeden Dargeçit Kaymakamlığı görevlileri hakkında “görevi kötüye kullanmak”tan soruşturma başlattığını aktaran Keskin, “Ancak yürütülen soruşturmalardan bir sonuç alınmadı. Sonuçta dosya zamanaşımı gerekçe gösterilerek kapatıldı.”
İktidar ve adli makamlara çağrı
Suçun faillerine fiili af sağlandığına vurgu yapan Keskin, “Demir ve Akipa’nın kaybedilişlerinin 29’uncu yılında bir kez daha iktidarı ve adli makamları göreve çağırıyoruz. Demir ve Akipa’yı gözaltına alanlar, işkence ile sorgulayıp öldürenler ve sonrasında bu fiilleri inkar edenler üzerindeki cezasızlığa son verin, onların adil bir biçimde cezalandırılmalarını sağlayın.”
MA – İSTANBUL
