Cumartesi Anneleri, adalet arayışlarının 794’üncü haftasında, 12 Eylül darbesiyle tutuklandıktan sonra idam edilen Veysel Güney’in 39 yıldır gizlenen mezar yerinin açıklanması istendi.
Cumartesi Anneleri adalet arayışlarına 794’üncü haftada da devam etti. Her hafta Cumartesi günü saat 12.00’de Galatarasay Meydanı yasak olduğu için İHD İstanbul Şubesi önünde bir araya gelen Cumartesi Anneleri, salgın nedeniyle kayıplarının akıbetlerini sosyal medya üzerinden canlı yayınla soruyor. Bu hafta, 12 Eylül darbesiyle tutuklanarak 10 Haziran 1981’de idam edilen Veysel Güney’in 39 yıldır gizlenen mezar yerinin açıklanması istendi.
Güney: Annem abimin mezarına hasret gitti
Mezopotamya Haber Ajansı’nın geçtiği bilgilere göre; İlk olarak konuşan Güney’in kardeşi Ayhan Güney, abisinin aralarından ayrılışının 39’uncu yılını geride bıraktığını hatırlattı. İdam edilmeden önce son bir kez araçta gördüğü abisinin gülerek kendilerini teselli etmeye çalıştığını anlatan Ayhan Güney, annesinin “oğlum ölümden korkmuyor musun?” diye sorduğunda abisinin “öyle işkenceler gördüm ki ölüm bana vız gelir” yanıtını verdiğini aktardı.
Annesinin hayatını kaybettiğini belirten Ayhan Güney, “Annem abimin mezarına hasret gitti” dedi. Ayhan Güney, annesinin abisi Veysel Güney için söylediği “Veysel’in resmini gözlerime çizdim. Adını dillime yazdım. Mezarını kalbime kazdım.” sözlerini paylaştı.
Avukat Kanar: Dosya AİHM’de
Güney ailesinin avukatı Ercan Kanar, dosya hakkında bilgi verdi. Türkiye’deki tüm mercilere yaptıkları başvuruların reddedilmesi üzerine dosyayı AİHM’e taşıdıklarını söyleyen Kanar, faillerinin cezalandırılması yönünde devletin yaşamını yitirenlerin ailelerine “özür borcu” olduğunu ifade etti.
Cumartesi Anneleri adına bu haftaki basın açıklamasını Yeter Yücel yaptı. 24 yaşındaki Veysel Güney’in 12 Eylül darbesinin ardından 28 Aralık 1980 tarihinde Antep’te bir ev baskınında yaralı olarak gözaltına alındığını belirten Yücel, Güney’in Adana Bölgesi Sıkıyönetim Komutanlığı 2 No’lu Askeri Mahkemesi’nde yargılandığını ifade etti.
‘Meclis kararı olmadan özel kanun çıkartılarak idam edildi’
Veysel Güney’in yargılandığı davadan avukat talebinin reddedilerek savunma hakkının yok sayıldığına vurgu yapan Yücel, ilk duruşmasının ise 6 Şubat 1981’de görüldüğünü belirtti. Yücel, 17 Şubat 1981’de görülen ikinci duruşmada Veysel Güney’in kendisini suçlayacak deliller olmaksızın idama mahkum edildiğine dikkati çekti. Yücel, Veysel Güney’in Meclis kararı olmadan özel kanun çıkartılarak 10 Haziran 1981 tarihinde Antep E Tipi Cezaevi’nde idam edildiğini ifade etti.
‘İdam edildikten sonra cansız bedeni kaybedildi’
Yücel, şu bilgileri aktardı: “İdam sonrasında Veysel’in üzerinde bulunan kalemi, sigarası ve çakmağı tutanakla baba Ali Güney’e teslim edildi. Ancak 10 Haziran1981 tarih ve 266 sayılı tutanakla babasına verilmek üzere Yüzbaşı Burhan Erdem’e teslim edilen cansız bedeni kaybedildi.”
‘İdamından 25 yıl sonra deliler olmadığı açıklandı’
Yücel, Veysel Güney’in ilk ifadesini alan ve idamında hazır bulunan savcı Mete Göktürk’ün, idamın üzerinden 25 yıl geçtikten sonra “Adaleti gördünüz mü?” isimli kitabında Veysel Güney’i suçlayacak delillerinin olmadığını ayrıca yargılamanın tarafsız ve adil bir biçimde yapıldığına dair kuşkuları olduğunu açıkladığını aktardı.
‘Mezar yeri hala öğrenilemedi’
Veysel Güney’in ailesinin ve arkadaşlarının yıllarca mezarını bulmak için mücadele ettiğini, bütün mercilere başvurup kampanyalar yürüterek hukuk mücadelesinden vazgeçmediğini ifade eden Yücel, ancak buna rağmen Veysel Güney’in mezar yerinin hala öğrenilemediğini söyledi.
Yapılan araştırmalar sonucunda 2006 yılında Antep Mezarlıklar Müdürlüğü’nün 9 Haziran 1981 gününe ait son kaydında “hüviyeti meçhul” bir kişinin “asılarak idam edildiği” ve 105341 numaralı mezara gömüldüğü bilgisine ulaşıldığını belirten Yücel, yapılan girişimlerin ardından alınan numuneler ile kan bağı kurulamadığı yönünde rapor hazırlandığını söyledi.
Hazırlanan raporun Güney Ailesi’nde gerçeği yansıtıp yansıtmadığı veya Adli Tıp’a gönderilen numunelerin doğru olup olmadığı yönünde derin kuşkuların oluştuğunu söyleyen Yücel, “Kimliği meçhul kişi olarak gömülse de sonuçta 1981 Haziran’ında Gaziantep’te yalnızca Veysel Güney idam edilmişti ve idam edilen kişiye ait olduğu belirtilen mezardaki kalıntıların Veysel’e ait olmadığını iddia etmek inandırıcılıktan uzaktı.” dedi.
‘Kaybedenleri biliyoruz, adalet istiyoruz’
İdamın cinayet olduğunu, cenazenin kaybettirilmesinin insanlığa karşı işlenmiş suç olduğunu ifade eden Yücel, “Veysel Güney’i dönemin yasalarını bile çiğneyerek idam edenleri ve onun bedenini kaybedenleri biliyoruz, adalet istiyoruz. Adli ve idari makamları, Veysel Güney’in idamı ve kaybedilmesi ile ilgili yarım asra yaklaşan cezasızlık uygulamasına son vererek adaleti sağlayacak süreci başlatmaya çağırıyoruz.” şeklinde konuştu.