Eski HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş, “Neden hala tutuklusunuz? Erdoğan sizden korkuyor mu?” sorusuna, “Ben tutuklu değil, siyasi rehineyim. Erdoğan’ın benden bir hayli korktuğunu, çekindiğini net biliyorum. Zaten o nedenle beni burada tutuyor.” dedi.
Cezaevinden ne zaman çıkacaklarını hesaplamadıklarını belirten Demirtaş, “Sadece direniyoruz. Kazanacağımızdan da eminiz. Biz değil, birileri iktidarları için kaç günleri kaldığını saysın. Biz gün saymıyoruz çünkü.” diye kaydetti.
Eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, tutuklu bulunduğu Edirne F Tipi Cezaevi’nden T24’ten gazeteci Şirin Payzın’ın sorularını yazılı olarak yanıtladı. Demirtaş, “HDP’ye yönelik operasyonun zamanlamasını nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusuna şu yanıtı verdi:
“Partimize yönelik siyasi operasyonlar, 2009 Nisan ayından bu yana kesintisiz bir şekilde devam ediyor. Çözüm süreçlerinde hızı azalsa bile siyasi tutuklamalara ara verilmedi. O günden bu yana 20 binden fazla HDP’li gözaltına alındı veya tutuklandı. Dolayısıyla son siyasi operasyonun zamanlaması manidar değildir. AKP’nin HDP’yi tasfiye etmek amacıyla yürüttüğü amansız saldırıların sonuncusudur sadece. Tabii tutuklananlar kamuoyunca tanınan kişiler olunca daha fazla gündeme geliyor. Yoksa neredeyse her hafta onlarca HDP’li hukuksuzca hapse atılıyor.
Demirtaş, HDP’ye yönelik operasyonda seçilen isimlere ilişkin ise, “HDP’nin eski MYK üyeleri ve tanınmış siyasetçiler özellikle seçilerek kamuoyuna yönelik bir korkutma mesajı, daha net ve üst düzeyde verilmek istendi.” dedi.
‘Efkan Ala ve Hakan Fidan her şeyi biliyor’
Kobanê eylemleri nedeniyle yaşananların sorumlusunun AKP hükümeti olduğunu belirten Demirtaş, şunları ifade etti: “Hem hukuki hem siyasi açıdan bu böyledir. Bunu ancak ileriki yıllarda tümden ortaya çıkarabiliriz. Çünkü günümüzde yargı, medya ve bürokrasi ‘suçlu’ nun kontrolünde. İktidar, sorumluluğu HDP’ye yıkarak bir taşla birçok kuş vurmaya çalışıyor ama biz direniyoruz. Ve bu nedenle başaramıyorlar, asla da başaramayacaklar. Efkan Ala ve Hakan Fidan başta olmak üzere ilgili bürokrasi her şeyi biliyor ama Erdoğan’ın bizi suçlama operasyonuna destek olarak hakikate sırt çevirmeyi tercih ediyorlar.”
‘HDP’yi kapatmayı düşünenlere halk ilk seçimde ağır fatura çıkarır’
“HDP’yi kapatmaya mı çalışıyorlar, sizce böyle bir adıma cesaret edebilirler mi?”, “HDP kapatılırsa durum ne olur? Nasıl bir gelecek bekler Türkiye’yi?” sorularına ise Demirtaş şu yanıtları verdi:
“Bunu akıllarına bile getiremezler çünkü HDP yeniden ve öyle güçlü gelir ki, bundan en büyük zararı kendileri görürler. Bizleri rehin alırken de HDP’nin kısa bir sürede yok olacağını düşünüyorlardı. Oysa son yerel seçimde çıkan tablo ortada. HDP’nin bugün yedi milyondan fazla seçmeni var. Onları da kapatacak değiller herhalde. Halk kendi partisini kurar ve daha güçlü şekilde yoluna devam eder. HDP seçmeni, demokratik siyasetten de demokrasi mücadelesinden de vazgeçmez. Ama kapatmayı düşünenler siyaseten ve hukuken ileride büyük bedeller öderler, halk ilk seçimde ağır bir fatura çıkarır bunu yapanlara. AKP ise parti kapatmış bir parti olarak siyaset tarihindeki kara lekelerden birini daha siciline eklemiş olur. “
‘Muhalefetin HDP ile işbirliğinde daha cesur olması gerekir’
Demirtaş, “Muhalefet blokunu mu bölmeye çalışıyorlar?” sorusuna da, “Evet, böyle bir amacı var mutlaka. Muhalefetin bunu iyi görmesi ve HDP ile dayanışmada ve iş birliğinde daha cesur, daha aktif olması gerekir. Tüm partilerin birbirlerine eleştirileri baki kalmak üzere diyaloğu artırmaları, bu tür operasyonları boşa çıkarır.” dedi.
‘Demokrasi bloğuna seçmenler hazır, hazır olmayan parti yönetimleri’
Demokrasi bloğunun nasıl hayata geçirilebileceğine ilişkin ise Demirtaş, demokrasi blokunun sırf seçim iş birliği olmadığına işaret etti. Demokrasi blokunun ne kadar erken kurulursa hem AKP – MHP’nin yol açtığı tahribatın önüne geçileceğini hem de seçim için Hükümete yönelik baskının artacağını ifade eden Demirtaş, şunları kaydetti:
“Daha da önemlisi, topluma ciddi ve gerçekçi bir alternatif sunulmuş olur. Böylece de umut ve cesaret artar. Ben tüm muhalefet partilerinin seçmenlerinin buna hazır oluğunu görüyorum. Hazır olmayanlar parti yönetimleridir bence. Siyasetçiler halkın çok gerisindeler. Halk günlük hayatta zaten yan yana. Siyasetçiler ise birbirlerine selam vermeye korkar hale geldiler ki maalesef bu da AKP’nin algı operasyonlarının başarıdır. Yan yana geldikten sonraki iki üç günde yaşanacak trol saldırısına direnecek cesareti olmayanlar yarın ülkeyi nasıl yönetecekler? Ya da bu güveni topluma nasıl verecekler, merak ediyorum. Tabii ki bu yan yana gelişi kolaylaştırmak için samimi söylem ve eylemlerde bulunması gerekir. Bunun neler olacağına parti yönetimleri kafa yormalı, ben somut bir şey önermiyorum ancak bunu çok önemsemeliler. Ben demokrasi bloku konusunda umutluyum. Durum çok da kötü değil. Ön yargılar kırılıyor ve yan yana gelme ihtimali her geçen gün artıyor. Vazgeçmemek, bunda ısrarcı olmak gerekir.”
‘Erdoğan benden çekindiği için burada tutuyor’
“Neden hâlâ tutuklusunuz? Sizce Erdoğan sizden korkuyor mu? Ve ne kadar daha sürecek diye düşünüyorsunuz?” sorusuna ise Demirtaş şu yanıtı verdi:
“Ben tutuklu değil, siyasi rehineyim. Erdoğan’ın benden bir hayli korktuğunu, çekindiğini net biliyorum. Zaten o nedenle beni burada tutuyor. Ancak ben ve benim gibiler dört duvara sığmayız, işte bunu anlamıyor. Çünkü biz kimsenin adamı değil, halkın, sadece halkın öz evlatlarıyız. Ve halk kendi evlatlarını asla yalnız bırakmaz, bırakmadı. Ne zaman çıkacağımızı falan da hesaplamıyoruz. Sadece direniyoruz. Kazanacağımızdan da eminiz. Biz değil, birileri iktidarları için kaç günleri kaldığını saysın. Biz gün saymıyoruz çünkü.”