Emek Partisi (EMEP) Genel Merkezi Dünya Yolsuzlukla Mücadele Günü dolayısıyla “Yiyin efendiler demiyoruz” başlıklı yazılı bir açıklama yaptı. Açıklamada iktidar içerisinde baş gösteren İstanbul Şehir Üniversitesi tartışmasına dikkat çekildi.
Geçtiğimiz gün Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeni parti hazırlığındaki eski Başbakan Ahmet Davutoğlu ve dönemin bakanlarını “dolandırıcılıkla” itham ettiğine dikkat çekilen açıklamada, İstanbul Şehir Üniversitesinin kuruluş kararının AKP MKYK’sında kararlaştırıldığına dikkat çekti. “Dün birlikte yönetir ve kararlar alırken sorun yaşamayanlar, bugün siyasi rakip olduklarında soruşturulması gereken bilgileri açıklıyorlar” diyen Emek Partisi’nin açıklamasında, Erdoğan’ın kararın altında kendi imzası yokmuş gibi davranarak Davutoğlu’nu hedef aldığına dikkat çekti:
“Bugünün Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakanlığı döneminde Davutoğlu’nun kurucusu olduğu vakfa tahsis ettiği özelleştirerek el konulan Tekel arazisinin, Davutoğlu’nun başbakanlığı döneminde kendi vakfına ve Şehir Üniversitesi üzerine devrinin yapılmasını istismar olarak ‘şimdi’ paylaşıyor. Sanki o kararın altında kendi iradesi ve onayı yokmuş gibi.”
‘Kendi sorumluluklarını yok saymaya çalışıyor’
TMMOB’un kamu arazisinin devrinin iptali için Danıştay’a yaptığı başvuruya da değinilen açıklamada, “Danıştay kararının bu yönde çıkmasını fırsat bilen Cumhurbaşkanı, kendi içlerinden çıkan siyasi muhaliflerine saldırı vesilesi yapıyor. Ancak ortada bir suç, istismar ve yolsuzluk emaresi varsa bunun içinde kendi paylarını, sorumluluklarını yok saymaya çalışıyor” denildi.
“Ülkeyi yöneten sermaye ve çıkar çevrelerinin siyasi temsilcilerinin, ne tür bir yağma, talan ve nüfuz istismarı içerisinde oldukları bugün çok daha iyi görülüyor” ifadelerine yer verilen açıklamada, yolsuzluklarla mücadele sözü vererek halkın desteğini alan iktidarın on yedi yıllık sürede ‘kendilerine, ailelerine, gelinlerine, damatlarına nasıl hak ve çıkar sağladığı’nın göründüğü vurgulandı.
‘İç sorun değil, halk kaynaklarının peşkeş çekilmesi’
Özelleştirmelerin, patronlara ve çıkar çevrelerine rant aktarımı olduğunun bugün ortaya çıktığını ifade eden EMEP, “Bugün tek adam yönetimi olarak sürdürülen tekelci sermaye düzeninin bütün yasa ve karar düzenlemelerinde kamu kaynaklarını peşkeş, imtiyaz, muafiyet ve hak devrinin izleri görülmektedir. Mesele AKP’nin ve içinden çıkan muhalefetin arasındaki bir ‘iç sorun’ değildir. Halkın, ülkenin birikim ve kaynaklarının devlet gücü eliyle yönetim erki içinde, onların siyasi çıkar ve ideolojik hedefleri doğrultusunda yağmalanması, peşkeş çekilmesidir” dedi.
2013’te yolsuzlukla bakanların yüce divanda yargılanmasının da AKP tarafından engellendiğine dikkat çeken EMEP, “İhale yasasından, kamu kaynaklarının idaresine kadar bütün aşamaların denetlenmesi, halka hesap verilmesi için gerekli mekanizmaların oluşturulması ihtiyacı bugün belediyelerdeki yolsuzluk tartışmalarıyla birleşerek bir kez daha gün yüzüne çıkmıştır” dedi.
Dünya yolsuzlukla mücadele günü dolayısıyla mücadele çağrısında da bulunan EMEP, “Gücü kendileri için kullananların hesap vermesi için sesimizi yükseltelim ve yanlarına kar kalmasını, burjuva siyasi rekabet içerisinde kaybolup gitmesini önleyelim” dedi.