Son yıllarda yazılı basının geleceği sıkça tartışılır oldu. Amerika ve Avrupa’da birçok köklü gazete, ekonomik gerekçelerle yeni arayışlara girerken gazetecilik de yeni medya araçlarının etkisiyle dönüşerek gelişiyor, okuyucular için farklı alternatifler yaratıyor. Türkiye’de ise bu arayış, kendini yeni çalışmalarla ortaya koyuyor
Yazılı basının geleceği son yıllarda sıkça tartışılıyor. Tirajlar azalırken Amerika ve Avrupa’daki birçok köklü gazete, varlıklarını sürdürebilmek için ekonomik gerekçelerin de etkisiyle yeni arayışlara girerken dijital medya daha fazla ağırlık kazanmaya başladı. Özellikle 2017 yılında New York Times hisselerinin borsada yüzde 13.8 yükselmesi birçok insanı şaşırtmış, bu artışta “dijital abone” sayısının etkisi birçok tartışmayı tekrar canlandırmıştı.
Türkiye’de ise ekonomik süreçler kadar etkili olan siyasi nedenlerle birçok gazeteci kendine ana akım medyada yer bulamamaya, bulsa da istedikleri gibi bir gazetecilik faaliyeti gösteremediğini daha sık dillendirmeye başladı. Benzer koşullardaki birçok gazeteci bir araya gelerek dijital medya platformları üzerinde faaliyet gösteren farklı çalışmalara başladı. Klasik anlamdaki editöryal süreçlerden ve medya çalışma ilişkilerinden birçok yönüyle bağımsızlaşan bu deneyimler birçok gazeteci ve okuyucuya alternatif sağlayabiliyor. Bu çalışmalar ise abonelik ücretleri, okuyucu bağışları ile sponsorluk ve reklam gelirleri ile kaynak yaratmaya çabalıyor.
Okuyucuların alternatifi artıyor
Birkaç yıl önceki Cumhuriyet Gazetesi’nin girişimi dışında dijital abonelik sistemi, henüz Türkiye’de olgunlaşmış örneklere sahip değil. Bununla birlikte yurtdışındaki gazetelerin dijital abonelik gelirleri yıldan yıla artıyor. Son iki yılda New York Times dışında Amerika’da yayın yapan Wall Street Journal, Washington Post gibi gazetelerin abone sayısında da artışlar oldu. Artan gelirler ise gazeteci istihdamının ve araştırma haberlerine aktarılan kaynağın artmasını sağladı. Avrupa’da da benzer bir durum görülüyor. Financial Times, The Times, Daily Telegraph gibi gazetelerin çoğu okuyucularına farklı içeriklere sahip abonelik teklifleri sunuyor. Daily Telegraph, basılı ve dijital olmak üzere içerikleri farklılaşan üç ayrı abonelik paketiyle okuyucuya istekleri-ihtiyaçları doğrultusunda seçim hakkı sunuyor. Bergen Üniversitesi’nden Hallvard Moe ve Hilde Sakariassen’in 2019 tarihli Reuters Enstitüsü’nün “Dijital Haber Raporu”na göre Norveçliler, dijital içeriğe ücret ödemek isteyen en yüksek tüketici sayısına (yüzde 34) sahip ülke olmaya devam ediyor.
Ekim 2019’da gazeteci Yavuz Oğhan’ın girişimiyle başlayan ve “Türkiye’nin ilk PDF formatında yayın yapan e-gazetesi” olan Gazete Pencere, dijital abonelik sistemiyle okuyucularına ulaşıyor. PDF formatında hazırlanan gazetelerine her sabah saat 7’de elektronik posta veya dijital mesaj yoluyla ulaşan aboneler, aylık 9 liralık bir abonelik ücreti ödüyor. “Bir grup gazeteciyiz. İşimiz haber yapmak” diyen Pencere, okuyacak gazete bulamayan, bulsa da haberlere ulaşamayan okuyuculara bir alternatif yaratma iddiası taşıyor. Kamuoyunun haber alma hakkını, “Haberler gizlenmeyecek. Kime yarar, kime zarar verir diye önden muhasebe yapılmayacak” şeklinde koruyacaklarını belirtiyor.
Avrupa Birliği’nin desteği ve Ankara Gazeteciler Cemiyeti’nin yürüttüğü “Demokrasi İçin Medya / Medya İçin Demokrasi Programı” öncülüğüyle başlatılan proje kapsamında kurulan, “Yeni1Mecra”, görüntü, yazılı ve sesli haber formatları ile işsiz gazetecileri desteklemeyi hedefliyor. “Hakkımızda” kısmında, “Bu yeni1mecra, her bir okurun, her bir izleyicinin aktif maddi desteği ile yürüyebilecek. Biz gazetesi, televizyonu, radyosu elinden alınmış gazeteciler olarak evrensel mesleki ilkelere, bugüne kadar oluşturduğumuz değerlere saygı duyarak yeni1mecra’da üreteceğiz” deniliyor. Bu girişimler dışında Journo.com gibi çeşitli kurumlar da telifli haber yayınlayarak okuyucular için alternatif haber kaynağı olduğu gibi gazeteciler için de gelir kaynağı oluyor.
“Podcastler”, dünya genelinde yükseliyor
Reuters Gazetecilik Araştırma Enstitüsü’nün 2019 Dijital Haber Raporu’nda odaklandığı bir diğer nokta: Podcastler (internet aracılığıyla erişilebilen, genelde ses formatındaki kayıtlar). Enstitü danışmanlarından Nic Newman, “Podcastler: Kim, Neden, Ne ve Nerede?” başlıklı yazısında, son yıllarda artan podcastler ve dinleyici kitlesine yönelik ayrıntılı bir profil sunuyor. Rapora göre, İsveç ve Amerika en çok podcast dinlenilen iki ülke ve bu ülkelerde 35 yaş altı kullanıcıların yarısından fazlası ayda 55’in üzerinde bir podcast dinliyor. Yüzde 55’lik oranla en fazla podcast, cep telefonları üzerinden dinleniyor. Norveç raporundaki verilere göre, Norveçlilerin neredeyse üçte biri (yüzde 31) Şubat ayında podcast dinledi ve büyük gazetelerden bazıları, özellikle haber yorumlarına odaklı bir dizi podcast yayınladı. Kamu yayıncısı NRK ise program çeşitlerine podcast ekledi.
Türkiye’deki podcast algısı birkaç yıl önceye kadar genellikle yabancı dil öğrenimi üzerindeki etkisine yönelikti. Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı’nın “Ulusal Tez Merkezi” arşivinde 2010-2017 yılları arasında yüksek lisans ve doktora düzeyinde yapılmış yedi adet tezin konusu “podcast”. Çalışmaların tamamı dil eğitimi üzerine yapılmış.
Son dönemlerde Türkiye’de adından söz ettiren iki farklı podcast girişimi yaşandı: Medyapod ve Kısa Dalga. “Gazeteciliğin bitirildiğini düşünenlere inat bu kutuplaşmış medya ortamında gazeteciliğe katkı sunmak” iddiasındaki Kısa Dalga, “Habere yatırım yapılmayan bu medya ortamında biz de Kısa Dalga ile haberle, bilgiyle, analizle podcasti buluşturmayı” hedefliyor. Genel Yayın Yönetmenliği’ni Kemal Göktaş’ın yaptığı Kısa Dalga’da birçok isim, çeşitli konularda yorumlarıyla yer alıyor. Yayınlar ise kisadalga.net ve podcast ağları (Spotify, Apple Podcast, Deezer, Spreaker) üzerinden dinlenebiliyor. Bunun dışında internet sitesinde çeşitli haber dosyaları yazılı olarak yer alıyor. Geçtiğimiz yıl, “Gerçeklere Ses Ver” diyerek yola çıkan Medyapod’un kurucuları ise Sarphan Uzunoğlu ve Tunca Öğreten. Spotify, Apple Podcasts ve Spreaker gibi mecralar üzerinden dinlenebilen “Medyapod”, “Medyapod Podcast Akademi” ile birçok kişiye podcast yapımı üzerine eğitim veriyor. Dinleyiciler ise “Patreon” hesapları üzerinden yaptıkları bağışlarla yayınları destekliyor.
Gazeteler dışında çeşitli siyasi özneler de podcast yayınlayarak fikirlerini daha geniş kitlelere ulaştırmaya çalışıyor. Türkiye’de öznelinde Türkiye Komünist Partisi, “TKP’nin Sesi” başlığıyla Temmuz ayından beri günlük olarak siyasi gündemlere yönelik podcastler yayınlıyor. TKP dışında aktüel politik bir dergi olan, “Redaksiyon Dergi” de 2018 yılı sonlarında Apple Podcast üzerinden güncel politik gündemlere dair yazar katılımlı podcastler yayınladı.
Yazan: Kazım Anıl Doğruluk