HDP Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, İdare ve Gözlem Kurulları’nın cezaevlerinde ‘denetimli serbestlik hakkı’ kazanan tutukluların bu haklarını keyfi kararlarla kısıtladığını söyledi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, bu yılın başında uygulamaya giren İdare ve Gözlem Kurulları (İGK) kararları ile bazı mahpusların ‘denetimli serbestlik’ haklarından yararlandırılmamasına ilişkin yazılı açıklama yaptı. Cezaevlerinde keyfi uygulamaların artarak devam ettiğine dikkati çeken Gergerlioğlu, İdare ve Gözlem Kurulları’nın (İGK) verdiği kararlara dikkat çekti.
Ceza içinde ceza
İnfaz mevzuatında yapılan son değişikliklerin kamuoyunda kaygılara neden olduğunu, cezaevlerinde karşılaşılan uygulamaların ise bu kaygıları doğrular nitelikte olduğunu belirten Gergerlioğlu, cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerinin olağanüstü boyutlara vardığını dile getirdi.
Son zamanlarda çok sayıda tutuklunun, keyfi ve subjektif gerekçelerle ve “iyi hal” koşullarını taşımadığı gerekçesiyle tahliye edilmediğini söyleyen Gergerlioğlu, bu durumun ceza içinde cezaya dönüştüğünü ve tahliye umudunu taşıyan tutukluların hürriyet gaspına neden olduğunu vurguladı.
İhlalleri arttırdı
Gergerlioğlu, İGK’lerin tutukluların siyasi görüşünü dahi bahane ederek olumsuz raporlar düzenlediğini işaret ederek, “1 Ocak’tan itibaren uygulanmaya başlanan düzenlemeye göre; hükümlüler iyi hal tespitinde 6 ayda bir İdare ve Gözlem Kurulu’nca değerlendirmeye tabi tutulacaktır. Her ne kadar Adalet Bakanlığı bu uygulamanın amacını; hükümlülerin, toplumla bütünleşmeye hazır olup olmadığı, tekrar suç işleme riski ile mağdura veya başkalarına zarar verme riskinin düşük olup olmadığı hususlarında İGK tarafından iyi hâlin belirlenmesine esas olmak üzere en geç 6 ayda bir değerlendirmeye tabi tutulması gerekliliği olarak ifade etmiş olsa da uygulamanın hak ihlallerini artırdığı aşikardır” dedi.
Eski uygulamanın gerisinde
İdare ve Gözlem Kurulları’nın keyfi raporlarına binaen tutukluların iyi halli sayılmayıp, koşullu salıverme hakkından faydalandırılmamasının “hak ihlali” olduğunu ifade eden Gergerlioğlu şunları kaydetti: “Eski uygulamaya göre, üç hücre cezası alıp koşullu salıverilme hakkı elinden alınmayan Terörle Mücadele Kanunu kapsamındaki her hükümlü cezasının dörtte üçünü tamamladığında, koşullu olarak salıverilmekte iken yeni uygulama ile kişinin siyasi görüşü yahut daha evvel greve katılmış olması, hatta cezaevi görevlileri ile sorun yaşıyor olması infazının yanmasına neden olabilmektedir. Yani gelişen yeni durum, kaldırılması önerilen ve insan haklarına aykırılık teşkil eden eski uygulamanın dahi gerisindedir.”
‘Tek belirleyici merci haline getirildi’
Cezaevi kurullarının mahkemeye dönüştüğünü söyleyen Gergerlioğlu, “Hemen vurgulanmalıdır ki kanun değişikliğinden önce, örgütlü suçlarda dörtte üçlük infaz oranı uygulanmakta idi. Oysa yeni değişiklikle iyi hali değerlendirecek İdare ve Gözlem Kurul’larına bu konuda eskisinden çok daha geniş bir takdir yetkisi tanındığı görülmektedir. Bilindiği üzere daha önce hükümlü, infaz oranlarını doldurmuş, disiplin cezaları infaz edilip kaldırılmışsa iyi halli değerlendiriliyordu. Bu yönetmelik ile Kurullara o kadar geniş bir takdir yetkisi verilmiş ki mahkeme kararı olmaksızın, İGK adeta tek belirleyici merci haline getirilmiştir. Kurul, mahpusu değerlendirip hem iyi halli olmadığına hem de bu nedene koşullu salıverilmeye uygun olmadığına karar vermektedir. Temel hak ve özgürlükler kanunla düzenlenir. Yönetmelik, kanunun uygulama alanını ortadan kaldıramaz ve daraltamaz” diye konuştu.
İdare ve Gözlem Kurulları’nın iyi hal değerlendirmesinde objektif karar vermekle mükellef olduğunun altını çizen Gergerlioğlu, İGK’lerin keyfi kararlar ile mahpusların şartlı tahliye haklarının önüne geçmesini engelleyen düzenlemeler yapılmasına ihtiyaç olduğunu vurguladı.
MA / ANKARA