HDP, Milli Savunma Bakanı Akar’ın PKK tarafından alıkonulan “13 vatandaşın naaşına” ulaşıldığını belirttiğini aktararak, başından beri kayıpların aileleriyle temasta olduklarına işaret etti.
HDP, “Ulusal ve uluslararası insan hakları örgütlerini de bu olayı araştırmak üzere harekete geçmeye çağırıyoruz. Bu ölümler, tüm ayrıntılarıyla araştırılmalıdır.” dedi.
HDP Merkez Yürütme Kurulu (MYK), yaptığı yazılı açıklamada, 10 Şubat 2021’de TSK’nın Kürdistan Bölgesel Yönetimi toprakları içinde yer alan Gare Bölgesi’ne yönelik yürüttüğü operasyonlara ilişkin olarak Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın gece yarısı yaptığı açıklamada 13 vatandaşın naaşına ulaşıldığının ifade edildiği belirtildi.
‘13 vatandaşın PKK’nin elinde tutulduğu bilinen asker, polis ve devlet görevlileri’
Operasyon sırasında bu kişilerden ayrı olarak birçok insanın hayatını kaybettiği de verilen bilgiler arasında olduğuna vurgu yapılan açıklamada, şu ifadeler yer aldı:
“Basına yansıyan bilgi ve yorumlara göre söz konusu 13 vatandaşın uzun süredir PKK’nin elinde tutulduğu bilinen asker, polis ve devlet görevlileri olduğu anlaşılıyor. Halkların Demokratik Partisi olarak, bu sınır ötesi operasyon sonucunda, uzun süredir PKK’nin elinde tutulan ve kendilerini silahlı bir saldırıdan koruma imkanından mahrum olan 13 kişi ve hayatını kaybeden herkes için derin üzüntülerimizi, kayıpların ailelerine ve sevenlerine başsağlığı dileklerimizi iletiyoruz.”
‘Daha önce alıkonanların tümü sağ salim evlerine dönmüşlerdir’
Açıklamada, 40 yıldır süregelen ve on binlerce yaşama mal olan çatışma boyunca, daha önce de PKK tarafından asker, polis ve devlet görevlilerinin alıkonulduğunun hatırlatıldığı açıklamada, “Ancak alıkonanların canlarına bir zarar gelmemesi ve en kısa zamanda serbest bırakılmaları için başlatılan diplomatik çabalar her zaman olumlu sonuç vermişti. İnsan hakları örgütleri ve barış aktivistlerinin oluşturdukları inisiyatiflerin yürüttükleri görüşmeler sonucunda alıkonanların tümü eksiksiz ve sağ salim evlerine dönmüşlerdi.” denildi.
‘Ailelerle temas halindeydik’
HDP’nin, barışa ve çatışmasızlık gayretlerine katkı verme sorumluluğuyla alıkondukları günden itibaren asker, polis ve devlet görevlilerinin aileleriyle temas halinde olduğuna işaret edilen açıklamada, şunlar kaydedildi.
“Yakınları ve evlatlarının serbest bırakılması için çare arayan aileler İnsan Hakları Derneği (İHD) yöneticileriyle birlikte 2015, 2016 ve 2019’da 4 kez Meclis grubumuzu ziyaret ederek yakınlarının özgürlüğüne kavuşması için gayret göstermemiz dileğinde bulundular. Hem bu görüşmelerimizde hem de basın toplantılarında ve Meclis Genel Kurulu’nda yaptığımız açıklamalarda, iktidarın ve diğer partilerin de bu çabalara katılması halinde, payımıza düşen her tür görev ve sorumluluğu yerine getirmeye hazır olduğumuzu açıkça ifade ettik.”
‘İktidar ailelerin çırpınışlarına olumlu veya olumsuz hiçbir yanıt vermedi’
HDP’nin ailelerin ve kamuoyunun soru ve taleplerini TBMM gündemine taşımasına karşın, bu çabalarının yanıtsız bırakıldığına vurgu yapılan açıklamada, “İktidar, ailelerin çırpınışlarına olumlu veya olumsuz hiçbir yanıt vermediği gibi, kimi aileleri de Diyarbakır İl Binamız önünde süregiden oturmaya dahil etti. Oysa iktidarın alıkonulanların serbest bırakılması için gösterilen çabaları cesaretlendirerek, sivil toplum örgütleri, barış aktivistleri ve etkin politik şahsiyetlerden bir heyet oluşturarak, onların ailelerine kavuşması için yolu açması, önceki örneklerin de gösterdiği gibi pekala mümkündü.”
‘İktidar kayıpların sorumluluğunu partimize yükleme çabasına girişmekte’
İktidarın, görevlilerinin yaşam ve özgürlüğü için üzerine düşen diplomatik ve insani sorumlulukları üstlenmekten kaçındığının belirtildiği açıklamada, şu ifadeler yer aldı:
“İktidar, maksadı ve hedefi belirsiz bir askeri operasyon ile yaşamlarını riske attığı ve sonunda ailelerine naaşlarını teslim ettiği kayıpların sorumluluğunu, bu süreçte daima ailelerin yanında durmuş olan partimize yükleme çabasına girişmektedir. Bunu hiçbir vicdan kabul etmez.”
‘İktidar ailelere ve topluma hesap verme konumunda’
İktidarın, partilerinden hesap sorma değil, kayıpların ailelerine ve topluma hesap verme konumunda olduğunun belirtildiği açıklamada, “Aynı şekilde PKK de hayatları kendilerine emanet olan tutsakların nasıl can verdiklerine, bu ölümlerdeki kendi sorumluluklarının ne olduğuna ilişkin olarak Türkiye ve dünya kamuoyunu bilgilendirmelidir.” denildi.
İnsan hakları örgütlerine çağrı
Ankara, Hewler ve Bağdat hükümetlerinin ulusal ve uluslararası basının kayıpların gerçekleştiği bölgede gözlem yapmasının önünü açmasının istendiği açıklamada, “Ulusal ve uluslararası insan hakları örgütlerini de bu olayı araştırmak üzere harekete geçmeye çağırıyoruz. Bu ölümler, tüm ayrıntılarıyla araştırılmalıdır.”
‘PKK elinde tutmaya devam ettiği kişileri salıvermelidir’
Alıkonanların yaşamları rastlantılara ve çatışma ortamının insafına bırakılmamasının istendiği açıklamada, şu ifadeler yer aldı:
“Ailelerin ve kamuoyunun talebine karşılık, PKK elinde tutmaya devam ettiği kişileri salıvermelidir. Bu vesileyle, hayat kayıplarının önüne geçilmesinin temelli ve sonuç alıcı tek yolunun çatışma politikalarına son verilmesi, Kürt sorununun çözümsüzlüğünün demokratik ve barışçıl yollarla aşılması olduğunu bir kez daha ifade ediyoruz. Bir kez daha hayatını kaybedenlere rahmet, aile ve yakınlarına başsağlığı dileklerimizi bildiriyoruz.”
Yeni1Mecra