İçişleri Bakanlığı’nın “Terörden Arındırılmış Belediyeler ve Hizmetleri” kitapçığına karşı “İrade Gaspı ve Kayyım Gerçekleri Raporu” hazırladı.
HDP’li Karaaslan, bakanlığın kitapçığının partilerine yönelik “kara propaganda” olduğunu belirterek, “Ne irade gaspını meşrulaştırabilecekler ne de hakikati çarpıtmalarına bizler izin vereceğiz.” dedi.
HDP Demokratik Yerel Yönetimler Kurulu, HDP Genel Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısında “İrade Gaspı ve Kayyım Gerçekleri” raporunu açıkladı. Raporu, HDP Demokratik Yerel Yönetimler Kurulu Eşsözcüleri Hediye Karaaslan ve Salim Kaplan okudu.
‘İçişleri Bakanlığı kara propagandaya devam ediyor’
Eşsözcü Hediye Karaaslan, İçişleri Bakanlığı’nın bir süredir partilerine, belediyelerine, belediye eşbaşkanlarına, belediye faaliyetlerine yönelik kara propaganda yürüttüğünü belirterek, “İlk kayyım atamasının başladığı 2016 sürecinden bugüne kadar neredeyse kesintisiz bir şekilde bu kara propaganda devam ediyor.” dedi.
‘Kara propaganda kitapçığa dönüştürüldü’
İçişleri Bakanlığı’nın 3 ay önce “kara propagandasını” bir kitapçığa dönüştürdüğünü belirten Karaaslan, “Kitapçık büyük bir telaşla hazırlanmıştı. Hazırlayanlar çarpıtma ve iftiraların yanı sıra belediyecilikten, toplumdan, halktan ve hatta belediye mevzuatında ne kadar bihaber ve uzak olduklarını bu kitapçıkla açık bir biçimde ortaya koymuşlardır.” şeklinde konuştu.
‘Kayyım sistemi çöktü’
Kayyım sisteminin çöktüğünü ifade eden Karaaslan, “Bakanlık yetkilileri iktidarın memurları olan kayyımları özellikle hizmetler adı altında meşrulaştırmaya savunma çabası içerisine girmiş durumda. Bakanlık yetkileri telaş içindeler. Çünkü her gün kayyımların yolsuzluk, usulsüzlükleri halk düşmanı politikaları basına ve kamuoyuna yansımaktadır. Şunu bilsinler ki ne irade gaspını meşrulaştırabilecekler ne de hakikati çarpıtmalarına bizler izin vereceğiz.”
’48 belediyemize kayyım atandı, 15 belediye eşbaşkanı tutuklu’
Amaçlarının hem kamuoyunu bilgilendirmek hem de kitapçığa karşı kayyım gerçekliğini ve irade gaspı gerçekliğini tane tane anlatmak olduğunu belirten Karaaslan, öncelikle 19 Ağustos 2019’dan bugün kadar geçen sürece ilişkin şunları aktardı:
“Kayyımlar 19 Ağustos 2019 tarihinde atanmaya başlandı. 3 büyükşehir 5 il 33 ilçe olmak üzere 48 belediyemize kayyım atandı. 72 belediye eşbaşkanımız bu süreçte gözaltına alındı, 19 kadın arkadaşımız olmak üzere 37 belediye eşbaşkanımız cezaevlerinde tutsak edildiler. Hala Türkiye’nin değişik cezaevlerinde 15 belediye eş başkanımız tutsaktır. Bu dönemde iktidar 7 belediye eşbaşkanımıza ev hapsi verdi. 6 belediye ev başkanımız 10 aydır ev hapsindeler.”
‘Belediye meclisini fiilen kapattılar’
Yerelde karar merci 807 belediye meclis üyesinin görevini yapamaz hale getirildiğini belirten Karaaslan, “Kayyımlar yerelin karar organı olan belediye meclisini fiilen kapattılar, halkın yönetime katılma hakkını gasp ettiler.” dedi.
‘4 milyon 356 bin 819 seçmenin iradesi gasp edildi’
Kayyım atanan 48 belediyede 4 milyon 356 bin 819 seçmenin iradesinin gasp edildiğini vurgulayan Karaaslan, bu dönemde en çok “eşbaşkanlık” sistemlerinin kriminalize edildiğini söyledi. Eşbaşkanlık sistemini gizli saklı uygulamadıklarına işaret eden Karaaslan, 2014, 2019 yerel seçimlerine eşbaşkanlıkla gideceklerinin partinin yetkili organları tarafından açıklandığını, bütün çalışmalarının da bu yönlü yapıldığını anlattı.
’Kazandığımız belediyelerin yüzde 90’ında kadın eşbaşkanlar kazandı’
Eşbaşkanlık sistemlerine ciddi saldırılar yapıldığını, iddianamelere konu edildiğini belirten Karaaslan, “Ama ne bakanlık yetkililerinin ne de talimatla çalışan yargı sisteminin bir suç unsuruna rastlamadığını belirtmek isteriz. 2019’da HDP’nin yerel yönetimlere kadın adayları eşbaşkan olarak göstermesiyle birlikte kazandığımız belediyelerin yüzde 90’ında kadın eşbaşkanlar kazandılar. Yani muazzam kadın mücadelesi açısından kadının siyaseti açısından muazzam bir gelişmeyi ifade ediyor.” şeklinde konuştu.
HDP’nin kazandığı belediyelerde yüzde 55 oranında kadın belediye eşbaşkanı temsiliyeti olduğuna işaret eden Karaaslan, “En yakın parti dahi yüzde 50 oranına dahi yaklaşım göstermiyor, yüzde 20’lerde kalan bir gerçeklik var. Onun için biz diyoruz ki eşbaşkanlık sisteminde ısrarcıyız özgür ve eşit yaşamda ısrar ettiğimiz sürece eşbaşkanlık sisteminde de ısrar edeceğiz.” dedi.
‘194 kadın merkezini nerede ne zaman açtılar?’
Bakanlık tarafından hazırlanan kitapçıkta kadın kazanımlarının korunduğunun öne sürüldüğünü belirten Karaaslan, “Hatta bakanlık bütçe sunumunda 194 tane kadın merkezi açtığını ifade etmiş. Biz çok aradık ve sorduk yerellere baktık ama bir türlü açtıklarını iddia etikleri kadın merkezlerine rastlamadık; merak ediyoruz bu kadın merkezlerini nerede ne zaman ve kiminle açtılar?” diye kaydetti.
‘Mardin’de Alo Şiddet Hattı kapatıldı’
Karaaslan, kayyım geldikten sonra “kadın kazanımlarına yönelik saldırılara” ilişkin şu örnekleri verdi:
“Van’da kayyım geldikten sonra 11 kadın çalışanımız açığa alındı. Mardin Büyükşehir Belediyesi Kadın Politikalar Daire Başkanımız kayyımın gelmesiyle memurluktan ihraç edildi. Mardin’de, Batman’da, Sur’da kadın politikalar müdürlüklerine erkek atadılar. Mardin’de ‘Alo Şiddet‘ hattını kapattılar. Özalp’ta Kadın Kültür Merkezini, Muradeyi’de Ayşe Şan Kadın Kütüphanesi’ni ve konuk evini kapattılar. Sur’da Amida Kadın Merkezi’mizi kahvehaneye dönüştürdüler. Bütün bu saydıklarımız sadece birkaç örnek. Raporumuzda kadın kazanımlarımıza yönelik saldırıların detaylarına rastlayacaksınız.”
‘İlhan Diken, Leyla Kasım ve Mehmet Sincar’ın isimleri suç olarak değerlendirilmiş’
Bakanlığın yayımladığı kitapçıkta cadde, sokak, bulvarlara “Suçluların isimlerini vermişler” iddiasına işaret eden Karaaslan, şunları aktardı:
“Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Doktor İlhan Diken’in adını bir caddeye vermesini suç unsuru olarak belirtilmiş. Kimdir İlhan Diken? Diyarbakır Tabip Odası Başkanı’dır. Bir önceki dönem Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkan Yardımcılığı yapmıştır kendisi. Kalp krizinden yaşamını yitirmiştir. Doktor İlhan Diken’den nasıl bir suçlu yaratılmış biz merak ediyoruz. Yine Kızıltepe belediyemizin parka vermek istediği Leyla Kasım’ım isminden suç yaratmıştır. Leyla Kasım kimdir. Bir Kürt kadınıdır. Saddam sistemine karşı mücadele yürüten ve 1974’de idam edilen bir Kürt kadındır. Leyla Kasım’dan nasıl bir suçlu yaratmıştır. Yine faili meçhul cinayetle yaşamını yitiren Mehmet Sincar’ın ismini parka vermemizi bakanlık suç olarak değerlendirmiş. Kitapçıkta detayları var.”
‘Kararlar mülki idare amirlerin onayıyla yapılıyor’
Belediye meclisinde alınan kararların mülki irade amirlerinin onayıyla olduğunu bakanlığın bilmediğini belirten Karaaslan, “Eğer bir suç varsa, valiler, kaymakamlar, Belediye Meclisi kararlarını yargıya taşırlar. Bakanlık yetkilileri bundan bihaber midir, yoksa bir algı mı yaratmaya çalışıyor.” dedi.
‘İktidar nüfusun yüzde 39’luk kısmında belediyelerde söz sahibi oldu’
İktidar partisinin 2014 seçimine giderken, nüfusun yüzde 67,2’sinde yerel yönetimlerde söz sahibi olduğunu hatırlatan Karaaslan, “Kayyımlarla başlayan geriye gidiş, 2019 seçimlerinde kendisini net bir şekilde ortaya koydu. İktidar yüzde 50’lik kayıpla nüfusun yüzde 39’luk kısmında belediyelerde söz sahibi olabildi. Görüldüğü gibi kayyım sistemi halkın vicdanında, toplumun vicdanında ve seçim sandıklarında mahkûm edilmiş bir sistemdir.” şeklinde konuştu.
Kaynak: MA