Gazeteci Mehmet Tezkan T24’te bugün yayınlanan yazısında HDP’nin önümüzdeki seçimlerde aday çıkarma niyetinin olmadığını belirtti.
Tezkan, iktidarın panik havasının HDP’nin aday çıkarmama stratejisinden kaynaklandığını dile getirdi.
Mehmet Tezkan’ın yazısında öne çıkan başlıklar şu şekilde:
Erdoğan ne yapar ne eder iktidarı vermez, zaten ülkeyi bunlara teslim etmem diyerek niyetini beyan etti diyenlerle… Nasıl teslim etmez, muhalefet gümbür gümbür gelirse paşa paşa verecek diyenlerin uzun uzun tartıştıklarını söylememe gerek yok herhalde.
Dikkati mi çekti. Geçmişte AKP’yi şiddetle savunanlar tartışmaya girmemeyi tercih ediyor. Sessizce dinliyorlar. Söze girmek zorunda kaldıklarında ise muhalefeti genellikle CHP’yi eleştirerek sıralarının savıyorlar.
Muhalefetin daha doğrusu Millet İttifakı adayının da kim olacağı veya olması gerektiği konusunda da derin görüş ayrılıkları var.
Herkesin adayı farklı diyebilirim. Konsensüs yok!..
Cumhurbaşkanı seçimi ilk turda bu iş biter AKP çözüldü, MHP küçüldü tezini savunanların ağırlıklı olduğunu gördüm.
Ama açıkça; ‘hiç öyle bakmayın, Cumhur İttifakı’nın yanına yargısıyla, güvenlik güçleriyle, istihbarat teşkilatıyla, askeriyle bürokrasisiyle, valisiyle, kaymakamıyla kısaca devleti koyun hesabınızı ona göre yapın’ diyenleri daha gerçekçi buldum.
Her zaman olduğu gibi günün sonunda sorulara bana yöneliyor. Ve genellikle ‘eee, siz gazetecisiniz bir de sizden dinleyelim ne oluyor ne bitiyor’ sorusuyla kapı açılıyor.
Haftada dört/beş gün yazıyorum, üç/ dört gün de televizyonlarda tartışma programlarına katılıyorum, Youtube kanalım var oradan derdimi anlatıyorum, düşüncemi herkes biliyor diyerek konuşmaktan çok dinlemeyi tercih ettiğimi söylüyorum ama olmuyor…
‘Yazamadığınız televizyonda söyleyemediğiniz şeyler vardır’ diye ısrar ediyorlar.
Yok diyorum.
Bugüne kadar yazamadığım, söylemekten çekindiğim özel sohbete sakladığım hiçbir şey yok.
Ama madem sordunuz anlatayım dedim.
Seçimin kilit partisi HDP’dir. Biz iki ayrı sandıkta iki ayrı pusulayla oy vereceğiz. Birincisinde Cumhurbaşkanı’nı yani tek kişilik hükümeti, tek kişilik yürütmeyi seçeceğiz o kişi de aynı zamanda devlet başkanı olacak.
Öteki sandıkta ise milletvekillerine oy vereceğiz. Meclis’in yapısını belirleyeceğiz.
TBMM’yi belirleyeceğimiz sandıkta ne olacağı aşağı yukarı belli. Büyük siyasi çalkantı, büyük kayışlar olmazsa , seçim yasası değişmezse, ittifak düzeni yasaklanmazsa CHP, İYİ parti, Saadet Partisi, DP, DEVA ve Gelecek partileri ‘millet ittifakı’ şemsiyesi altında seçime girecek. Büyük ihtimalle Sarıgül’ün partisi ile İnce’nin partisi de o saflarda yer alacak.
AKP/MHP/BBP’den oluşan Cumhur İttifakı’na Perinçek’in Vatan Partisi ile DSP’nin de katılma olasılığı var.
HDP ise seçime tek başına katılacak.
Üç kulvarlı yarış olacak; birinci kulvarda Cumhur İttifakı, ikinci kulvarda Millet İttifakı, üçüncü kulvarda HDP…
Gelelim Cumhurbaşkanı seçimine… Cumhur İttifakı’nın adayı belli; Erdoğan.
Belli olmayan Millet İttifakı’nın kimi aday göstereceği, o adaya HDP seçmeninin nasıl bakacağı. Yani oy verip vermeyeceği.
Daha önemlisi HDP Cumhurbaşkanı adayı çıkaracak mı çıkarmayacak mı?
HDP aday gösterirse seçim büyük ihtimalle ikinci tura kalır. HDP aday göstermeyip seçmenini serbest bırakırsa sonuç İstanbul seçimi gibi olur.
Bunları söyleyince dört beş kişinin ağzından aynı anda aynı soru çıktı:
HDP cumhurbaşkanı adayı gösterecek mi?
Şimdilik hayır dedim; HDP aday çıkarmayacak…
İktidardaki telaşın nedeni de bu…