Tüm Emekli Sen Genel Başkanı Salman Hürkardeş: “İstinaf Mahkemesi kararıyla 13 milyon emeklinin sendika kurma hakkı kazanılmış oldu.”
“DİSK/Emekli Sen ve diğer dernek ve grupları kucaklayabilecek, birleştirebilecek şekilde birlikte mücadele vermemiz gerekir.”
Halit Elçi
Yeni1Mecra olarak Tüm Emekliler Sendikası (Tüm Emekli Sen) Genel Başkanı Salman Hürkardeş ile emekliler sendikası kurma, örgütleme hakkını tanıyan İstinaf Mahkemesi kararını, Sendika’nın örgütlenme çalışmalarını, DİSK/Emekli Sen ve diğer emekli örgütlenmeleri ile birliğin sağlanması konularını konuştuk.
Daha önce Sendikanız hakkında kapatma davası açılmış, bu yönde karar da çıkmıştı. Ancak İstinaf Mahkemesi’ne yaptığınız itiraz üzerine Mahkeme, işkolu esası dışında da sendika kurulabileceğine, dolayısıyla Sendikanızın çalışmasını sürdürmesinin yasalara aykırı olmadığına karar verdi. Bu hukuki süreç nasıl işledi?
Bu tabii uzun hikaye… Emeklilerin sendikalaşması, örgütlenmesi 1995 yılında başlar. DİSK’e bağlı olarak sendika örgütlendiğinde 2007’lerde kapatma davaları açıldı. En sonunda iç hukuk yolları tükenince Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) gidildi. AİHM de en son kapatma kararını onayladı.
Bunun üzerine DİSK’e bağlı sendika kapatıldı. Bunun ışığında biz 2017 yılında 20 Şubat tarihinde yeniden sendikamızı kurduk ve örgütlendik. Normal prosedürü tamamladık, sendikalar masasına, Valilik’e gittik… Derken, 1 ay içinde dosyamız Valilik makamınca bize iade edildi.
Gerekçesi şu: Yasada yer alan, sendikaların “işçi-işveren” ilişkileri üzerinden kurulabileceğine dair ifadeye dayanarak “Sizin bir işvereniniz yoktur, işyeriniz yoktur” gibi gerekçelerle sendika kuruluşumuzu reddettiler.
‘Uluslararası sözleşmelere dayanarak itirazımızı yaptık’
Biz de, Anayasa’nın 90. Maddesi ve 17. Maddesine dayanarak, uluslararası sözleşmelere dayanarak -bu uluslararası sözleşmelerin altına Türkiye Cumhuriyeti imza atmıştır- itirazımızı yaptık. Bunların ışığında Ankara İdare Mahkemesi’ne dava açtık. Avukatımız Sayın Cemalettin Gürler tarafından bu dava takip edildi.
İdare Mahkemesi bizim haklı olduğumuza karar verdi. Emekliler sendika kurabilir, dedi. Biz yolumuza devam ettik, mücadelemize devam ettik.
‘Tek celsede, 1-2 dakikada kapatma kararı verdiler’
En sonunda araya pandemi, kovid-19 girdi… Ankara Valiliği yeniden bu karara itiraz etti. İş Mahkemesi’ne dava açtı. İş Mahkemesi’nde pandemi nedeniyle duruşma yapılamadı, 30 Eylül’e ertelendi.
30 Eylül’de, 1-2 dakikada, tek celsede Sendikamızın kapatılması ve faaliyetlerinin durdurulması yönünde karar verdi Mahkeme… Yargı yolu açık olmak üzere…
İstinaf’dan ‘Emekliler sendika kurabilir’ kararı çıktı
Bunun üzerine biz yeniden değerlendirme yaptık. Avukat arkadaşımız bir savunma dosyası hazırladı ve İstinaf Mahkemesi’nde dava açtı. En sonunda İstinaf Mahkemesi, uluslararası sözleşmelere dayanarak, Türkiye Cumhuriyeti’nin orada imzasının olması nedeniyle, yine Anayasa’nın 90. ve 17. Maddesine dayanarak “Emekliler sendika kurabilir” şeklinde karar verdi.
Böylece 13 milyon emeklinin sendika kurma hakkı kazanılmış oldu. Örgütlenmemizin önündeki engeller aşılmış oldu. Tabii sevindirici bir olaydı, iyi bir karardı.
Bunun ışığında örgütlenme çalışmalarımızı devam ettiriyoruz. Bu mahkeme kararını da basınla, kamuoyuyla, örgütümüzle paylaştık. Bu konudaki çalışmalarımız devam ediyor.
Ama yasal süreç henüz tamamlanmadı, değil mi?
Evet. İdare yine itiraz ederse Yargıtay yolu var, o olmazsa Anayasa Mahkemesi var… İç hukuk yolları tükendiğinde tekrar AİHM’e gidilmesiyle süreç işleyecektir. Ama umuyoruz ki İstinaf’ın bu kararına itiraz edilmez. O durumda sendikamız kesin olarak yasal temele oturmuş olacaktır.
Peki işin nasıl yürüyeceğini tahmin ediyorsunuz? Mevcut sendikalar işkolu esasına göre kuruluyordu şimdiye kadar. Mahkeme demiş oldu ki, işkolu esasına göre kurulması gerekmez. Ama bundan sonraki süreç ne olacak? Mesela bir yasa mı çıkması gerekecek, yeni durumu karşılamak üzere?
Biz bu konuda görüşmeler yaptık. Emeklilerin hem ekonomik-demokratik hakları hem de örgütlenme hakkının yasalaşması noktasında dosyalarımızı hazırladık. Bu dosyaları biz parlamentoda temsil edilen tüm partilere takdim ettik… Ayrımsız gayrımsız, CHP’ye, HDP’ye, İyi Parti’ye tüm partilere gittik. Parlamentoda olmayan siyasi partilere de gittik, dosyamızı paylaştık. “Emekliler sendika kurabilir” diye iki cümlelik bir statü yazısının da çıkması gerekiyor, ki tam olarak resmileşsin sendika.
‘Sendikanın yasal zeminini oluşturmak için çalışma yapılıyor’
Bu yasanın tabii ki çıkması gerekiyor. Bu noktada CHP’den milletvekillerinin çalışması var; bunun genel kurula indirilmesi yönünde hazırlıklar var. Ama ne kadar çalışma yaparsanız yapın, çoğunluk AKP ve Cumhur İttifakı’nda olduğu için, parlamentodan geçmesi matematiksel olarak çok zor. Ancak onlar kendileri isterlerse çıkabilir böyle bir yasa.
Burada önemli olan, 13 milyon emekli olarak gerçekten kitleselleşerek bu demokrasi mücadelesini, hak alma mücadelesini genişleterek kamuoyu baskısını oluşturabilirsek tüm bileşenlerimizle birlikte, bu yasanın çıkması zorlanabilir. Bu konudaki demokratik mücadelemiz devam ediyor.
İstinaf Mahkemesi kararının bir etkisini gördünüz mü? Faaliyetlerinizde veya örgütlenme çalışmanızda?
Tabii. Daha önce İş Mahkemesi’nin kapatma kararı vermesi, sendikanın yasal durumunun belirsizliği insanlarımızı etkiliyordu. Ama İstinaf Mahkemesi’nin böyle lehimize karar vermesi son derece moral verici oldu, sevinçle karşılandı, motivasyon sağladı. Örgütlenmemiz daha da hızlandı. Sendikamız emekli kamuoyunda daha da çok rağbet görmeye başladı. O nedenle şu anda üye örgütlenmemiz seri biçimde devam ediyor.
Kaç ilde örgütünüz var?
Biz şu anda 110 il ve ilçede örgütlüyüz. 40’a yakın kurumsallaşan şubemiz var. Ege’de, Marmara’da, İstanbul’da, Ankara, İç Anadolu… Biz genel anlamda örgütlüyüz.
Demokratik kamuoyunda etkili olan iki emekli sendikası var. Biri sizin sendikanız, bir de DİSK/Emekli Sen var. Onun da bir gücü var. Demokratik ve sol kamuoyunda şu beklenti var: Niye bu sendikalar birleşmiyor? Sendika olarak sizin bu konudaki görüşünüz nedir?
Bizim bu konudaki görüşümüz başından beri şu: Biz birlikten yanayız. Bunu laf olarak, ya da teorik olarak söylemiyoruz; hayatın içinde de yaşatmaya ve yaşamaya çalışıyoruz.
Şimdi zaten bölünmüşlük, parçalanmışlık gerçekten bir sonuç getirmiyor. 13 milyon emekli diyoruz… 13 milyon emeklinin en azından yüzbinlerin, hatta birkaç milyonunun örgütlenmesi gerekir. Emeklilerin insanca yaşam koşullarının sağlanması gerekir. Bir de sadece biz değiliz… Bu ülkede ekonomik kriz nedeniyle, demokrasi ve özgürlükler konusunda bir sürü sıkıntı yaşıyoruz. En azından tam bağımsız bir Türkiye, demokratik bir Türkiye’nin yollarını açmak, en azından çocuklarımıza, torunlarımıza iyi bir gelecek, iyi bir Türkiye bırakmak için mücadele ediyoruz.
‘DİSK’e üyelik talebinde bulunduk, cevap alamadık’
Bu mücadele birlikten geçiyor. Dolayısıyla bizim bu konuda, kurulduğumuz günden itibaren, hem Başkanlar Kurulumuz hem Genel Kurulumuzun kararlarıyla tutumumuz açıktır. Biz DİSK’e yazımızı yazdık. DİSK’e üyelik talebinde bulunduk. Ama bugüne kadar bir cevap alamadık.
Bu konuda, birleşme konusunda çalışmalar devam ediyordu, çok somut, elle tutulur bir sonuç çıkmasa da… Pandemi süreci de araya girdi…
‘Talebimiz birlikte mücadele etmektir’
DİSK/Emekli Sen hakkında da dava sürüyor, kapatıldılar, tekrar açıldılar. 16 Şubat’ta duruşmaları var. Umarım onlar hakkında da kapatma kararı çıkmaz- Sonuçta tabii ki biz örgütlülüğü savunuyoruz. Bizim DİSK/Emekli Sen veya başka gruplarla, -dernekler, çevreler de var- bir sıkıntımız yok. DİSK/Emekli Sen, ve diğer dernek ve grupları kucaklayabilecek, birleştirebilecek şekilde birlikte mücadele vermemiz gerekir.
Biz ne kadar örgütlenmeyi büyütürsek, umudu büyütmüş olacağız. Bu konudaki çalışmalarımız devam ediyor. Talebimiz de budur; birlikte mücadele etmektir.
Yeni1Mecra