İHD ve TİHV, Konya’da Dedeoğlu ailesine yönelik ırkçı saldırıyı kınayarak, etnik kimliklerinin ailenin maruz kaldığı önceki saldırıların başlıca gerekçesi olduğuna işaret etti.
Açıklamada, “Hal böyleyken, yetkililerinin gerekli koruma tedbirlerini almamaları affedilemez bir sonuca yol açmıştır.” denildi.
İnsan Hakları Derneği ve TİHV, Konya’nın Meram ilçesinde dün Dedeoğlu ailesinden 7 kişinin katledildiği saldırıya ilişkin ortak yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, silahlı saldırı sonucu 7 kişinin yaşamını yitirdiği, ailenin bulunduğu evin ateşe verilerek yakıldığı hatırlatıldı.
‘Korunma kararına rağmen Dedeoğlu ailesi korunmamış’
Dedeoğlu ailesinin 12 Mayıs’ta 50-60 kişilik bir grubun ırkçı saldırısına uğradığı, saldırıda 6 kişinin yaralandığının anımsatıldığı açıklamada, “Saldırganlardan bazıları kısa süreliğine tutuklanıp ardından serbest bırakılmıştı. Alınan koruma kararlarına rağmen Dedeoğlu ailesi maalesef korunmamış ve 7 kişinin öldürüldüğü korkunç bir katliam yaşanmıştır. Dedeoğlu ailesine baş sağlığı diliyor, bu kaygı ve dehşet verici ırkçı saldırıyı en sert şekilde eleştiriyor ve kınıyoruz.” denildi.
‘Irkçı saiklerle hareket edildiğine dair kanaatleri güçlendiriyor’
Dedeoğlu ailesinin Kars’tan Konya’ya göç etmiş bir Kürt aile olduğunun belirtildiği açıklamada, fail ya da faillerin henüz tespit edilememiş olmasına karşın Dedeoğlu ailesine yönelik daha önceki saldırılarda kullanılan söylem ve eylemlerin bu katliamda da ırkçı saiklerle hareket edildiğine dair kanaatleri güçlendirdiğine vurgu yapıldı.
‘Koruma tedbirlerini almamaları affedilemez bir sonuca yol açtı’
Etnik kimlikleri ailenin maruz kaldığı önceki saldırıların başlıca gerekçesi olduğuna vurgu yapılan açıklamada, “Dolayısıyla basit bir husumetin böylesi bir katliamla sonuçlanmasını başka türlü izah etmek mümkün görünmemektedir. Hal böyleyken, yetkililerinin gerekli koruma tedbirlerini almamaları affedilemez bir sonuca yol açmıştır. “
Açıklamada, Konya Emniyet Müdürü’nün, Hrant Dink cinayeti davasında kusuru olan kişilerden biri olarak yargılanmış olmasının da oldukça manidar olduğuna işaret edildi.
Bir yıl önce yaptıkları ortak açıklamada bu kaygı verici gelişmeye işaret edilerek, siyasal iktidarı ve tüm toplumu şiddeti durdurmaya davet ettiklerinin belirtildiği açıklamada, özellikle de HDP üzerinden yükseltilen nefret dilinin, başta Kürtler olmak üzere inançları, cinsiyetleri, cinsel yönelimleri, siyasal görüşleri farklı olduğu için ötekileştirilen tüm kesimleri saldırılara açık hale getirdiği kaydedildi.
İktidara nefret söyleminden vazgeçmesi çağrısı
Siyasi iktidarı bir kez daha ayrımcı ve nefret içerikli söylem ve politikaları terk etmeye ve toplumsal barışa daha fazla zarar vermemeye davet edilen açıklamada, şöyle denildi:
“Bunun ilk adımı da Konya’nın Meram ilçesinde yaşanan bu elim olayı bir an önce aydınlatmak olmalıdır. Bunun için ivedilikle tarafsız, şeffaf ve etkin bir şekilde soruşturma yürütülmeli, ırkçı nefret saldırılarına maruz kalabilecek tüm kişi ve gruplar kağıt üzerinde değil gerçekten koruma altına alınmalıdır.”
‘Herkesi ortak tutum almaya davet ediyoruz’
Barışçıl bir arada yaşam iradesine sahip çıkmanın aynı zamanda yurttaşların da sorumluluğu olduğunun hatırlatıldığı açıklamada, “Dolayısıyla demokrasi, barış ve insan haklarından yana olan herkesi ortak tutum almaya, ayrımcılığa, nefret söylemine ve şiddete hayır demeye davet ediyoruz.” diye kaydedildi.
Açıklamada, ayrıca oluşturulacak bir heyetle en kısa zamanda Konya’nın Meram ilçesine giderek gerekli inceleme ve gözlemlerde bulunulacağı belirtildi.
Yeni1Mecra