YENİ1MECRA – Evrensel gazetesi Yazarı Ender İmrek’in yeni kitabı “Şafakta Buluşuruz” raflardaki yerini aldı. İmrek sosyal medyadan kitabını Barış Akademisyenlerine ithaf ettiğini duyurdu.
Dipnot yayınlarından bu hafta çıkan Şafakta Buluşuruz İstanbul kitap fuarında yerini aldı. Kitabını twitter üzerinden Barış Akademisyenlerine ithaf ettiğini açıklayan İmrek, 10 Kasım günü İstanbul kitap fuarında Dipnot standında okuyucuyla imza gününde buluşacak.
‘Yakın dönem romanı‘
Kitaba dair yeni1mecra’ya konuşan İmrek, “Şafakta Buluşuruz, bir ‘darbe gecesi’ romanı aynı zamanda. 15 Temmuz gecesi yani… Darbeciler ya da hükümet, kim başarırsa başarsın, zararı halkın, emekçilerin, demokrasi mücadelesindeki güçlerin çekeceğini öngörmek zor değildi. O geceyi dışarıda geçirdim. Sonra yazmaya karar verdim. Önce bir öyküydü, giderek kapsamı genişledi. 3 yılda tamamladım. Ortaya, hiç de hoş geçirmediğimiz yılların yaşandığı kapsamlı bir yakın dönem romanı çıktı” dedi.
‘Barışta ısrar ettiler, sorumluluk üstlendiler‘
İmrek, romanını KHK ile ihraç edilen Barış Akademisyenlerine ithaf etti. Buna ilişkin de konuşan İmrek şunları söyledi: “Romanı üniversiteden atılan akademisyenlere ithaf ettim; çünkü büyük bir saldırı dalgasına karşı çok sağlam durdu hocalarımız. Toplumsal bir sorumluluk üstlendiler. Dayanışma gösterdiler. Barışta ısrar ettiler. Romanda, üniversiteden atılmış bir hoca, bir grup aydın ve iki işçi var. Zor koşullarda olduklarına bakmadan, İran’daki rejimden kaçan, sınır boylarını geçerken karısını kaybetmiş, tanımadıkları bir profesöre ve yaralı kızına yardım için çırpınıyorlar. Yardım dediğim de öyle az buz şey değil. Her an tutuklanma tehlikesi altında yapıyorlar bunu. Şafakta Buluşuruz zor yılların romanı… Yazarken ilham kaynağım üniversiteden atılmış olan Zamir Hocaydı.”
Kitap hakkında
Dipnot yayınlarından bu hafta raflara giren Şafakta Buluşuruz, Türkiye’nin çok yakın geçmişinde yaşanan siyasal/toplumsal olayların bir grup aydının kişisel serüvenlerindeki izdüşümünü deşeleyen bir roman. Kimileyin yorulup ümitsizliğe kapılsalar da insan olmaktan hiçbir koşulda vazgeçmeyen bu aydınların yolu İran’daki molla rejiminden kaçan Farzad ve kızıyla kesişir. Bu kıran ikliminde verdikleri mücadeleye bu kaçaklara yardım etme görevi de eklenir. Ama hesaplamadıkları bir şey vardır: Onca toz duman arasında bir de bütün karanlık noktalarıyla o ‘boyalı gece’ çöreklenecektir memleketin üstüne.
Ender İmrek, görünenin ardındaki gerçeği olanca çıplaklığıyla sergilemesine yardımcı olan sağlam bir dünya görüşünden ve tarihsel bilinçten beslenerek kaleme aldığı bu romanında karakterlerini kanlı canlı kılmada, ayrıntıları ustaca kullanmada, atmosfer yaratmada sergilediği başarıyla göz dolduruyor; sözünü sakınmaksızın politik roman türünün yetkin bir örneğini veriyor.