HDP Grup Başkanvekili Beştaş, İnfaz Yasa Teklifine ilişkin Meclis’te yaptığı basın toplantısında “Hayat cezaevine sığmaz. Hukukun üstünlüğü herkes için uygulanmalıdır. Düşman hukuk değil insancıl hukuk istiyoruz. İnsancıl hukuk herkes için eşit muamele yapılmasını emreder.” dedi.
Milletvekilleri toplantının ardından Meclis bahçesinde yaptıkları yürüyüşle İnfaz Yasa Teklifini protesto etti.
HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, İnfaz Yasa Teklifine ilişkin Meclis’te basın toplantısı düzenledi. Toplantıya katılan HDP’li milletvekilleri, tutuklu siyasetçilerin, gazetecilerin ve hasta tutukluların fotoğraflarını taşıdı. Toplantıda sosyal mesafe korundu. HDP Grup Başkanvekili Beştaş, partilerinin tasarıya yönelik eleştirilerini ve önerilerini dile getirerek, yaşam ile ölüm arasında çok ince bir sınırın olduğu bu günlerde halkın vekilleri olarak bu basın toplantısını yapmayı uygun bulduklarını söyledi.
‘Kulp’taki saldırıyı kınıyoruz’
Basın toplantısına başlamadan önce bugün Kulp’ta meydana gelen ve 5 kişinin yaşamını yitirdiği saldırıyı kınadıklarını belirten Beştaş, “Kim yaparsa yapsın halkın yaşam hakkına yönelik, yaşam hakkını ortadan kaldıran bu filleri kabul edilemez bulduğumuzu ifade etmek istiyorum.” dedi. İnfaz Yasa Teklifi görüşmelerinin dün geneli üzerindeki konuşmalarla başladığını hatırlatan Beştaş, şöyle konuştu:
“Aslında bizim baştan beri itirazımız bu yasanın normal zamanda Meclis gündemine gelmemesinedir. Korona günlerinde yaşam hakkının herkes için büyük bir risk altında olduğu günlerde geliyor ve cezaevlerinin tarihin en büyük doluluk oranı yaşadığı bir dönemde geliyor.”
‘Hayat eve sığar derken hayat cezaevine sığmaz diyoruz’
“Evde kal” çağrılarının toplumun her kesimine yapıldığını ifade eden Beştaş, “Biz de yapıyoruz. Çünkü bu dönemde virüse yakalanmamanın en önemli yöntemlerinden biri izolasyon ve temasın olmamasıdır.” dedi. “Evde kal” derken “cezaevinde kal” sloganını asla kabul edemeyeceklerini ifade eden Beştaş, şöyle konuştu:
“‘Hayat eve sığar’ derken ‘hayat cezaevine sığmaz’ diyoruz.’ Çünkü cezaevlerinde 50-60 kişi aynı koğuşta ve hiçbir tedbir olmadan bir arada yaşamaya mecbur durumda. ‘Hayat cezaevine sığmaz’ ve hukukun üstünlüğü herkes için uygulanmalıdır. Düşman hukuk değil insancıl hukuk istiyoruz. İnsancıl hukuk herkes için eşit muamele yapılmasını emreder.”
‘Milyonlarca insan her an bir ölüm haberiyle karşılaşabilir’
Bu dönemde bu yasa tasarısının toplumsal barışa ve kutuplaşmayı engelleyecek bir rolü olduğunu belirten Beştaş, “Ancak bu tasarı birleşme, barış, kardeşlik değil kutuplaştırmayı çok ciddi bir şekilde sağlayacak bir tasarı niteliğinde. Bu tasarı sadece, içerideki yüzbinleri değil dışarıdaki milyonları da etkiliyor. Her bir tutuklunun ya da hükümlünün ailesinin, çevresiyle birlikte düşünürsek, şu anda asgari milyonlarca insan, yüzbinlerce insan yüreği ağzında her an bir ölüm haberiyle karşılaşabilir.” diye konuştu.
‘AKP ve küçük ortağı siyasi tutuklu yok diyor’
“Siyasi mahpuslar” dediklerini ancak AKP ve küçük ortağının “Siyasi tutuklu yok” dediğine işaret eden Beştaş, “Hayır bunu bir adım ileri götürelim. Siyasi tutuklu değil ama siyasi rehineler de var tutukluların yanında. AKP politikası, tam olarak kendisine muhalif olanları rehin siyasetiyle içeride tutmaya devam ediyor.” dedi.
‘Rehine politikası toplu katliamlara imza atmak anlamındadır’
Bu durumu “rehine politikası” olarak değerlendiren Beştaş, “Bugün dünya büyük bir felaketle karşı karşıyayken; afet, salgın, mücbir sebep varken, bu rehine politikasına devam etmek toplu katliamlara imza atmak anlamına gelecektir.” diye konuştu. Cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlülerin iki şekilde “rehine” olduklarını belirten Beştaş, “Bir AKP siyasetinin rehineleri durumundalar bir de COVID-19’un rehineleri durumundalar. İkisine karşı da bu haksızlığı, hukuksuzluğu asla kabul edemeyiz.”
‘Cezaevinde ilk ölüm yaşandı’
Samsun Bafra Cezaevi’nde 3 yıldır tutuklu bulunan 70 yaşındaki Mehmet Yeter’in Covid-19 tanısıyla yaşamını yitirdiğini söyleyen Beştaş, Yeter’in cezaevinde çıkan korona salgını nedeniyle yaşanan ilk ölüm olduğunu belirtti. Beştaş, “Bu ölüm değil cinayettir.” dedi.
‘Şu anda cezaevlerinde ölüm kol geziyor’
Covid-19 tanısı konan başka tutuklular da olduğunu belirten Beştaş, “Cezaevlerinde ölüm kol gezerken biz burada kimi affedebileceklerini tartışıyoruz. Dün de ifade ettik önümüze gelen yasa bir özel af yasası tasarısıdır.” diye konuştu.
‘Kimler çıkacak bu yasayla?’
“Peki kimler çıkacak bu yasayla?” diye soran Beştaş, şöyle konuştu: “Çorlu Katliamı sanıkları serbest bırakılacak ama Ahmet Altan içeride kalacak. Soma’da 301 madenciyi katledenler serbest kalacak ama gazeteci Aziz Oruç cezaevinde olmaya devam edecek. Ermenek’te 18 madenciyi öldürenler serbest kalacak ama Sebahat Tuncel cezaevinde kalmaya devam edecek. Gezi’de Ali İsmail’i Berkin’i öldürenler serbest kalacak ama Figen Yüksekdağ cezaevinde kalmaya devam edecek. Aladağ’da 11 kız çocuğunun ölümüne sebep olanlar serbest kalacak ama İdris Baluken içeride kalmaya devam edecek. Berfin Özek’in yüzüne kezzap atan saldırgan, 13 yıl ceza almıştı, serbest kalacak ama Selahattin Demirtaş siyasi düşünceleri sebebiyle içeride kalmaya devam edecek.”
‘Kadınları katleden, tecavüz eden saldırganlar hiçbir tedbir alınmadan salıverilecek’
Kamuoyunu yanıltmaya yönelik açıklamalar olduğuna işaret eden Beştaş, şunları kaydetti: “İnfaz paketinde 53’üncü maddeye son dakika yapılan eklemelerle izinli sayılacak kişiler arasına cinsel suçlar ve kasten öldürmeden mahkum olanlar da eklendi ve infaz süreleri düşürüldü. Bu çok önemli bir şey. Şu anda korona salgını sebebiyle evde aile içi şiddete maruz kalan, binlerce kadını döven, katleden, tecavüz eden saldırganlar hiçbir tedbir alınmadan tekrar aynı eve gönderilecek. İşte bu konuda biz Münevver Karabulut’u hatırlatmak istiyoruz. Faili Cem Garipoğlu intihar etmemiş olsaydı bu durumda o da izinli olacaktı ve evine gidecekti.”
Çok vahim bir tabloyla karşı karşıya olduklarını kaydeden Beştaş, “Bu bu tabloda bu özel affın 360 oranıyla, vekil sayısıyla kabul edilebileceği çağrımızı Meclis’te her an ifade etmeye devam edeceğiz.” dedi.
Milletvekilleri infazda eşitlik için yürüdü
Açıklamanın ardından milletvekilleri Meclis bahçesinde hapishanedeki gazeteci, yazar ve siyasetçilerin fotoğraflarıyla yürüyüş yaptı. Milletvekilleri “İnfazda eşitlik istiyoruz”, “Ölüme değil yaşama yasa”, “Eşit infaz haktır, engellenemez”, “Kadına gerçek koruma” sloganlarını attı. Kadın vekiller eylem sırasında zılgıt çekti.
Milletvekillerinin taşıdığı fotoğraflar arasında; HDP’nin önceki dönem eşbaşkanları Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ dahil milletvekilleri ve belediye eşbaşkanları, yazar Ahmet Altan, iş insanı Osman Kavala, gazeteci Barış Terkoğlu’nun fotoğrafı yer aldı.