Saadet Partisi Genel Başkanı Karamollaoğlu, kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddetin önlenmesine yönelik Türkiye’nin tarafı olduğu “İstanbul Sözleşmesi”ni hedef aldı.
Karamollaoğlu, kadının şikayetiyle erkeğin evden uzaklaştırılmasına razı gelemeyeceklerini belirterek, bunun “adaletsizlik” olduğunu iddia etti.
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, partisinin Balgat’taki eğitim merkezinde gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Manisa’nın Soma ilçesinde 6 yıl önce 301 işçinin hayatını kaybettiğini hatırlatan Karamollaoğlu, işçilerin ailelerine başsağlığı ve sabır diledi.
Karamollaoğlu, yeni tip koronavirüs salgının etkisinin devam ettiğini belirterek, vaka sayılarındaki azalışın umutlarını arttırdığını söyledi. Karamollaoğlu, “Eğer biz bu adımları atarken dikkatli olmaz ve yanlış yerlerden başlarsa o zaman pişmanlık duymak bize fayda getirmez.” diyerek, esas olanın Bilim Kurulu’nun tarafsız karar verebilmesine zemin hazırlamak olduğunu belirtti.
Karamollaoğlu, “Ekonomide gidişat hiç açıcı değil.” diyerek, hala belediyelerin yardımlarının engellendiğini ifade etti. Karamollaoğlu, “Allah’tan korkun ya. Böyle çifte standart olur mu? Muhalif belediyelerin hesaplarına el konuluyor. Maaşlarına ödemelerine fırsat verilmiyor. İktidar maliyeden gidecek paralara, iller bankasından gidecek paralara el koyuyor. Bu mantık doğru değil.” diye konuştu.
Türkiye’de ekonomik, politik ve sosyal alanda gerginlik oluşturulmaya çalışıldığını ifade eden Karamollaoğlu, “Son zamanlarda bir ihtilal meselesi ortaya atıldı. Ben böyle bir şeyin olma ihtimalini görmüyorum.” dedi.
‘Kadının şikayetiyle kocasının evden uzaklaştırılmasına razı gelemeyiz’
Karamollaoğlu konuşmasının devamında, Türkiye’nin taraf olduğu ve İstanbul’da imzalandığı için “İstanbul Sözleşmesi” olarak anılan, “Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi”ni hedef aldı.
Karamollaoğlu, sözleşmede kadının şikayetiyle erkeğin evden uzaklaştırılmasına razı gelemeyeceklerini belirterek, bunun “adaletsiz” olduğunu iddia etti. Sözleşmenin aileyi korumadığını öne süren Karamollaoğlu, şunları savundu:
“Biz kadına şiddetin karşısındayız biz öyle bir inanca sahibiz ki cennet annelerin ayakları altındadır buyrulmuştur. Bu sebeple biz kadına en büyük değeri vermek zorundayız. Ama siz bir sözleşme düşünün beyiyle alakalı en ufacık bir şikayette bulunduğu takdirde kocasının ifadesi dahi alınmıyor, evinden uzaklaştırılıyor. Buna razı gelemeyiz bu adalet değil, bu aileyi korumaz. Unutmayınız aileyi korumak toplumu korumaktır.”
Karamollaoğlu, “Kimse toplum yapısını bozacak bir anlayışı hakim kılmaya çalışmamalıdır.” diyerek, isim vermeden sözleşmeyi savunanları toplumun yapısını bozmakla suçladı.