Dedeoğulları ailesinin katledilmesiyle ilgili tutuklanan 10 kişi, emniyette ve savcılıkta çelişkili ifadeler verdi.
İşsiz olan eşinin yönlendirilmiş olabileceğini söyleyen katil Mehmet Altun’un eşi Zehra Altun, savcılıkta ifade değiştirerek, Altun’un çalıştığını söyledi.
Konya’nın Meram ilçesinde 4’ü kadın 7 kişinin katledilmesinin faili Mehmet Altun, katliamdan 6 gün sonra tutuklandı. Mezopotamya Ajansı (MA), Konya Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınan ve daha sonra tutuklanan Ali Keleş, Ayşe Keleş, İbrahim Altun, İbrahim Keleş, Ali Çalık, Ramazan Çalık, Veli Keleş, Yahya Çalık, Zehra Altun ve İsmahan Altun ile olay yerine ilk ulaşan görgü tanıklarının ifade tutanaklarına ulaştı.
Whatsapp grubu
Aile arasında hukuki süreci takip etmek için kurulan Whatsapp grubunda Veli Keleş ve eşi Fadimana Keleş, Ayşe Keleş’in oğulları Ali Keleş, İbrahim Keleş, Ramazan Çalık, Ali Çalık ile Yahya Çalık ve eşi Şerife Çalık’ın yer aldığı öğrenildi.
Ayşe Keleş aradı
Yahya Çalık, emniyet ifadesinde olay günü tarlada olduğunu, silah seslerini duyduğunu ve çevredekilerin “Siz burada durmayın sizden bilirler” sözü üzerine evine gittiğini iddia etti. Çalık, daha sonra baldızı Ayşe Keleş’in oğlu Ali Çalık’ı aradığını ve “Ayşe Keleş aradı ve enişte bizim evi basmışlar, kapı ve camı kırmışlar, mısırların yolundan bizi karşıla” ifadelerini kullandığını söyledi. Çalık, “Ben de onu ikametime kabul ettim. Ardından Ayşe Keleş’in telefonundan polisi arayarak yardım istedik” dedi.
Annesinin yanına gitti
Ayşe Keleş’in oğlu İbrahim Keleş de emniyet ifadesinde olayı mahalleden arkadaşlarının haber vermesiyle öğrendiğini, annesinin aramasının ardından eniştesi Yahya Çalık’ın evine gittiğini söyledi.
Şüpheli Ramazan Çalık ise Ali Çalık isimli amcasının oğlunun akşam 18.00-19.00 saatleri kendisini aradığını söyleyerek, “Dedeoğulları’nın evinin önünde itfaiye, ambulans ve polis arabası var, haberin var mı ne oluyor diye sordu. Ben de haberim yok, ailemi arayıp sorayım dedim. Ahmet Keleş, dayımın oğlu olur. Dedeoğulları’nın komşusu oldukları için onları aradım. Bana onların evinin basıldığını, ölü ve yaralı olup olmadığını bilmediğini söyledi. Daha sonra saat 19.30 sıralarında abim Ali Çalık beni aradı. Çabuk, polisler bizim evde ifade vermek için seni bekliyorlar dedi” diye konuştu.
Kollukta ‘husumet’ savcıda ‘duyum var’
Akabinde eve geldiğini ve sonrasında ifade alınmak üzere emniyete götürüldüğünü aktaran Çalık, “Yaklaşık 10 yıl öncesine dayalı bir husumeti bulunmaktaydı. Husumet sebeplerini bilmemekteyim. Maktul aile ile bir ay öncesine kadar Mehmet Altun Ankara’dan gelmiş. Maktul aileden Barış Dedeoğulları elinde sopa ile Mehmet Altun’un kullanmış olduğu arabanın önüne geçerek, tartışma yaşamışlar. Arbedeye dönüşmeden iki taraf da ayrılıp evlerine dönmüşlerdi. Bundan sonra herhangi bir olay yaşanmadı. Keleş ailesi ile Dedeoğulları ailesinin kavgasından sonra aramızda husumet vardı” iddiasında bulundu.
Ramazan Çalık, savcılık ifadesinde ise “12 Mayıs’taki olayda ismim var ama suçum yok. Karakolda olaydan bir ay önce Mehmet Altun ile Barış Dedeoğulları arasında bir tartışma olduğunu söylesem de bu sadece duyuma dayalıdır. Ben böyle bir olay görmedim” beyanında bulundu.
Mehmet Altun’u tanımıyor!
Dedeoğulları’na yönelik 12 Mayıs’ta gerçekleşen saldırıda tutuklanan Lütfi Keleş’in yeğeni Ali Çalık ise ifadesinde, “Dayım ile eşi Ayşe Keleş cezaevine girmişler. Aynı olaydan dolayı, Veli Keleş isimli dayımın oğlu Ali Keleş de halen cezaevindedir. Ben de bu olaydan dolayı 20 gün cezaevine girdim ve çıktım. Maktul tarafı bu nedenle bilirim, kendileriyle bir husumetim yoktur… Aynı gün saat 18.00-19.00 sıralarında 8-10 el silah sesi duydum. Fakat nereden geldiğini ve ne olduğunu bilmedim. Düğün konvoyu olduğunu düşünmüştüm. Yaklaşık 10 dakika sonra dayımın eşi Ayşe Keleş’in tanımadığım tarım işçileri bizim tarlanın oradan geçerken, ‘Yaşar Dedeoğlunun evini yakmışlar. Silah atmışlar. Sizden bilirler, burada durmayın’ dediler. Yanımda annem, babam ve çocuklarım vardı. Biz de haber alınca evimize gittik. Olayın gerçekleştiği civarda oturan ve daha önce kavga olayını bilen arkadaşlarım beni arayarak, 6-7 kişinin öldürüldüğünü söyleyip bizim yapıp yapmadığımızı sordular. Benim konuyla bir alakam yoktur. Mehmet Altun’u tanımam.”
Hakaret iddiası
Katil Mehmet Altun’un yeğeni Ali Keleş ise Dedeoğulları’nın kendilerine küfrettiğini iddia ederek, “Annem (Ayşe Keleş) ve babam bu olayla alakalı olarak cezaevinde yattılar ve halen babam cezaevindedir (…) Mehmet Altun öz dayım olur. Bu yaşadığımız olayla bir alakası yoktur. Ancak kendisinin bu şahıslarla bir olay yaşayıp yaşamadığını bilmiyorum. Ancak tarihten yaklaşık 10 yıl kadar önce anneannem ile annem bahçede çalışırken, Yaşar Dedeoğulları isimli şahıs orada traktörle geçerken anneme hitaben … diye hitap etmiş. Annem evi arayınca dayım konuşulanları duymuş ve olaya müdahil olmuş. Ben bunları daha sonra öğrendim. Dayım daha sonra bu olaya sinirlenerek av tüfeği ile Yaşar Dedeoğulları’nın ikametine doğru havaya ateş etmiştir. Bu olay ile ilgili polise müracaat edilmiştir. Dayım Mehmet Altun ile Dedeoğulları ailesi arasında husumet buradan gelmektedir. Ancak o tarihten bu zamana kadar hiçbir şekilde olayın devamı gelmemiştir.”
Babası başka anlattı
Katil Altun’un babası İbrahim Altun ise husumetin 10 yıl önce eşine hakaret ettiği iddiasıyla yaşandığını ve sona erdiğini belirtti. Altun, “Husumetimiz devam etmiyordu. Ta ki bundan yaklaşık 2 ay önce damadım Lütfi Keleş ve kızım Ayşe Keleş ile aralarında kavga konusu meydana gelmişti. Bu olaydan dolayı damadım hala cezaevinde bulunuyor. Kızım da cezaevine girdi ve yaklaşık 15-20 gün önce cezaevinden çıktı. Gelinim bana haber verdikten sonra olayı duyan maktul tarafı ile damadımın aralarında husumeti bilenler beni ve eşimi arayarak, olayı damadımın tarafının gerçekleştirip gerçekleştirmediğini soruyordu” diye aktardı.
Katilin annesi İsmihan Altun, katledilen Yaşar Dedeoğulları’nın 10 yıl önce kendisine hakaret ettiğini ve mahkemelik olduklarını iddia etti. Davalık olmaları ve sonuçlanması ardından herhangi bir husumetleri olmadığını söyleyen Altun, “Mehmet Altun bayramdan 2 gün önce Ankara’dan geldi. 30.07.2021 günü sabah 09.00-10.00 sıralarında ikametimizin üst katında oturan oğlum Mehmet Altun’un evden indiğini gördüm. Nereye gittiğini sorduğumda iş arayacağını söyledi, yaya olarak evden çıktı ve tekrar gelmedi. Akşam saatlerinde olayın olduğunu öz kızım Ayşe Keleş ile telefonla konuşurken öğrendim” iddiasında bulundu.
‘Eve gelme ölenler var’
Silah sesleri gelmesinin ardından annesi Ayşe Keleş’in kendisini aradığını ve evlerinde bulunan güvenlik kamerasına bakmasını istediğini anlatan Ali Keleş, “Ben de internetten evin güvenlik kameralarına baktım. Ancak bir olumsuzluk göremedim. Daha sonra komşumuz İ.K. isimli şahıs beni aradı, ‘sakın eve gelme, eve baskın yaptılar. Dedeoğulları tarafından ölenler var’ dedi. Daha sonra annemi aradım ve nerede olduklarını sordum. Annem de bana ‘Eniştene geç, ben oraya geçiyorum’ dedi. Daha sonra beni polisler aradı kamera kayıtları için eve gelmemi söyledi. Ben de saat 20.00 sıralarında ikametime gittim. Polisler evde bekliyorlardı” ifadelerini kullandı.
12 Mayıs’taki saldırı
Ayşe Keleş’in eşinin kardeşi Veli Keleş, Dedeoğulları ailesinden Yaşar Dedeoğulları’nı tanıdığını belirterek, şunları öne sürdü: “Dedeoğulları isimli şahıslar ile 2021 yılının Ramazan ayında bir kavgamız olmuştur. Husumetimiz bu olaydan sonra başlamıştır… Kavgayı ayırmak istedim bu şahıslar bana da vurdular, beni darp ettiler, daha sonra bu şahıslar ile mahkemelik olduk bu olayla ilgili kardeşim Lütfi Keleş, eşi Ayşe Keleş, Yahya Çalık, Ali Çalık, Veli oğlu Ali Keleş ve ben ceza aldık ve cezaevinde kaldık. Ben 2 ay cezaevinde kaldım. Halen o olaydan dolayı Lütfi Keleş ve Ali Keleş cezaevindedir. Bu olaydan sonra Dedeoğulları ile bir olayımız olmamıştır. Çocuklarıma ve yeğenlerime bulaşmamaları hususunda nasihatte bulunurdum. Şahıslarla karşı karşıya gelmemek için biraderim Lütfi Keleş’in evine o olaydan sonra hiç gitmedim.”
Altun’un kız kardeşi Ayşe Keleş, olay günü ve saatinde tarlada olduğunu söyleyerek, şöyle devam etti: “Ben tarlada bulunurken, 5-6 el silah sesi duydum. Daha yanımızda bulunan işçilerden birinin kızı yanımda bulunan annesini aradı. Komşulara bahçede silah sıkan olmuş, ayrıca evde duman çıkıyor dedi. Yanımda çalışan kadınlar eve gitmek istedi, onlar yanımdan ayrıldı ben kızlarımla beraber tarlada kaldım. Yanımdan ayrılan kadın işçilerden H.A ve A. K. beni aradı, ‘Dedeoğulları’ndan ölenler olmuş, Ayşe sakın eve gelme senin evini basmışlar. Dedeoğulları’nın akrabaları senin eve baskına gelmiş. Sen sakın eve gelme, zarar görürsün’ dedi. Ben de kızlarımla birlikte Mısır tarlalarının içinden eniştemin oğlu Ali Çalık’ı aradım. Bizi tarlaya yakın yoldan alın biz size doğru geliyoruz, dedik. Daha sonra eniştem Yahya Çalık geldi bizi arabayla alarak, Konya merkeze biraz daha yakın evine gittik.”
Kardeşi Altun’un psikolojik sorunları olduğunu söyleyen Keleş, silahı olup olmadığına dair de “Silahının olduğunu tahmin ediyordum. Çünkü eşimle konuşurken sana bir silah alalım derdi” iddiasında bulundu.
Görgü tanığı: Şaşırmadı
Söz konusu Ayşe Keleş’in tarlasında bulunan H.A. isimli görgü tanığı, silah seslerinin ardından tarlada işini bıraktığını, Keleş’in devam ettiğini, sonrasında Keleş’i aradığını belirtti. H.A., Dedeoğulları ailesinin öldürüldüğünü söylediğinde ise Keleş’in “tamam gülüm” yanıtını verdiğini ve hiç şaşırma belirtisi görmediğini dile getirdi.
İki kez ortadan kayboldu
Katil Altun’un eşi Zehra Altun, ifadesinde eşinin uyku probleminden kaynaklı psikiyatri tedavisi gördüğünü öne sürdü. Altun, şöyle devam etti: “2014 ve 2018 yılı olmak üzere 2 kez maddi konular yüzünden kavga ettim, eşim bu kavgalardan sonra 10-15 gün kayıp oldu, ben Lalebahçe polis merkezine kayıp müracaatında bulundum, eşim daha sonra yol uygulamasında Trabzon Uzungöl civarında yakalandı. Bana durum bildirildi. Eşim daha sonra yanıma geldiğinde, görüştüğüm kendisinin bana kızarak Karadeniz bölgesi tarafında gezdiğini söyledi. Kredi borcu vardı bunu bahane etti. Karadeniz tarafında hiçbir akrabamız yoktur. Bana arabada uyuduğunu söyledi. Tarihten 3 yıl kadar önce de iş bulamadığı için eşim yine kayıp oldu. Bana Kocaeli iline çalışmaya gidiyorum dedi. Ben kendisine hiçbir şekilde ulaşamadım. Kaybolduktan 15 gün sonra beni gece yarısı aradı. Bana Toros dağlarındayım dedi. Nerede olduğumu bilmiyorum dedi ve telefonu kapattı. Daha sonra bana kendi başına silah dayamış halde bir resim gönderdi ve beni aradı. Sizi rüyamda gördüm, merak ediyorum, beni kabul ediyor musun, ediyorsan ben sabaha kadar gelmeye çalışacağım, gelmezsem başıma bir iş gelmiştir, dedi. O günün sabahı geldi.”
‘Çalışmıyordu ama ‘işe gidiyorum’ diyordu’
Altun, katil zanlısı Altun’un herhangi bir işte çalışmadığını ancak evden işe gidiyorum diyerek çıktığını, evin ihtiyaçlarını da karşıladığını aktardı. Altun’un ifadeleri şöyle: “Eşimin çeşitli araçlar kiraladığını biliyorum. Ankara ilinde olduğunu söylediği zamanlarda evime bir kere 34 plakalı Honda CİVİC 2018 marka bir araç trafik cezası geldi. Gelen cezada kiralayan Mehmet Altun yazıyordu. Eşimi arayıp bu araba kimin diye sordum o da bana çalıştığım iş yerinin dedi.
Nereden para bulduğunu bilmiyorum
Ankara ilinde çalıştığını söylediği iş yeri olan UPS Ankara bürosunu da aradım Mehmet Altun isimli çalışanın olup olmadığını sordum görevliler bana Mehmet Altun isimli çalışanlarının olmadığını söylediler. Ben yine eşimin işsiz olduğunu öğrendim ancak eşimin nereden para bulduğunu çalışmadığı halde evin ihtiyaçlarını nasıl karşıladığını bilmiyorum.
Olay yerine birileri gönderdi
Eşim Mehmet Altun Kurban Bayramından 2 gün önce yani 14.07.2021 gün Konya iline geldi ve Konya ilinde kalmak istediği için iş aramaya başladı. Eşim 30.07.2021 günü sabah saat 10.00 sıralarında iş aramak için evden çıktı belediye otobüsüne bindi. Elinde bir şey yoktu ve elinde de silah görmedim. Kendisi ile bir daha görüşmedim, rahatsız etmek istemedim. 30.07.2021 günü saat 19.00 sıralarında internetten Dedeoğullar isimli şahısların olayını öğrendim daha sonra eşimi aradım geç vakit olduğu için merak etmiştim ancak telefonuna ulaşamadım. Eşimle bu şahıslar arasında bir husumet yoktur. Polislerden eşimin bu cinayet olayını gerçekleştirdiğini öğrendim. Eşimin elinde poşetle olay yerine birileri tarafından gönderildiğini düşünüyorum.
Gizli konuşmalar
Çünkü olaydan bir ay önce Ayşe Keleş cezaevinden çıktıktan sonra ben yardım için Ayşe Keleş’in yanında tarlada çalışmaya başladım. Ben çalışırken, çalıştığımız yere eşi Lütfi Keleş’in kardeşi Veli Keleş geldi. Ayşe’yi benden uzaklaştırarak gizli konuşmaya başladılar. Bir saat baş başa konuştuktan sonra Veli, Ayşe’nin yanından ayrıldı. Ayşe bana gelerek Veli abim bana ‘senin kardeşlerin nerde hani Mehmet Altun nerde söyle sana destek olsunlar’ dediğini söyledi. Ben de Ayşe’ye benim eşim işsiz kendine yardımı yok dedim çalışmak zorunda dedim. Ayşe de bana ‘Mehmet’e lafım yok onun 3 çocuğu var’ dedi. Ben bütün bu olayları topladığımda Dedeoğulları ile arasında bir problemi olmayan eşimin bu olayı neden gerçekleştirdiğine anlam veremiyorum. Elinde bulunan poşeti kimler eşime verip olay yerine gönderdi. Ayrıca çalışmadığı halde bütün ihtiyaçlarımızı nasıl karşıladı, kullandığı araçları nasıl kiraladı, bütün bunlardan dolayı eşimin birileri tarafından yönlendirildiğini ve olayı azmettiren şahısların olabileceğini düşünüyorum. Ancak şüphelendiğim kimse yoktur, araştırılmasını istiyorum.
2018 yılında tabanca aldı
Eşim Mehmet Altun 2018 yılında bir tabanca aldı. Bana Ankara ilinden aldığını söyledi. Bulundurma ruhsatlı bir tabancası vardı yaklaşık bir kutu da mermi vardı ancak olay günü üzerine aldığını bilmiyordum. Ben üzerinde görmedim bilsem almasına engel olurdum. Olay olduktan sonra eşim de bana cevap vermeyince ben iyice şüphelenmeye başladım aklıma eşimin silahı geldi. Kabını kontrol ettiğimde eşimin silahının yerinde olmadığını silah kabının boş olduğunu gördüm. Eşimin bir adet de kurusıkı tabancası vardır ancak olay günü yaptığım kontrolde kurusıkı tabancanın evde olduğunu gördüm.”
Psikolojik rahatsızlığı yok
Altun, eşi Mehmet Altun’ın akıl sağlığı için de “Eşimin psikolojik rahatsızlığı yoktur” dedi. Failin eşi Zehra Altun, mahkemede verdiği savunmada, “Eşim kargoda çalıştığını söylüyordu. Ramazan Bayramı sonrası UPS kargoya girdi. Ankara’da 2 ay çalıştı, 2 aylık süreç içerisinde bir defa yanıma geldi. Kurban Bayramından sonra işi bırakıp geldiğini, işini buraya aldırabilirse aldıracağını, aldırmazsa istifa edeceğini söyledi” ifadesinde bulundu.
İfade değiştirdi
Ancak Altun emniyette verdiği ifadede failin UPS kargoda çalışmadığını öğrendiğini, çalışmadığı halde evin masraflarını karşıladığını ifade etmişti. Failin 2017 yılında İstanbul’a tatile gittikleri zaman araç kiraladığını söylese de emniyetteki ifadesinde, failin sıklıkla araç kiraladığını beyan ediyor.
Olayın ardından 5-6 kez aramış
Saldırgan Altun’un eniştesi Mehmet Güven, ifadesinde şunları söyledi: “En son 25 Temmuz Pazar günü akşam eşi Zehra ile birlikte benim eve geldiler. Bahçelerinden topladıkları sebzeleri apartmandaki komşularıma sattılar. İşsiz olduğu için çevremden kendisine iş bakıyordum. 27 Temmuz günü eşimle birlikte sebze toplamak için Mehmet ve kayınvalidemin oturduğu eve gittim. O gün Mehmet’i görmedim. Eşine sorduğumda yatıyor dedi. Yurtiçi kargo adliye şubesinin işletmecisi sanayiden müşterim olduğu için tanıyordum. Onunla Mehmet’in işi hususunda görüşmüştüm, o da gelsin konuşalım demişti. Ben de Mehmet’e telefon açarak bu durumdan bahsetmiştim ama o yarın gideriz diye beni oyaladı. 29 Temmuz günü kendisini tekrar bu iş için aradım, gidelim dedim. Bana sanayiden iş baktım onlar olmazsa en son çare senin dediğin yere gideriz dedi. 29 Temmuz Perşembe gününden sonra kendisi ile ne yüz yüze ne de telefonla bir daha görüşmedim. İnternetten olayı okudum. Dedeoğulları ile Mehmet Altun ve akrabalarının husumeti olduğunu bildiğim için ilk önce kendi hattımdan Ali Keleş’i aradım, bana pazarda olduğunu söyledi. Ondan sonra İbrahim Keleş’i aradım, o da pazarda olduğunu söyledi. Baldızım Ayşe Keleş’i aradım ama meşgul idi. İsmihan Altun’u aradım sizde bir şey var mı diye sorduğumda Mehmet gelmedi dedi. Ondan sonra yine kendi hattımdan Mehmet’i 5-6 kez aradım ama telefonu kapalı olduğu için görüşemedim.”
Birçok kez araç kiraladı
Altun’un aracını kiraladığı oto galeri sahibi, 29 -31 Temmuz arasında 800 TL karşılığında aracı kiraya verdiğini ve parayı peşin aldığını aktardı. Galeri işletmecisi, Altun’un ismini sisteme girdiğinde 2017 yılından bu yana birçok kez araç kiralaması yaptığını gördüğünü ve araç kiralama işini bildiğini düşünüp, güvenerek aracı kiraya verdiğini anlattı.
Saldırıdan 50 dakika sonra ulaşmış!
30 Temmuz’da 19.20 sıralarında Altun’un GPPS takip sisteminde hız yaptığını fark ettiğini ve aradığını anlatan galeri işletmecisi, “Alibeyhüyüğü köyü yolundan hadim istikametine geçtiğini ve bu ara çok yüksek hız yaptığını gördüm. Şahsı bana verdiği 0535.. numaralı hattını kullandığım … hattımdan aradım. Yüksek hızla gittiğini söyleyip hızını düşürmesini istedim. Ben bu şahısla konuştuğumda onun bulunduğu ortamdan başka bir kimsenin sesini duymadım. Mehmet Altun aracı kiralamaya geldiğinde elinde üzerinde reklam resimleri ve yazıları olan beyaz renkli bir poşet vardı. Poşet kabarık değildi. Şahsa ne iş yaptığını sorduğumda ‘Cam Plazada çalışıyorum’ demişti” ifadelerini kullandı.
Savcılık ifadeleri
Lütfi Keleş’in oğlu Ali Keleş, aile arasında 12 Mayıs’taki dava dosyasına dair herkese bilgi vermek için Whatsapp gurubu kurulduğunu anlattı. “Grubun amacı aile arasında hukuki sürece ilişkin haberleşmekti” iddiasında bulunan Keleş, grupta kendisinin de olduğunu anlattı.
Ayşe Keleş, savcılık ifadesinde “Aile arasında ben cezaevinden çıkmadan önce bir whatsapp grubu kurulmuş. Bu grubu büyük abimiz Harun Keleş’in kuyumcu olan oğlu Ali Keleş kurmuş. Bu grubun kurulma amacı hukuki gelişmeleri birbirimize haber vermekti” dedi.
Whatsapp’ı Keleş ailesi kurmuş
Savcılık ifadesinde katilin babası İbrahim Altun da emniyet ifadesini tekrarladı. Altun, “Benim aileler arasındaki husumetle ilgim yoktur. Esasen Mehmet’in de bu davalarla çok fazla ilgisi olmadı. (…) Aile arasında kurulan WhatsApp grubundan benim haberim yoktur” dedi. Ramazan Çalık, WhatsApp grubunda olduğunu belirterek, olayla ilgisinin olmadığını öne sürdü. Savcılık ifadesinde Ali Çalık, aile arasında kurulan WhatsApp grubunu dayısı Harun Keleş’in oğlu olan kuyumcu Ali Keleş tarafından kurulduğunu, kendisinin de cezaevinden çıktıktan sonra gruba dahil olduğunu anlattı. Saldırganın annesi İsmahan Altun da kollukta verdiği ifadeyi tekrar etti. İbrahim Keleş de WhatsApp grubunda olduğunu kabul etti. Keleş, 12 Mayıs’taki saldırıya dair hukuki süreci takip amaçlı aile arasında grubun kurulduğunu öne sürdü.
Görgü tanıkları
Ayşe Keleş’in tarlasında çalışan A.K., “Saat 18.30 sıralarında mahalleden silah sesleri duymaya başladık. Silah sesleri geldiğinde Ayşe Keleş hiçbir şey demedi. O da bize sordu bir şey mi var acaba diye, hal hareketleri normaldi. Hatta biz işi bıraktık o hala çalışıyordu. Daha sonra biz tarladan ayrıldık Ayşe Keleş çalışmaya devam ediyordu. H.A. yolda giderken evde küçük çocuğu olduğu için kızını aradı. Kızım yangın mı var bu duman ne diye sordu. Kızı da karşı komşuların evi yanıyor evlerinin önünde de insanlar var yerde dedi. Ben evin orda polisleri görünce Ayşe Keleş’i aradım. Karşı komşuların evi yanıyor, evin önünde de ölen insanlar varmış dedim. Ancak ben olay yerine gitmedim. Zaten polisler olay yerindeydi. Hatta Ayşe’ye ‘senin evinin camını kırmışlar sen eve gelme seni de linç ederler’ dedim çünkü oradaki kalabalık öyle konuşuyordu. Ben Ayşe’nin camlarının kırıldığını görmedim sadece kalabalığın konuşmasından bunları anladım” diye aktardı.
WhatsApp Grubunu kuran ve bilgi edinmek için ifadesi alınan Harun Keleş’in oğlu Ali Keleş, “Amcam Lütfi Keleş ile Dedeoğulları arasında 2021 yılının ramazan ayında bir kavga olayı oldu. Kavga olayından sonra amcam Lütfi Keleş, karısı Ayşe Keleş, Yahya Çalık, Veli Keleş tutuklandılar. Bu olaydan sonra bu şahısların çocukları benden avukat tutmam için yardım istediler. Ben de avukat tutmalarına yardımcı oldum. Daha sonra bu şahısların kalabalık olması sebebiyle herkese bilgi vermek yerine Whatsapp üzerinden bir grup kurup gelişmelerden buradan bilgi verdim. Kurmuş olduğum bu grupta tutuklu Veli Keleş’in hanımı Fadimana Keleş, tutuklu Lütfi Keleş’in oğulları Ali Keleş, İbrahim Keleş, tutuklu Yahya Çalık’ın oğulları Ramazan Çalık, Ali Çalık ve eşi Şerife Çalık ekliydi. Daha sonra cezaevinden çıktıktan sonra amcam Veli Keleş’i de ekledim. Avukattan aldığım gelişmeleri buradan yazdım. Avukatı ben buldum ancak ücretini amcamlar ödedi” dedi.
MA / Berivan Altan