KONDA’nın koronavirüs (Covid-19) salgınına ilişkin bilgi notunda, toplumun yüzde 97’sinin koronavirüs hakkında duyuma sahip olduğunu, yüzde 45’inin salgın hakkındaki resmi bilgilere inanmadığını belirttiği kaydedildi.
KONDA Genel Müdürü Ağırdır, karar verici pozisyonda olan abonelerine, “Güven ortamının sağlanması, şeffaflık, açıklık ilkelerinin esas alınmasının elzem olduğu hatırdan çıkarılmamalıdır.” dedi.
KONDA Araştırma ve Danışmanlık, koronavirüs (Covid-19) salgınına ilişkin 7-8 Mart tarihlerinde gerçekleştirdikleri saha çalışmasına ilişkin bilgi notu paylaştı. KONDA Genel Müdürü Bekir Ağırdır imzasıyla yayımlanan bilgi notunda, bu ayın temalarından birisinin de koronavirüs salgını hakkındaki bilgi ve pratikleri öğrenmek olduğu belirtildi.
‘Sağlık Bakanlığı’nın açıklamalarına katkısı olabilir’
Ağırdır, bu notu Sağlık Bakanlığı’nın açıklamaları ve gelişmelere karşı olası senaryo çalışmalarına katkısı olabileceği ön kabulüyle abonelerini acil bilgilendirme amacıyla yazdığını ifade etti.
‘Toplumun yüzde 97’si mesele hakkında duyuma sahip’
Çalışmanın bulgularına göre; Toplumun yüzde 97’si mesele hakkında duyuma sahip olduğunu, yüzde 86,5’inin virüsün nasıl yayıldığını bildiğini belirtti. Toplumun yüzde 85’i ise tedbir amaçlı neler yapılması gerektiğini bildiğini kaydetti. Ağırdır, “Fakat bilindiği halde pratiklerde gerekli şeyleri yapanların oranı ise yalnızca yüzde 55’dir.” dedi.
Toplumun yüzde 45’i ilgili kurumların doğru bilgi verdiğine inanmıyor
Ağırdır, bulgularına göre toplumun yüzde 45’inin Sağlık Bakanlığı ve devlet kurumlarının bu virüse karşı yeterli önlem aldığına inandığını belirtti. Ağırdır, yüzde 45’inin ise ilgili kurumların topluma doğru bilgi verdiğine inanmadığına dikkat çekti.
‘Toplumun yarıya yakını pratikte tedbir almamakta’
Bu bulgulardan yola çıkarak iki noktanın altını çizmek istediğini belirten Ağırdır, şunları kaydetti:
“Riskin ne olduğu ve tedbir amaçlı olarak neler yapılması gerektiği bilinmekte. Fakat toplumun yarıya yakını pratikte bu tedbirleri almamakta veya uygulamamaktadır. Ülkedeki siyasi kutuplaşmanın ve buna bağlı olarak da devlet kurumlarına olan güvenin böylesi bir toplum sağlığı ve salgın meselesinde bile etkili olduğu anlaşılmaktadır. Halbuki, tüm siyasi tercih ve pozisyonlarımızdan bağımsız olarak tehlike ve mesele gerçektir.”
Ağırdır, bilgi notlarının iş ve karar süreçlerinde yararlı olacağını umut ettiğini belirtti. Ağırdır, bu noktadan hareketle karar verici pozisyonlarda olan abonelerine şu önerilerde bulundu:
“Virüs ve salgının ne olduğuna dair bilgi amaçlı çabadan daha çok tedbirlerin uygulanması amaçlı çabaların yoğunlaştırılması ve hatta sorumlu olduğumuz alanlarda tedbir amaçlı uygulamaların zorunlu hale getirilmesi daha yararlı olacaktır. Salgına karşı güvenli ortamı sağlamanın yolunun çalışanların, katılımcıların, yani tüm paydaşların arzulu ve gönüllü gayretlerinin ön koşul olacağından hareketle güven ortamının sağlanması, şeffaflık, açıklık ilkelerinin esas alınmasının elzem olduğu hatırdan çıkarılmamalıdır.”