Sağlık meslek örgütleriyle yaptığı ortak basın toplantısında AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Kürt sorunu yoktur” söylemine yanıt veren DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, “Bu ülkede ‘Kürt sorunu var mıdır, yok mudur’ öğrenmek istiyorsak ilk başta Kürt vatandaşlarımıza sorsunlar” dedi.
Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) Genel Başkanı Ali Babacan, sağlık meslek örgütleriyle bir araya geldi. DEVA Partisi Genel Merkezi’nde yapılan toplantıya TTB Merkez Konsey Başkanı Şebnem Korur Fincancı ve Türk Tabipler Birliği Genel Sekreteri Vedat Bulut, Türk Diş Hekimleri Birliği Başkanı Atilla Ataç, Türk Eczacılar Birliği Başkanı Erdoğan Çolak, Tüm Radyoloji Teknisyeni ve Teknikerleri Derneği Genel Başkan Yardımcısı Ali İpekli, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Eş Genel Başkanı Hüsnü Yıldırım, Türk Hemşireler Derneği Genel Başkanı Sevilay Şenol katıldı.
Fincancı: İnsan yaşamını koruma yükümlülüğümüz vardır
Toplantıda konuşan TTB Merkez Konsey Başkanı Şebnem Korur Fincancı, “Siyasetin de bu salgını gündeme almasından memnuniyet duyuyoruz. Bizim birlikteliğimizle beraber ama şunu da bilmeliyiz ki salgın sadece bir sağlık sorunu değil. Salgın çok boyutlu pandemi değil, sindemi demiştik. Çünkü eklenen eşitsizliklerle, sağlık sorunlarıyla kocaman bir alanı kapsıyor. Biz salgınla mücadele ederken, eşitsizliklere karşı da mücadele etmek zorundayız. Yaşanan yoksulluğa, ayrımcılığa da karşı durmalıyız. Çünkü kapattığınız işyerlerinde onları yalnız bırakırsak, devlet geçimleri için herhangi bir destek sunmazsa o zaman sadece salgından, hastalıktan etkilenmiyorlar. Açlıktan ve yoksulluktan da etkileniyorlar. Biliyoruz ki o zaman ölüm hızı çok daha yüksek oluyor. O yüzden siyasetin de bütüncül sorunlar yumağını tartışması ve çözüm önerileri geliştirmesi önemli” dedi.
‘İki hafta kapanma önerdik’
TTB Merkez Konsey Başkanı Şebnem Korur Fincancı, alınan önlemlere ilişkin şöyle konuştu: “Biz tam kapanma önerdik iki hafta önce, insanların gelir kayıpları giderilerek kapanmalı. Aile şiddetin ev içi şiddetin nasıl arttığını gördük. Sosyal devlet çerçevesinde tüm sağlık alanı tüm sosyal düzenlemeyi yapmazsanız salgınla baş edemezsiniz. Türkiye’de de ne yazık ki salgınla baş edemiyoruz” dedi.
Babacan’dan iktidara çağrı
Vaka sayıları açıklanması ardından iki sayfalık bir tavsiye duyurusu yaptıklarını hatırlatan DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, “Geldiğimiz noktada süreç yönetiminde çok ciddi sıkıntılar var. Sağlık emek meslek örgütlerinin bu sürecin dışında tutulması, yer verilmemesi başlı başına vahim bir durum. Bir bilim kurulu var ama asıl bu işin yükünü çeken tüm sağlık çalışanlarımızın temsil edildiği meslek örgütlerinin sürecin tam merkezinde olması şarttı. Ama bugüne kadar maalesef yapılmadığını görüyoruz” dedi.
Testlerin yeterli yapılmadığını ve vaka sayılarının gecikmeli olarak açıklandığını vurgulayan Babacan, “Bilim Kurulu’ndan bile vaka sayılarının saklandığı bir gerçek ile karşı karşıyayız. Bunun altında istişaresizlik var. 84 milyon vatandaşımızı ilgilendiren bir konuda bu işin yandaşı ötekisi, dost tarafı düşman tarafı olmaz. Bu işin doğrusu kafa kafaya verilerek, en doğrusu aranarak yönetilmelidir. Bu şekilde yönetilmediği için hem dünyada vaka sayısında açıklanan rakamlar doğruysa dahi dünyada üçüncü olmamız, sağlık tarafının ne kadar yanlış yönetildiğini gösteriyor. Hazinenin imkanları, yedek akçesi tüketilmiş bir durumda pandemi sürecine Türkiye girdiği için doğrudan destek noktasında da hükümet çok çok yetersiz kalmış durumda. Esnafımıza doğrudan destek gerekiyordu. Pandeminin çalışanlar açısından bir meslek hastalığı kabul edilmesi konusunda da tereddütler var. Meclis’te süreç işlemiyor. Neden paramız yeter mi yetmez mi diye düşünülüyor” dedi.
‘Kürt sorunu var mı yok mu öğrenmek istiyorsak, ilk önce Kürtlere sormak lazım’
Babacan toplantı ardından gazetecilerin soruları yanıtladı. AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Kürt Sorunu yoktur” sorusuna ilişkin Babacan, “Bu ülkede ‘Kürt sorunu var mıdır, yok mudur’ öğrenmek istiyorsak ilk başta Kürt vatandaşlarımıza sormamız lazım. Hükümetin tek taraflı değerlendirmesi sorunun varlığını ortadan kaldırmaz. Bir dönem bu ülke cesur adımlar attı. Ama bu sorun tekrar alevlendi. Vatandaşlarımızın temel hak ve özgürlükleri konusunda ciddi sıkıntıları var. Kamuya alımlarda ciddi bir ayrımcılık var vatandaşlarımız arasında. Dolayısıyla Kürt vatandaşlarımıza ve bu konuyu iyi inceleyen sivil toplum kuruluşlarına sorsunlar” dedi.
AİHM kurulduğundan bu yana Türkiye ile ilgili 256 ihlal kararı verdiğini kaydeden Babacan, “Bizim hemen arkamızdaki ülke Rusya. Onun hakkında 65-70 karar var. Bunu hükümete söylediğinizde hemen düşman ve Türkiye dostu olmadığınızı ilan etmeye hazır vaziyette. Bu tür yönetim sistemlerinin düşmana ihtiyacı var. Kendi başarısızlıklarını örtmek bir karşı taraf, düşman ile olabiliyor” diye konuştu.
MA