Serhat Çolak, “demokrat turşu, liberal salça, komünist erişte, sosyalist zeytin, anarşist biber” adını verdiği doğal ürünleri tüketiciye ulaştırıyor.
Ankara, Kale Mahallesi Atpazarı sokakta emperyalist pazara karşı “Antiemperyalist Tükkan” açan Serhat Çolak “Kahrolsun emperyalizm, yaşasın yerel ürünler” sloganıyla salgın döneminde doğal ürün satışına başladı.
“Tükkan”ın adı kadar ilginç olan bir diğer şey de ürünlerin adı, çünkü bu tükkanda demokrat turşu, protest şalgam, liberal salça, komünist erişte, sosyalist zeytin ve anarşist biber gibi birçok ürün satılıyor.
‘Çocuklarımın doğal ürünlerle beslenmesini istiyordum’
Çiftçi bir ailenin çocuğu olduğunu söyleyen Serhat Çolak, “Antiemperyalist Tükkan”nın hikayesini Mezopotamya Ajansı’na (MA) anlattı.
Çocukluk yıllarından bu yana yerel ve doğal ürünlere ilgisi olduğunu dile getiren Çolak, “Bunun çıkışın nedeni de ben çocuklarımın doğal ürünlerle beslenmesini istiyordum, işimi de o yöne çektim. Genellikle tarım üzerine sürdürülebilir projelerim var, bu da onun küçük bir parçası” dedi.
Yerel ürünler yok oluyor
Markalara karşı olduğunu söyleyen Çolak, “İnsanlar ‘marka’ olan bir kafede bir kahve içtiklerinde kendilerini farklı bir statüde görüyor, ‘marka’ olan bir elbise gördüğünde kendini başka bir konumda görüyor, bununla emperyalist şirketlerin insanları sömürdüğünü düşünüyorum. Çiftçi çocuğu olduğum için yerel üreticinin pazar sorununun olduğunu, emperyalizmin bu şekilde devam etmesi halinde bir süre sonra yerel ürünlerin yok olacağını da biliyorum. Bunlardan kaynaklı küçük de olsa emperyalist pazarlara karşı bir antiemperyalist pazar kurma fikrini edindim” ifadelerini kullandı.
Liberal, komünist, sosyalist ürünler
Yerel, doğal ürünlerin kaybolmaması için dükkanına “Antiemperyalist Tükkan” ismini verdiğini ifade eden Çolak, ürünlere verdiği “Protest, liberal, komünist, sosyalist” isimlerine dair ise şunları söyledi: “Pazarın adını ‘Antiemperyalist Tükkan’ koyunca konsepte uygun olması için yöresel ürünlerin benimle hikayesi olan isimler taktım. Kendi ürettiğim şalgama protest adını verdim. Endüstriyel şalgamın içine ömrünü uzatmak için kimyasal maddeler koyarlar, benim kendi ürettiğim protest şalgamın ise içinde hiçbir katkı maddesi yok, doğal yöresel usullere üretilen bir şalgam. Endüstriyel şalgamı protesto etmek için protest dedim. Liberaller her şeye salça oldukları için salçaya liberal dedim. Biberin acılığından anarşist biber adını seçtim.”
‘Terörist’ diyenler oldu
Çolak, dükkânı açtığında emperyalizme dair bilgi sahibi olmayan yurttaşların tepkisiyle karşı karşıya kaldığını belirterek, şöyle devam etti: “Emperyalizme dair bilgisi olmayan ya da ürünler için kullandığım takma adlardan kaynaklı bana ‘Bu terörist, komünist’ diyen yaşlı amcalarımız oldu. Ama ben emperyalizmin herkes için kötü bir şey olduğunu anlattım. Onun dışında genel olarak olumlu tepkiler aldım. Tükkanım sosyal medyada mizah konusu oldu.”
Hem sağlıklı hem uygun
Salgın döneminde bağışıklık sisteminin güçlü olmasının önemine değinen Çolak, yurttaşların doğal ürünlere yönelmesi için uygun fiyatlardan satış yaptığını belirtti. Karbon ayak izi salınımını azaltmak için Ankara’da bulunan yerel üreticilerden alışveriş yaptığını vurgulayan Çolak, kadın kooperatiflerine de destek vermek için kadınların ürettiği ürünleri tercih ettiğini ifade etti. Ayrıca Adana’da ailesinin ürettiği doğal ürünleri de dükkanında sattığını söyleyen Çolak, “Bendeki temel görüş şu: İnsanların eğer imkânı varsa kendileri ürünlerini yetiştirsin, imkanları yoksa ulaşabildikleri yerel üreticiden alsınlar. Eğer bu ikisini de yapamıyorlarsa yerel üreticiden alıp satış yapan yerlerden alsınlar. İnsanlar yerel üreticiden alırsa hem daha sağlıklı hem de daha uygun fiyata almış olurlar” önerilerinde bulundu.
Bilinçli tüketiciye çağrı
Bilinçli tüketicilere seslenen “Antiemperyalist Tükkan”ın sahibi Serhat Çolak, “Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar (GDO) ürünleri aldığımızda yolda giderken kızaran domatesin, sararan muzun insan sağlığına ne gibi bir faydası olabilir. İnsan sağlığını en çok bozan şey endüstriyel gıda şirketleri, tarımda kullanılan kimyasal gübreler. Son dönemde kanser vakalarında artış yaşanmasının temel nedeni de budur” diyerek, doğal ürünleri tüketmek gerektiğini vurguladı. Büyükşehirlerde yaşayan yurttaşların doğal ürünlerden uzak olduğuna değinen Çolak, “İnsanlar markete gittikleri zaman doğal, organik ürünlerin şeklini beğenmedikleri için yerine organik olmayan ürünü tercih edebiliyorlar” dedi.
‘Köyüme gideceğim’
Ürünlerin satışını e-ticaret üzerinden gerçekleştirme hayalinin olduğunu söyleyen Çolak, sözlerini şöyle noktaladı: “E-ticarete çevirip şehirde çok kalmak istemiyorum. Kendi köyüme gidip, orada direkt kendim üretip, tüketiciye ulaştırmak istiyorum. Toprağın içinde ürünü ürettiğim zaman o ürüne atılan gübrenin de kimyasal olmadığını bileceğim. E-ticaret alt yapısını kursam, doğal tarıma yönelip, sebze ve ağacın olduğu bir ortam kurmak istiyorum.”
MA / Emrullah Acar