MİT mensubunun cenazesine ilişkin haberler nedeniyle 100 günü aşkın süredir tutuklu bulunan 6 gazetecinin yargılanmasına başlandı.
Duruşma öncesi bir araya gelen gazeteciler, muhalefet parti milletvekilleri ve sivil toplum örgütleri, gazetecilerin tutuklanmasını “hukuksuzluk” olarak değerlendirerek, gazetecilerin serbest bırakılması talebinde bulundu.
Libya’da hayatını kaybeden MİT mensubunun cenazesine ilişkin haber gerekçe gösterilerek Mart ayında tutuklanan Yeni Yaşam Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ferhat Çelik, Yazı İşleri Müdürü Aydın Keser, Oda TV Sorumlu Haber Müdürü Barış Terkoğlu, Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan, muhabir Hülya Kılınç ve Yeniçağ Gazetesi Yazarı Murat Ağırel ile tutuksuz Eren Ekinci’nin yargılanmasına başlandı.
Gazeteciler, İstanbul 34’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde “Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri açıklamak” ve “istihbarat görev ve faaliyetlerine ilişkin bilgi ve belgeleri, yetkisiz olarak almak ve temin etmek” suçlamalarıyla yargılanıyor.
Duruşmada tutuklu gazeteciler hazır bulunurken, tutuksuz yargılanan Eren Ekinci ise Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) yöntemiyle duruşmaya bağlandı. Duruşma salonuna yeni tip koronavirüs (Covid-19) önlemleri kapsamında sanıkların aileleri ile belirli sayıda gazeteci alınarak sosyal mesafe kurallarına uygun olarak oturtuldu. Ayakta kimsenin salonda bulunmasına izin verilmedi. Duruşma sanıkların kimlik tespitiyle sürüyor.
Duruşma öncesi Haberin Var Mı İnisiyatifi öncülüğünde adliye önünde açıklama yapıldı. Açıklamaya Yeni Yaşam gazetesi çalışanları, Evrensel gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Polat, Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü, Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), DİSK Basın-İş, HDP milletvekilleri Hüda Kaya ve Dilşat Canbaz, CHP Genel Başkan Yardımcısı Onursal Adıgüzel, eski CHP Milletvekili ve gazeteci Barış Yarkadaş, CHP Genel Başkan Yardımcıları Tuncay Özkan ve Muharrem Erkek, CHP’li milletvekilleri Mahmut Tanal, Gamze Akkuş İlgezdi, Sera Kadıgil, Ali Şeker, Utku Çakırözer ve Sezgin Tanrıkulu, İYİ Parti İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu, TİP Genel Başkanı Erkan Baş, bağımsız milletvekili Ahmet Şık’ın da bulunduğu kalabalık grup katıldı.
Açıklamaya katılanlardan bazıları maskelerine siyah bantla çarpı işareti yapıştırdıkları görüldü. “Gazetecilere özgürlük, gazetecilik suç değil” pankartının açıldığı açıklamada, “Özgür basın demokrasinin gereğidir”, “Gerçekler hapsedilemez”, “Özgür basın susturulamaz” ve “Korkmuyoruz susmuyoruz” dövizleri taşındı.
Gazeteci Evin: Her birimiz hakikatin peşindeyiz
Haberin Var Mı İnisiyatifi üyesi Mehveş Evin, gazetecilerin haksız ve hukuksuz bir şekilde tutuklandığını ifade etti. Gazetecilerin tutuklanmasını “kumpas” olarak yorumlayan Evin, şöyle konuştu:
“Süreç başladığında sosyal medyaya servisler yapıldığında olanı anlamıştık. Kumpas kurulmuş haklarında hüküm çoktan verilmişti. Meslektaşlarımızın hürriyetleri ellerinden alınıp koronavirüs koşullarında demir parmaklıkların arkasında atılırken, asıl mesaj bizlere verilmek isteniyordu. ‘Görmeyin, duymayın, konuşmayın’ deniyor. Üç maymunu oynamamız isteniyordu. Sadece tutuklu gazetecileri değil, bizleri de korkutmak, sindirmek istiyorlardı. Sabahattin Ali’nin biat ettiğini gördünüz mu? Ya Hrant Dink’i, Musa Anter’i, Uğur Mumcu’yu? Asla. Bizler de susmadık. Çünkü her birimiz hakikatin peşindeyiz. Bunun halkımızın gerçekleri bilmesi için yaptık, yapıyoruz.”
TGC Sekreteri Güneş: Tutuklu meslektaşlarımızın serbest bırakılmasını istiyoruz
DİSK Basın-İş Başkanı Faruk Eren, Türkiye’nin “gazeteci cezaevine” dönüştüğünü belirtti. TGS Başkanı Gökhan Durmuş da, gazetecilerin 100 günü tutuklu olduğunu hatırlatarak, tecrit edildiklerini söyledi. TGC Sekreteri Sibel Güneş, “Bizler tutuklu meslektaşlarımızın serbest bırakılmasını, haberin serbest dolaşımını istiyoruz. Tutuklu gazetecilerle ve aileleriyle dayanışma içindeyiz. Haber özgür kalıncaya kadar direnmeye devam edeceğiz” şeklinde konuştu.
RSF Temsilcisi Önderoğlu: Hukuksuzluğun bugün sonlanmasını istiyoruz
RSF temsilcisi Erol Önderoğlu, gazetecilerin sürekli “terörle” ilişkilendirildiğini, ancak bu sefer ise MİT kanununun gazetecilerin karşısına çıkarıldığını söyledi. Önderoğlu, “Gazeteciler cenaze töreni ile ilgili ilk haber yapanlar değil. Hukuki açıdan bu kanunun meslektaşlarımıza uygulama ihtimalinin olmaması gerekiyor. Bizler RSF olarak bu hukuksuzluğun bugün burada sonlanmasını istiyoruz.” ifadelerini kullandı.
HDP’li Kaya: Gerçekler katledilmesin
HDP Milletvekili Hüda Kaya, “Şu anda burada her kesimden insanlar var. Hepsinin ortak durumu mağdur edilmeleridir. Her birimizin derdi insanca yaşamak. Gerçekler katledilmesin. Düşünceye, ifadeye, habere ve gerçeklere yasak getirilmesin. Haksız yere kimse zindanlara konulmasın. Hepimizin mücadelesi bu.” dedi.
CHP’li Özkan: Bu utancı yaşatmak büyük bir zulümdür
CHP’li Tuncay Özkan ise MİT müsteşarı Hakan Fidan’a ve Mili Savunma Bakanı’na seslendiğini söyleyerek, şöyle konuştu: “Bu utancı devam ettirmek ve Türkiye bu utancı yaşatmak büyük bir zülümdür. Bu zulmü durdurmak için derhal gerekli adımların acil atılmasını istiyoruz. Masumiyet bir dakika bile cezaevinde kalmamalı. Bu utanç boyunlarında yaşam boyunca bir zilet olarak kalacaktır.”
İYİ Partili Kavuncu: Gazeteciler anlaşılmayan gerekçelerle hapsedildi
İYİ Parti İstanbul İl Örgütü Başkanı Mehmet Satuk Buğra Kavuncu da, Türkiye’de gerçek haberciliğin tutsak edildiğinin altını çizdi. Gazetecilerin anlaşılmayan gerekçelerle hapsedildiğini belirten Kavuncu, “Tutuklu gazeteciler en büyük ortak özellikleri nedir diye baktığımız da iki şey görüyoruz; birincisi görüşleri farklı olsa da vatanseverlikleri. İkincisi ise yolsuzluğa ve hırsızlığa karşı hiç çekinmeden gerçek habercilik peşinde koşmaları” diye konuştu.
Konuşmaların ardından duruşmanın görüldüğü 34. Ağır Ceza Mahkemesi önüne gidildi.
Kaynak: MA/AA