‘OHAL’i kalıcılaştıran uygulamalar kaldırılsın’

İHD Ankara Şubesi

HABER MERKEZİ – 10-17 Aralık İnsan Hakları Haftası nedeniyle birçok kentte bir araya gelen insan hakları savunucuları, cezaevlerindeki hak ihlallerinin, etkinlik ve gösterilere yönelik yasak kararlarının, işkence ve kötü muamelenin, kadına yönelik şiddetin arttığına dikkat çekerek, OHAL’i kalıcılaştıran uygulamaların kaldırılması ve çatışmaların durdurulmasını talep etti.

Diyarbakır’da İHD, TİHV, Tabip Odası, Baro ve HAK İnisiyatifi, Koşuyolu Parkı İnsan Hakları Anıtı önünde ortak basın açıklaması yaptı. Açıklamayı okuyan İHD Diyarbakır Şube Başkanı Abdullah Zeytun, özellikle sosyal medya paylaşımları gerekçe gösterilerek keyfi ve muğlak suçlamalarla gerçekleştirilen gözaltı ve tutuklamaların, kişi güvenliği ve özgürlüğünün açık bir ihlali olduğunu söyledi. Türkiye’de yaşam hakkı ihlalleri ve işkencenin devam ettiğine vurgu yapan Zeytun, 2019 yılının ilk 11 ayında işkence ve diğer kötü muameleye maruz kaldığı iddiasıyla toplam 840 kişinin başvuru yaptığını, başvuranların 422‘sinin aynı yıl içinde kötü muameleye tekrar maruz kaldığına dikkat çekti. Zeytun, cezaevlerinde kötü muamele ve işkencenin de yoğun olarak yaşandığına vurgu yaptı. Yaşanan ihlallerin yaygın ve sistematik bir hal aldığına işaret eden Zeytun, ihlalleri önlemeye yönelik siyasi bir iradenin görülmediğini söyledi.

‘Valinin yasak yetkisi geri alınsın’

İHD Ankara Şubesi ve TİHV, İHD Şube binası önünde ortak açıklama yaptı. “İnsan haklarıyla İnsandır” pankartının açıldığı açıklamada konuşan İHD Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, OHAL ile gelen bazı düzenlemelerin kısmi olarak iptal edilmeye başlansa da zihniyetin değişmesi ve OHAL’i kalıcılaştıran uygulamaların ortadan kalkması gerektiğini söyledi. Türkdoğan, “12 günlük gözaltı uygulamasının ortadan kalkması gerek, valinin her türlü etkinliği yasaklamasına verilen yetkinin geri alınması, kamu kurumlarında ihraç işlemlerinin bir an önce sona erdirilmesi ve haksız hukuksuz yere ihraç edilen kamu emekçilerinin tekrar işlerine iade edilmesi lazım” diye konuştu.

İHD İzmir Şubesi, TİHV, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği ile Çağdaş Hukukçular Derneği İzmir şubeleri ortak basın toplantısı düzenledi. İHD İzmir Şubesinde düzenlenen toplantıda açıklamayı okuyan TİHV yöneticilerinden Coşkun Üsterci, farklı alanlarda yaşanan hak ihlallerine ilişkin verileri paylaştı.

‘Çatışmalar hemen şimdi dursun’

İHD ve TİHV İstanbul Şubeleri de Beyazıt Sultanahmet Meydanı’nda basın açıklaması yaptı. Açıklamada, “Herkes farklı herkes eşit”, “İşkence insanlık suçudur”, “Failler belli kayıplar nerede”, “Barış hemen şimdi” dövizleri taşındı. Açıklamayı okuyan İHD Şube Başkanı avukat Gülseren Yoleri, hak ihlallerinin artarak devam ettiğine dikkat çekti. Yoleri, “Kürt sorununun her zaman demokratik ve barışçıl çözümünü savunduk. Bunda ısrarlıyız. O nedenle, çatışmaların hemen şimdi durmasını istiyoruz” dedi. Açıklamanın ardından konuşan TİHV Başkanı Şebnem Korur Fincancı ise, insan haklarının tarihsel gelişimine vurgu yaparak, “Bu yüzyılda insan haklarını bastırmaya dönük bir anlayış ile karşılaştık. Biz bir utanca tanıklık ettik. 21’nci yüzyıl güvenlik politikaları ile sürüyor. Biz mücadele etmesek daha kalın raporlarla karşı karşıya kalacağız.” dedi.

‘OHAL rejimi devrede’

Urfa Barosu da, hizmet binası önünde basın açıklaması yaptı. Açıklamaya çok sayıda avukat katıldı. Açıklamayı okuyan Baro Başkanı Abdullah Öncel, Türkiye’de 19 Temmuz 2018 tarihinden itibaren kaldırıldığı söylense de yapılan pek çok düzenleme ile kalıcılık kazandırılan bir OHAL rejiminin devrede olduğunu söyledi. Öncel, siyasal iktidarın ülke içinde ve dışında şiddeti esas alan politikalarının 2019 yılında yaşanan yaşam hakkı ihlallerinin başlıca sebebini oluşturduğunu söyledi.

İHD Batman Şubesi – MA

İHD Batman, Adana, Mersin, İskenderun, Hakkari, Dersim, Adıyaman şubeleri de basın açıklamaları ve toplantılarıyla insan hakları ihlallerine dikkat çekti. Açıklamalarda, Türkiye’nin yaşanan hak ihlalleri ile dünyada en üst sıralarda yer aldığı belirtilerek, kadına karşı şiddetin, emek sömürüsünün, yolsuzluk ve yoksullaşmanın her yıl artarak devam ettiğine dikkat çekildi. Açıklamalarda, Kürt sorununun demokratik ve barışçıl çözümünü istediklerini belirten hak savunucuları, “Bunda ısrarlıyız. Çatışmaların hemen durdurulması çağrısında bulunuyoruz” dedi.