İstanbul Üniversitesi’nden ihraç edilen, hapis yatıp beraat eden Prof. Altan, Türkiye’ye gelip İstanbul Üniversitesi’nden fahri doktora alacak olan AİHM Başkanı Spano’ya ağır bir mektup gönderdi.
Prof. Dr. Altan, beraat etmesine rağmen görevine döndürülmediğini ve davasının sürdüğünü hatırlatarak, “Muhtemeldir ki size fahri doktora verecek olan üniversitenin davası önünüze gelecek” dedi.
Prof. Dr. Altan, ağabeyi yazar Ahmet Altan’ın davasının dört yıldan bu yana bekletilmesine de dikkat çekerek davanın geciktirilmesi ve mahkumiyet çıkmaması için kulis yapıldığını kaydetti.
AİHM Başkanı Robert Spano 3 Ekim’de Adalet Bakanlığı’nın davetlisi olarak Türkiye’ye geliyor. İstanbul Üniversitesi de Spano’ya “fahri doktora” unvanı verecek. İstanbul Üniversitesi’nden atılan, hakkında açılan davada beraat etmesine rağmen görevine iade edilmeyen Prof. Dr. Mehmet Altan, Spano’ya ağır bir mektup yazdı.
Türkiye’den AİHM’e yapılmış altmış bini aşkın bireysel başvuru bulunduğunu Türkiye’nin hak ihlalleri konusunda Rusya’dan sonra ikinci sırada yer aldığını hatırlatan Altan, Anayasal haklarının yok sayılmış bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olduğunu söyledi. Altan, Robert Spano’ya şöyle seslendi:
Davamda Türkiye’yi mahkum ettiniz
“AİHM’in sizin başkanlığınızdaki 2.
Dairesi, 20 Mart 2018 tarihinde evrensel hukuk açısından ‘emsal karar’
özelliğini taşıyan gerekçeler ile kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkım ile
ifade özgürlüğü hakkımın ihlal edildiğine karar verdi. Türkiye’yi mahkûm
etti.
Bu karar için size ve şimdi başkanı olduğunuz Mahkeme’ye teşekkür
ediyorum. Hukuk yerde kalmadı.”
Kendisi ile ilgili kararın AİHM tarihi açısından
önem taşıyan bir özelliği daha bulunduğunu belirten Prof. Dr. Altan, “O davaya
Türkiye adına katılan Ergin Ergül, karara itiraz eden tek yargıç
olarak öyle şeyler yazdı ki yanlış bilmiyorsam, AİHM tarihinde ilk kez
mahkeme başkanı olarak ‘karşı oy’a’, ‘karşı oy’ yazdınız. Diğer
üyeler de size katıldı” dedi.
Açık mektubunda Adalet Bakanı’nın davetlisi olarak Türkiye’yi ziyaret edeceğinin
açıklandığını ifade eden Prof. Dr. Mehmet Altan, “Asıl beni sarsan, İstanbul
Üniversitesi’nden fahri doktora alacağınızı öğrenmem oldu” dedi ve şöyle devam
etti:
Ergül ve Evren’e de fahri doktora verilmişti
“Yukardaki ayrıntıyı da tam bu nedenle,
ülkemizdeki kamu görevlisi ‘hukukçuların’ ve ‘hukuk eğitiminin’ durumu
hakkında bilgi vermek için anımsatıyorum.
Acaba, evrensel hukuk adına karşı oy şerhine karşı
şerh yazmak mecburiyetinde kaldığınız Ergin Ergül’ün, size fahrî
doktora verecek olan İstanbul Üniversitesi’nin Hukuk Fakültesi mezunu
olduğu hatırınızda mı?
İstanbul Üniversitesi darbeci Kenan Evren’e de ‘hukuk fahrî doktorası’
vermişti. Sekreteryanız sizi muhakkak bilgilendirmiştir.”
Beraat ettim ama beni göreve döndürtmedi
Prof. Dr. Mehmet Altan, İstanbul Üniversitesi’nde kesintisiz 30 yıl hocalık yaptığını ve bundan 27 yıl önce de profesör olduğunu anımsatarak şöyle devam etti:
“Anayasanın üç maddesinin ihlali sonucu tutuklandıktan
bir ay sonra, cezaevindeki hücremde, 29 Ekim 2016 tarihinde KHK ile
üniversiteden ihraç edildiğimi televizyonda duydum. Beni ve pek çok
akademisyeni ihraç edenler ile size fahrî doktora verecek olanlar aynı
kişiler.
Anayasa Mahkemesi’nin dava dosyasında ‘mevcut tüm delilleri
değerlendirerek’, üç ayrı hak ihlali ve tahliye kararına karşın tahliye
edilmedim. Üstelik hemen ertesinde ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına
da mahkûm edildim. Başkanı olduğunuz AİHM’in hakkımda verdiği hak ihlali
kararından sonra dahi İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi
tarafından bu mahkûmiyetimin onanmasına karar verildi. Bu tür hukuk
skandallarının yaşandığı süreçlerin var olduğundan söz ediyorum.
Ancak nihayetinde, çok sonra Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin beraatime
hükmetmesi sonucunda, 4 Kasım 2019 tarihinde beraat ettim ve bu karar
kesinleşti.
Ama ‘davalısı’ fahri doktora unvanını alacağınız
İstanbul Üniversitesi olan, ‘üniversiteden ihracımın iptali’ konulu davam
hâlen Ankara 21. İdare Mahkemesinde beklemektedir.
İhraçlarda üniversite ‘davalı kurum’dur
Kesinleşmiş beraat, Anayasa Mahkemesi’nin ve AİHM’in hak ihlalleri kararlarına karşın, ben sizin fahrî doktora alacağınız üniversiteme dönebilmiş değilim.
Doktora alacağınız üniversite, benim gibi KHK ile atılan akademisyenlerin davalarında ‘davalı kurum’ olarak yer almaktadır.
Size unvan veren üniversitenin davası önünüze gelebilir
Bu davalar hâlen devam ediyor ve pek muhtemeldir ki sizin başkanı olduğunuz AİHM önüne de gelecektir. Ancak siz o süreçte İstanbul Üniversitesi’nden fahrî doktora diploması almış bir Yargıç olacaksınız. Yüzlerce öğretim görevlisini haksız bir şekilde okuldan atarak işsizliğe ve yoksulluğa mahkûm eden bir üniversitenin fahrî üyesi olmak bilmiyorum ne kadar övünç verici.
Normal koşullarda Türkiye’yi ziyaret edecek olmanız tabii ki sevindirici olurdu. Maalesef ki durum böyle değil.”
AİHM inancımız diri değil…
Mehmet Altan Robert Spano’ya “Başkanı olduğunuz AİHM, AİHS kapsamında garanti altına alınan özgürlükler ve hakların teminatıdır” diyerek eleştiri ve sitemini şu şekilde dile getirdi:
“Başkanı olduğunuz AİHM’in hak koruyuculuğunun bir büyük hukuk şemsiyesi olarak herkesi kapsadığına inanmak istiyoruz. İnancımızın her zaman diri kaldığını söylemek ise zor.”
Ahmet Altan davası için özel kulis iddiası…
Prof. Dr. Mehmet Altan, ağabeyi yazar Ahmet Altan’ın davasına ilişkin olarak da son derece çarpıcı bir iddiadan söz etti ancak mektupta ayrıntı vermedi:
“Korona felaketine rağmen dört yıldır Silivri’de
tutulan ve romanları 23 ülkede yayınlanmış olan 70 yaşındaki Ahmet Altan
başvurusunda, bizzat sizin başkanı olduğunuz bölüm ‘öncelik’ kararı vermişti.
Mahkeme tarafından içeriğine de son derece hâkim olunmasına rağmen maalesef
dört yıldır hâlâ o önceliği bekliyoruz.
Tabii Ahmet Altan dosyası görüşülmesin, eğer bir gün görüşülürse de kesin
bir ihlal çıkmasın diye kimlerin nasıl ve hangi gayretler içinde olduğundan da
haberdarız. Ama bunun yeri burası olmadığı gibi yaşanılan bu büyük mağduriyeti
o düzeyde konu etmek de benim üslûbum değil.”
Hukuk mağdurlarının büyük umut bağladığı mahkeme
Mehmet Altan “Kişisel tercihlerinizin nasıl tecelli edeceği tabii ki sizin takdirinizdedir. Her bir tercihinizin farklı sonuç ve yansımaları da olacağı açıktır” diyerek, “Hukuk mağdurlarının büyük umutlar bağlamış olduğu, sözleşme ile kurulmuş, uluslararası yüksek bir mahkemenin başkanı olarak ziyaret edeceğiniz Türkiye’ye şimdiden hoş geldiniz” şeklinde bitirdi.