Sağlık çalışanlarına ek ödeme vaadi tavandan, uygulama ayrımcı ve kademeli

Koronavirüs salgını ile mücadelede canları pahasına en ön saflarda görev alan sağlık çalışanlarına hükümet tavandan ek ödeme vaadinde bulundu.

Ancak çıkan genelgede hekimler arasında ayrımcılık yapılarak ödeme oranları kademelendirildi. Genelgede başhekimlere de ek ödemelerde belirleyici inisiyatifler tanındı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, virüs salgınını önlemek için canını ortaya koyan sağlık çalışanlarına döner sermaye paylarında performans uygulamasının devre dışı bırakılarak üç ay süreyle tavandan ödeme yapılacağını duyurmuştu.

Ancak önceki gün yayımlanan Sağlık Bakanlığı genelgesi Cumhurbaşkanı ve Bakanın vaadinden farklı olduğu ortaya çıktı.

Bakanlık kararına göre COVID-19 pandemisi kapsamında hizmet sundukları birimlerde ilgili başhekim tarafından belirlenen hekimlere, 209 sayılı Döner Sermaye Yasası’nda belirtilen tavan oranlarının %100’ü; diğer hekimlere ise yüzde 30 ilâ yüzde 75’i arasında değişen oranlarda döner sermayeden ek ödeme yapılacağı duyuruldu.

Karar Sağlık Bakanlığı personeli ile birlikte kullanım ve işbirliği yapılan Bakanlık hastanelerinde görev yapan üniversite personelini de kapsıyor.  Aile hekimliği birimleri ve üniversitelerde görevli sağlık çalışanları bu ek ödemenin kapsamı dışında bırakıldı.

Bakanlık genelgesine göre; Cumhurbaşkanı ve Sağlık Bakanı’nın vaadi sadece pandemi kapsamında hizmet sunulan yerlerde görev yapan hekim grubu için tutulmuş oldu.

Sağlık Bakanlığı genelgesi “pandemi hastasıyla yoğun ilgilenen hekim ve çalışan diğer personel ile bu hastalarla ilgili olmayan bazı branşlarda görev yapanlara eşit ödeme yapılmasının haksızlık olacağı” mantığına dayandırılıyor.

TTB: Tüm sağlık çalışanları risk altında

Türk Tabipler Birliği (TTB) Merkez Konseyi ise bu görüşü şu argümanlarla yetersiz buluyor:

“COVID-19 virüs tanısı konulduktan sonra bazı uzmanlık alanlarından hekimlerin söz konusu hastalarla daha yakından ilgilendiği doğrudur. Ancak söz konusu hastalık tanısı konulmadan önceki aşamalarda görev yapan birinci basamakta görevli meslektaşlarımızdan, hastanın başvurduğu acil polikliniğine, laboratuvarlara kadar bütün branşlardaki hekimlere ve buralarda görevli sağlık personeline varıncaya kadar sahadaki bütün sağlık çalışanlarının virüs bulaşma tehlikesiyle karşı karşıya hizmet sundukları tartışmasızdır.”

Hekimler arası ayrım yapılıyor

Virüs bulaş riski olan hastaların sadece pandemi hastanelerine ve buradaki ilgili bölümlere başvurmalarının bir zorunluluk olmadığına dikkat çeken TTB Merkez Konseyi, “Hekimler arasında pandemi hastasıyla ilgilenen ilgilenmeyen ayrımı yapılmasının gerçekçi bir yanı olmadığı” görüşünü savunuyor. TTB hekimler arasında ayrımcı uygulamaya yönelik eleştirisini şu şekilde sürdürüyor:

“Böyle bir ayrım yapılması bulaşıcı hastalığın yayılmasını önlemek ve yine ihtiyaç duyanlara bu ortamda sağlık hizmeti sunabilmek için büyük bir özveriyle çalışan hekimler arasında ek ödemede yaratılan farklılık, ayrıştırıcı niteliğiyle, sağlık ekibinin dayanışmacı ruhunu kavramaktan uzaktır.”

Başhekimler birim değil sağlık kuruluş belirlemesi yapmalı

TTB Merkez Konseyi, sağlık çalışanlarının çalıştığı yeri belirleme yetkisinin başhekime bırakıldığını öznel değerlendirmelerle çalışanların hak kayıplarına neden olabileceği, haksız işlemlerin ve uyuşmazlıkların ortaya çıkma tehlikesi olduğuna dikkat çekiyor.

TTB, başhekimlerin “Kararda olduğu gibi birim değil sağlık kurum veya kuruluşu bazında değerlendirme yapmaları ve o sağlık kurum veya kuruluşunda görevli bütün sağlık çalışanlarının kapsam içinde olduğuna ilişkin belirlemede bulunmalarının” düzenlemenin amacına uygun olduğu görüşünü dile getiriyor.

Bütün çalışanlara tavandan ödeme sözü tutulmalıdır

TTB Merkez Konseyi, “Döner sermaye gelirlerinden yapılması gereken ödemenin yarısına kadar düşürülerek ödenmesi kabul edilebilir olmadığı gibi müjde veya lütuf değildir” diyor ve ekliyor:

“Bütün sağlık çalışanlarına üç ay süreyle tavandan ödeme yapılması sözü yerine getirilmelidir. Sonrasında da, ivedilikle, koruyucu sağlık hizmetlerini önceleyen ve sağlık çalışanlarının çalışma koşullarını iyileştiren yepyeni bir sağlık sistemi planlanmalıdır.”