Türkiye’de Diyanet’e bağlı rehberlik bürolarından şiddet gören kadınlara verilen tavsiyeleri araştırdık. Kadın hakları savunucularına göre gelen tavsiyeler kimi zaman kadın hakları için verilen mücadeleyi zorlaştırıyor.
Diyanet İşleri Başkanlığı son dönemde kadına şiddetle mücadele konusunda da faaliyetlerde bulunuyor. 2011’de kadına yönelik şiddetle mücadelede toplumun bilinçlendirilmesine yönelik Aile Bakanlığı ile imzalanan protokolden beri, benzer işbirlikleri yıllar içinde arttı. Diyanet, aile içi soruları çözme amacıyla kurduğu aile ve dinî rehberlik bürolarında şiddete uğrayan kadınlara tavsiyelerde bulunuyor. Ancak Diyanet’ten gelen yanıtlar, kadın hakları savunucularına göre kadın hakları için verilen mücadeleyi zorlaştırıyor. DW’den Burcu Karakaş, aile ve dinî rehberlik bürosundan verilen tavsiyelerin neler olduğunu araştırdı.
‘Büyüklerinize danışıp sıkıntıyı aşın…’
Karakaş, öncelikle Konya Müftülüğü’ne bağlı aile ve dinî rehberlik bürosunu, eşinin şiddet eğilimi olan bir kadın olarak arıyor. Telefonun ucundaki ses Karakaş’a, 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun kapsamında kurulan Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi’ne (ŞÖNİM) yönlendirme girişiminde bulunuyor, ancak merkezin isminden emin değil ve Karakaş’a “ŞÖNİM herhalde, yanlış olmasın, kadını anında şeyapma merkezi… Tam açılımını bilmiyorum ama” yanıtını veriyor.
Karakaş, aldığı yanıtları haberinde şu şekilde aktarıyor:
Vaizeye, şiddet nedeniyle boşanmayı düşündüğümüzü ileterek tavsiye istediğimizde de dinî bilgiler ışığında sabretmenin önemini dinliyoruz: “Dayanılmaz hale geldiyse büyüklerinizle istişare edin. Allahüteâlâ Nisa suresinde buyurur ki; kadın ve erkeğin birer büyükle sıkıntıyı gidermeye çalışsınlar. Gençler kestirip atabiliyor. Biz diyoruz ki aile büyükleriyle sıkıntıyı aşmaya çalışın.”
‘Akşam çayında konuşun, sevdiği şeyleri yapın’
Bir sonraki telefon, Çorum Müftülüğü’ne. Bu kez kocasının sözlü hakaretlerine maruz kalan bir kadın gibi arayarak “Elini kaldırdı, daha vurmadı ama endişe ediyorum” diyoruz. Müftülükteki vaizeye göre şiddetin nedenlerini sorgulamalıyız. Vaize bize şu yanıtı veriyor: “Uygun dille sebebini sorun. Çok büyük bir sorun değil bu, konuşarak çözebilirsiniz. Akşam mesela sevdiği şeyleri yaptınız, çayın yanında sakince konuşun.”
Şiddet gördüğümüzde ne yapmamız gerektiğini sorduğumuzda da “Vurursa tepki vermeyin, oradan uzaklaşın. Odanıza çekilin. ‘Nasıl istiyorsan öyle yapayım’ diye olayı örtmeye çalışın, ama uygun zamanda açın. Suçlayıcı dille konuşmayın. ‘Nasıl istiyorsun, bilemedim. Bilsem öyle yapardım’ gibi konuşun” deniliyor.
Peki, polisi aramak gerekir mi? Telefondaki kişi “Yok, bu tür şeyleri çözersiniz inşallah. Allah’a emanet olun…” yanıtını veriyor.
Diyanet kadrosunda çalışan vaizelerin görevlendirildiği tek yer aile ve dinî rehberlik büroları değil. Diyanet görevlileri kadın sığınmaevlerinde de çalışıyor. Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı gönüllüsü Gülsun Kanat Dinç, dinî değerleri benimseyen çok sayıda insanın yaşadığı Türkiye’de Diyanet İşleri Başkanlığı’nın da kadına şiddetle mücadelede rol alması gerektiğini, ancak izlenen yöntemlerin eşitlikçi olmadığını düşünüyor.
Kanat Dinç, “İmamların da şiddet karşıtı bilgileri paylaşması gerekir çünkü insanlar destek almaya gidiyor. Ancak maalesef Diyanet kadroları kadınları, idare etmeleri gereken, şiddet konusunda sorumlululuğu kadına atfeden bir yaklaşımla yönlendiriyor” diyor.
Diyanet İşleri Başkanlığı Aile ve Dinî Rehberlik Daire Başkanı Sedide Akbulut, şiddetle mücadelede dinî referanslarla eğitim planladıklarını belirterek “Şiddetle Kur’an’ın ilkeleriyle baş edebiliriz” demişti. Diyanet’in 2018 faaliyet raporunda da aile ve dinî rehberlik bürolarının sayısı artırılması gerektiği önerisi yer alıyor. Aynı raporda Diyanet İşleri Başkanlığı’nın geçen sene “Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesi” konulu 3 bin kitap bastığı görülüyor. Öte yandan, kadına yönelik şiddetin önlenmesi ve din görevlilerinin katkısının sağlanması amacıyla 476 personele hizmet içi eğitim semineri düzenlendiği de yer alıyor.
Haberin tamamı için tıklayın…