Soylu: ‘Devlet üzerine düşen her şeyi yapmıştır’

İçişleri Bakanı Soylu, TBMM Genel Kurulunda, Gare bölgesinde yapılan operasyon hakkında konuştu. Soylu HDP’yi ve İHD’yi devlet ve PKK’yi aynı kefeye koymakla suçladı.

Süleyman Soylu: “Biz, bu ailelere sadece bir vatandaş muamelesi yapmadık, Allah şahittir, evlat olduk.”

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu konuşmasında Gare operasyonuna ilişkin değerlendirmeler yaptı.

Yaşamını yitiren vatandaşların aileleriyle görüşmeler

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Gare bölgesinde yaşamını yitiren vatandaşların aileleriyle yaptıkları görüşmelere ilişkin “Biz, bu ailelere sadece bir vatandaş muamelesi yapmadık, Allah şahittir, evlat olduk. Her üç ayda bir görüştük ama kimlerin nasıl görüştüğünü, bu ailelerimizi nasıl istismar etmeye çalıştıklarını, nasıl PKK’ya yönelik yeni bir alan açmak için çaba sarf ettiklerini söyleyeceğim” dedi.

‘Bu çocuklar, ailesinin, eşinin yanından, çocuğunun yanından kaçırıldılar’

Bakan Soylu, yaşamını yitiren Türk vatandaşlarına ilişkin, “Bu çocuklarımızın hiçbirisi pikniğe giderken, terörle mücadele içerisindeyken bir operasyondayken de kaçırılmadı. Açık bir şekilde söylemek istiyorum, bu olayın duyulduğu ilk andan itibaren, Avrupa ve Amerika, FETÖ’nün PKK inşasıyla gerçekleşen sosyal medya, diğer birtakım cereyanlar içerisinden söylenenler, elbette ki bir amaca matuf bir şekilde söylenmektedirler. Hem acımız var hem bıçağı içimize sokup biraz daha kanırtmak için söylemektedirler. Bu çocuklar, ailesinin, eşinin yanından, çocuğunun yanından kaçırıldılar” diye konuştu.

‘Neden Gare’deyiz?’

Bu olaya ilişkin süreci, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere 4,5-5 yıldır yaşadıklarını dile getiren Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Derdimiz ne bizim Gara’da? Niçin Avaşin-Basyan, niçin Hakurk, niçin Sinat-Haftanin? Niçin buralara giriyoruz? 2019 yılında terör örgütünün yaptığı tacizlerin yüzde 70’i o bölgelerden bize geldi. Allah razı olsun Türk Silahlı Kuvvetleri’mizden. Minnettarız, ölümü korkutarak o bölgelere gitti. Biz de içeride terörle mücadele ediyoruz. Niçin acaba ‘300’ün altına indirdik terörist sayısını diye, Türkiye’den artık 53 kişi katıldı, daha fazla kişi katılmıyor, anneler babalar artık evlatları artık dağa gitmiyor, okula gidiyor, öğreniyor.’ diye niye böbürleniyoruz, niye hoşumuza gidiyor, niye bu mücadelenin yakasını bir türlü bırakmıyoruz? Sebebi o. Sinat-Haftanin’de varsan, Avaşin-Basyan’da varsan, Gara’da varsan…”

Gara’nın kara harekatının çok zor yapılabileceğine işaret eden Soylu, “Gerçi bir milletvekili çok yakın bir zamanda gitti, oralarda boy gösterdi. Onu da biliyoruz. Nasıl boy gösterdiğini de biliyoruz. İsmini sorarsanız söyleriz” dedi.

‘Aileleri Belçika’dan aradılar’

Bakan Soylu, operasyona ilişkin tezviratlara da değinerek, “Bu operasyonda, ilk tezvirat şu oldu, bu evlatlarımız ayın 10’unda şehit oldu. Ailelere telefon açtılar, Belçika numaralı bir telefondan dediler ki ‘Bombalıyorlar çıkın deyin ki Türk Silahlı Kuvvetleri burayı bombalamasın.’ Çocuklarımız şehadete kavuştuktan sonra, onları katlettikten sonra, aileleri nasıl 5 yıl istismar etmişlerse ölümlerinde de istismar etmeye çalıştılar. Bunlar bu Meclisin ve milletimizin bilmesi gereken genel gerçeklerdir.” ifadelerini kullandı.

‘Getirsinler, sınırdan alalım’

Ailelerin “İnsan Hakları Derneğinin Türkiye’ye getirebileceğini söylüyorlar ama sizin bir hukuki uygulama yapmanızdan çekiniyorlar” dediğini aktaran Soylu, şunları kaydetti:

“Bana Sayın Cumhurbaşkanım bizatihi talimat verdi; ‘Getirsinler, sınırdan alalım, herhangi bir şey olmayacak.’ Bir daha… Bakan Yardımcım Mehmet Ersoy… ‘Hiç devlet irtibat kurmamış.’ Yalanın boyu kadar olur mu? Yazıklar olsun.

Şimdi dikkat edin, bir PKK’nın yayınladığı bildiri, HDP MKYK’nin yayınladığı bildiri ve İHD’nin yayınladığı bildiri birbiriyle örtüşük bildiridir. Üçünün de amacı şudur; ‘Devlet de PKK da sorumludur.’ Biz terazinin aynı kefesiyiz öyle mi? Neyle? Terör örgütü ile beraber aynı kefesiyiz. Evlatlarımızı aldığınız, katlettiğiniz yetmedi, bir de bizi dünyaya, ülkemizdeki insanlara karşı, hele de aileleri istismar ederek, ailelere karşı sorumlu yapıyorsunuz. Tam 5 kere Bakan Yardımcım, sadece bir yılda görüştü. Tarihi, saati hepsi bizde var. Biz devletiz. Neyin, ne zaman görüşüldüğünü hepimiz biliyoruz. Aileleri Irak, Erbil’e götürdüler, elleri boş döndü. Neden? Çünkü terör örgütünün ilk katliamı mı? Hayır.”

Bakan Soylu, şöyle devam etti:

“Devlet burada üstüne düşen her şeyi yerine getirmiştir. Bu konuda da her türlü muhataplığı da insani olarak ortaya koyabilecek hiçbir kapıyı kapatmamıştır. Naci Bostancı Başkanım şahit. Size gelmediler mi? Mehmet Uçum’a gelmediler mi? ‘Bu ailelerle görüşün.’ denmedi mi? Defalarca bunun için gerekli her türlü imkan ortaya konmuştur. Hatta Bakan Yardımcıma, ‘Eğer bir bombalama olmazsa teminatı biziz, siz merak etmeyin.’ dendi. Bunlar alınırken, bir bombalamayla karşı karşıya kalınır mı diye sorulduğunda, ‘Hayır.’ bunları getirin. Yeter ki her türlü teminatı biziz.”

HDP sıralarını işaret eden Soylu, “Daha yirmi gün önce bir bakanımızın masasındaydınız. Derdiniz neydi? En son görüşmelerinde söylediği cümleyi söyleyeceğim. Bunu bir dernekten söylüyorum ama herkes üzerine alsın. Dediler ki ‘İşte şu MLKP’li gözaltına alınmış.’ ‘Ya, onu bırakın, şu askerleri, polisleri getirin.’ dedik. İşi yumuşatmaya çalışıyoruz. Bitmedi daha. İşte Öznur Çalık’ın yüzü burada, bu çocuklar kaçırıldığı zaman siz Pervin Buldan’ı aradınız mı aramadınız mı? Pervin Buldan’a, ‘Bunlar gelsin, bunları getirelim.’ denildi. Dedi ki ‘Bakacağım, onlar mı kaçırmışlar.’ Cevaben döndü ve dedi ki Pervin Buldan, ‘Biraz misafir edecekler, sonra bırakacaklar.’ Bunların hepsi tarihi şahitliklerle geçerlidir.” diye konuştu.

‘Amerika şöyle demiş de Amerika böyle demiş’

Daha sonra konuşmasını sürdüren Soylu, terör örgütü PKK’nın katliamlarına değinerek, bu katliamların nasıl olduğunu herkesin bildiğini belirtti.

Soylu: “Neyin muhasebesini, muhakemesini yapıyoruz? Amerika şöyle demiş de Amerika böyle demiş. Amerika ne derse desin umurumuzda bile değil. Biz, bu coğrafyada neyin yaşandığını, neyin ortaya konulduğunu ve ne acıların çekildiğini biliyoruz.” ifadelerini kullandı.

Gare operasyonunda yaşamını yitiren vatandaşlara ilişkin olarak Soylu, şöyle devam etti:

“Bu olay olduktan sonra tezviratların tamamını söyledim. Nereden telefonlarla arandığını, sonra elbette biraz önce Sayın Bakanımızın söylediği gibi evlatlarımız Türkiye’ye getirilecekti. Adalet Bakanımız, Milli Savunma Bakanımız ve ben, ardından da Sayın Cumhurbaşkanımızla müşavere ederek Malatya’ya getirmeye karar verdik. Oradaki bu evlatlarımızın otopsisinin zaman açısından daha kolay olabileceğini düşünerek ama bu tezviratları, bu yalanların hepsini bildiğimiz için, bombalama yalanlarının her yerde ama her yerde Türkiye Cumhuriyeti’nin ve bu milletin bir daha haince yaftalanacağını düşündüğümüz için hemen inisiyatifi de alarak Sayın Valiye, Sayın Başsavcıya, Sayın İkinci Ordu Komutanına, Sayın Emniyet Müdürüne ve Sayın Jandarma Komutanına, ‘Beşiniz beraber olacaksınız. Meseleyi de şöyle yöneteceksiniz. Bütün evlatlarımızın fotoğrafları çekilecek.’ Sayın Cumhurbaşkanımıza bilgi arz ettim. Bakan yardımcılarıma talimat verdim. ‘Hemen döneceksiniz. Aileleri bu evlatlarımızın yanına getireceksiniz ve hepsi vücut bütünlüklerini görecek. Kimsenin kafasında herhangi bir istifham kalmayacak. Ardından hepsinin tutanakları tutulacak.'”

‘İran ve Irak’ta 5 bin, Suriye’de 15 bin terörist var’

Soylu, şöyle konuştu:

“Ama İran ve Irak, 5 bin terörist var. Aynı meseleyi Suriye’ye yaptıkları için, 15-18 yaşındaki çocukları orada, ailelerinden kopararak, çalarak, tehdit ederek sözde askere aldıkları için ve çocukların eline boyu kadar silah tutuşturdukları için orada da 15 bin kişi var. İşimizin bitmediğini söylemek istiyorum. Türk Silahlı Kuvvetleri dışarı taşarak, içeriyi muhafaza… İçerideki operasyonlarla içeriyi muhafaza ettiğimizi biliyoruz ama Allah şahittir, bu PKK/PYD terör örgütü, ailelerimize karşı zafer kazanamayacak. Ailelerimiz onları yenecek. Bu PKK/PYD terör örgütü şehitlerimize karşı zafer kazanamayacak ve şehitlerimiz onları yenecek. Bu PKK/PYD terör örgütü annelere karşı zafer kazanamayacak ve anneler onları yenecek.”

AA