TTB: Pandemide tsunami yaşanıyor, özel ve vakıf hastaneleri yurttaşların hizmetine sunulsun

TTB Merkez Konseyi, pandemide tsunaminin yaşandığına dikkat çekerek, artan hasta sayıları nedeniyle bir çok büyükşehirde kamuda hastane servislerinin dolduğu, yoğun bakımlarda ise yer kalmadığını bildirdi.

Koridorlar, boşluklar, sığınaklar, yemekhanelerin yoğun bakım haline getirildiğini belirten TTB, Sağlık Bakanlığı’na özel ve vakıf hastanelerinin olanaklarının yurttaşların hizmetine sunulması çağrısında bulundu.

Fotoğraf: AA

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi, yeni tip koronavirüs (Covid-19) pandemisine ilişkin yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, pandeminin tüm yıkıcı etkisi ile devam ettiğine işaret edilerek, başta İstanbul, İzmir, Ankara, Bursa, Kocaeli, Adana olmak üzere birçok büyükşehirde artan hasta sayıları nedeniyle kamuda hastane servislerinin dolduğu, yoğun bakımlarda ise yer kalmadığına dair bilgilerin hastane yöneticileri, tabip odaları, sağlık örgütleri tarafından paylaşıldığı belirtildi.

‘Sağlık Bakanlığı pembe tablo çizmeye devam ediyor’

Durumun her geçen gün daha da kaygı verici boyuta ulaştığı ve aylar öncesinde uyardıkları “tsunaminin” yaşandığını bildiklerinin ifade edildiği açıklamada, şunlar kaydedildi:

“Sağlık Bakanlığı ise pandeminin başından itibaren yoğun bakım yatak doluluk oranının düşük olduğunu ve yatak sayılarının yeterli olduğunu belirterek, pembe bir tablo çizmeye devam ediyor. Ülkemizde mevcut yoğun bakım yatak doluluk oranı yüzde 54,7, erişkin yoğun bakım doluluk oranı ise yüzde 71,3 olarak açıklanmasına rağmen bu rakamlar sadece COVID-19 hastaları değil, diğer tüm hastalar açısından da değerlendirildiğinde bizlere sahadan ulaşan veriler ile çelişmektedir. Türk Tabipleri Birliği’ne illerden ulaşan bilgiler COVID-19 servis ve yoğun bakımlarının yüzde 100’ü ya da yüzde 100’e yakınının dolu olduğunu göstermektedir.”

‘Bir çok kamu hastanesinde yoğun bakım yatakları tamamen dolu’

Birçok kamu hastanesinde yoğun bakım yataklarının tamamen dolu olduğuna vurgu yapılan açıklamada, “Hastalar bazen günlerce acil servislerde yoğun bakım yatağı beklemektedir. Bir hasta vefat ettiğinde ya da iyileşip servise alındığında ancak yer açılmakta ve yerine hasta yatırılabilmektedir. Hastane kapasiteleri dolu olduğu için hastaneler arası nakiller de yapıl(a)mamaktadır. 112 merkezleri sürekli boş yatak aramakta, ancak boş yer bulmakta zorluk çekmektedirler. Bu uzayan bekleme süreleri hastaların daha da kötüleşmesine, hatta tedavi alamadan ölmelerine de neden olabilmektedir.”

‘Sakine bebeğin ölümü mevcut tabloyu gösteren en acı örnek’

Açıklamada, kamuoyuna yansıdığı kadarıyla Batman il merkezinde yoğun bakımlarda yer bulunmadığı için 1,5 yaşındaki Sakine bebeğin ölümünün mevcut tabloyu gösteren en acı örnek olduğu belirtildi.

‘Koridorlar, sığınaklar yoğun bakım haline getiriliyor’

Bazı illerde ara koridorlar, boşluklar, sığınaklar, yemekhaneler yoğun bakım haline getirilerek sorunların çözülmeye çalışıldığına işaret edilen açıklamada, “Ancak yoğun bakımda çalışan hekim, hemşire, personel sayısı ve malzeme sayısı yeterli olmadığı için yeni sorunlara neden olmaktadır. Mevcut haliyle dahi sayısı az olan hekim, hemşire ve diğer sağlık çalışanlarının iş yükü kat be kat artmakta bu durum ise daha çok tükenmeye, daha çok hastalanmaya neden olmakta ve sağlık çalışanlarını sağlık hizmeti sunan olmaktan çıkarıp sağlık hizmeti ihtiyacı olan hastalara dönüştürmektedir.” denildi.

‘Genelgenin gerekleri uygulanmıyor’

Mart ayında yayımlanan özel ve vakıf hastanelerinin pandemi hastanesi olduğu ve SGK ödemelerinin buna göre yapılacağı genelgesinin değişmediğinin hatırlatıldığı açıklamada, ancak genelgenin yürürlükte olduğu halde gereklerinin uygulanmadığı kaydedildi.

‘Özel hastanelerin bir çoğu COVID hastası kabul etmiyor’

Her ilde bazı hastanelerin “temiz hastane” statüsünde bırakılarak diğer hastaların sağlık hizmeti alımlarının devam etmesinin salgın yönetimi açısından önemli olduğuna vurgu yapılan açıklamada, “Ancak bu durum şu an özel hastaneler tarafından fırsata çevrilerek, ‘temiz hastane’ reklam sloganı olarak kullanılmakta ve hizmet ücretlerinde artışa gidilmektedir. Acil servisler dolu iken ve 112 acil hastalar için yer ararken özel hastanelerin birçoğu COVID-19 hastası kabul etmemekte veya sadece seçili hasta kabul etmektedirler.” diye ifade edildi.

Şimdiye dek önerilerinin dikkate alınmaması ve salgının kötü yönetilmesi nedeniyle pandeminin toplum üzerindeki yıkıcı etkisinin devam ettiğine vurgu yapılan açıklamada, gelinen aşamada daha fazla yurttaşın yaşamını yitirmemesi için önerilerinin bir an önce yaşama geçirilmesi istendi.  Açıklamada, sıralanan öneriler şu şekilde;

  • Ülkemizde 9 aydır devam eden COVID-19 pandemisini esas olarak ikinci ve üçüncü basamak sağlık kurumları olan hastanelerde karşılanması stratejisinden vazgeçilmeli, toplumsal bulaşıcılığın önlenmesine yönelik tedbirler yaşama geçirilmelidir.
  • Salgınla mücadelenin tedavi ve bakım hizmetlerine sıkıştırılamayacağı, salgının sadece yataklı tedavi kurumlarında karşılanması durumunda sağlık altyapısının buna yetmeyeceği artık kabul edilmeli. Önümüzdeki günlerde hastalığın seyrinin ağırlaşacağı, yatak ve yoğun bakımlarda yer bulmanın daha da güçleşeceği öngörüsü ile talep ve uyarılarımız dikkate alınmalı. TTB olarak açıkladığımız tedbir paketi bir an önce uygulanmalıdır.
  • Yoğun bakım verileri sağlık çalışanları ve toplum ile şeffaf bir şekilde paylaşılmalı COVID-19 hastalarına uygun, yeterli donanım ve sağlık çalışanına sahip erişkin ve çocuk yoğun bakım yatak sayısı kamu ve özel-vakıf hastaneleri için ayrı ayrı açıklanmalıdır.
  • Sağlık Bakanlığı özel ve vakıf hastanelerinin olanaklarını kamu iradesi ile yurttaşların hizmetine sunmalıdır. 
  • Pandeminin gelmiş olduğu vahim tablo göz önüne alınarak başlangıç olarak özel ve vakıf hastaneleri için çıkarılan genelge uygulanarak, SGK ödemeleri de yapılarak her il için tüm hastaneleri sürece dahil eden değerlendirmeler yapılmalıdır. Yoğun bakım ihtiyaçlarında il içi ve iller arası hastaneler için iyi bir koordinasyon kurularak, COVID-19 hastalarını kabul etmeleri sağlanmalıdır.
  • KHK’larla haksız-hukuksuz biçimde işlerine son verilen sağlık emekçileri görevlerine iade edilmeli, göreve atanmayı bekleyen sağlık çalışanları da göreve başlatılmalıdır.
  • Sağlık Bakanlığı şimdiye kadar yürüttüğü politikalardan vazgeçerek salgınla mücadelede başarılı olmanın ön koşulu olan şeffaflık, akıl ve bilimin kılavuzluğunda belirlenmiş politikaları toplum ve sağlık meslek örgütlerinin katılımı sağlanarak yaşama geçirmelidir.

Yeni1Mecra